Fatih'te bir günah AVLUSU!

19 Ağustos 2009 01:31  

 

Fatih'te bir günah AVLUSU!

Belediye Başkanı Mustafa Demir’in ilçesinin olduğu kadar İstanbul’un en büyük camisi Fatih’te bu olup bitenden haberi var mıdır bilmiyoruz ama mutlaka vardır diyor ve ekliyoruz: “Senin bu günahlarının öbür dünyada affedilmesi gibi bir şansın yok arkadaş”

Burası İstanbul’un en önemli camilerinden Fatih Cami... Yani fethettiği İstanbul’la bir çağı kapatıp yeni bir çağa isim babası olan Fatih Sultan Mehmet’in kemiklerinin mezarında sızladığı yer...

Bize gelen bir mektup üzerine harekete geçtik. Gittiğimizde gördüklerimiz karşısında kanımız dondu. İçimizden geçenlerle cami gibi kutsal bir yerin avlusunda günahlara girdik. Burası resmen bir cami avlusundan çok hayvanları hedef alan özel bir ölüm ve işkence avlusuydu...

Peygamber efendimizin bile özellikle kediler konusunda ne denli hassas olduğu herkesçe bilinirken bu bilincin Fatih gibi sözde İslam’ın sancağını taşıyan bir ilçede bilinememesi bizi çok şaşırttı...

Lafı daha fazla uzatmıyor ve Fatih’in duyarlı vatandaşlarından bize gönderilen bir mektubu noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz. Biliyoruz ki bu haber Başkan Demir’in partisinin genel başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne gidecektir.

İnsan psikolojisini bozmamak adına avluda görüntülediğimiz onlarca sakat kedi ve yavrularının yaralı, kafaları gözleri patlatılmış, gözleri oyulmuş, derileri yüzülmüş resimlerini yayınlamıyoruz... Bizden istenmesi halinde bu resimleri ilgili yerlere vereceğiz...

İşte o mektup:

“Fatih Camisiyle ilgili bir çok şeyden kimsenin haberi yok. Çok çaresiz olduğumuz durumlar hariç yardım istemediğimiz ve bir sene boyunca 1400 ten fazla yavru yetişkin demeden ‘senin ölmene daha çok var sen dayanmazsın seni almak lazım diyerekten bir nevi Tanrıcılık oynayarak ölecekle yaşayan arasında seçim yapmak zorunda kaldık.

Bu süre içinde yetişkinlerde dahil 1000 i aşkın sayıda yuvalandırma yaptık. Resimler çekildi,ilanlar açıldı. Gazetelere yuvalandırma için ilanlar verildi.

Gece gündüz demeden binlerce kişiyle konuşup içlerinden bir can bakmaya,bir canın sorumluluğunu alabilecek istekte kişileri seçtik. Bazen bu kararlarımız geri gelmelerle sonuçlansada genelde seçimlerimizde başarılı olduk. Fatih camiinden o can pazarından kurtulan 1000 i aşkın kedi şu anda bir evin bir gülü olarak yaşamına devam ediyor.

2008 in haziran ayından beri camiye atılan hiç bir hayvanı göz ardı etmedik.Ne zaman ki ilgilendiğimiz anlaşıldı,her yere bu haber yayıldı zaten devam eden atılmalar 2-3 katına çıktı.

Mart ayından beri 300den fazla bebek atıldı camiye,çoğu çuvalların içinde,annelerinden ayrılarak, eşleriyle (plasentaları) ine birlikte, kaza geçiren, köpek parçalayan, 1 günlük, 3 günlük yavru kediler, kör kediler, fıtıklı kediler.

Yine de usanmadık;ama yavaş yavaş sahiplendirmeler kesildi,yaz dönemi geldi hastalıklar baş gösterdi,iç parazit ve pireler hayvanları kemirmeye başladı,yaralarını kurtlar sarmaya başladı. Gözü kurtlanmış kediler mi istersiniz iç organları kemirilmiş kediler mi,hepsi var.

Tatile gidenler hayvanlarını camiye atmaya başladılar, caminin ortasında her gün kedi taşıma kapları buluyoruz, kim bilir içlerinden çıkan kediler nerede evden atılmış hangi hayvan,caminin neresine saklandı o korkuyla,ya da evine dönmeye çalışırken yollarda ezildi.

4-5 ay içinde camiye 300 tane kedi atıldı, bu rakam şaka değil ve 200den fazlası öldü,kimi klinikte kimi camide can çekişerek. Ağızları,dilleri bembeyaz olarak öldüler, kimisi günlerce can çekişti,hayattan bir şey anlamadan,yaşamlarının ilk aylarında can çekişe çekişe öldüler. Kimisi ölmeye çalışıp günlerce kıvrandı,güneşin altında kendinden geçip ölümü bekledi.

Fatih belediyesinin İBB,İBB ‘nin fatih belediyesine ait olduğunu söylediği çimenlerden hayvanların bütün mama kapları,yazın sıcağında bütün su kapları toplanıp atıldı.yağmur yağarken içlerine sığındıkları 3-4 koli belki de içlerinde ufak yavrularla çöplere tıkıldı.

1 haftalık yavrular çimenlerde anne ararken,temizlik çalışanları üzerlerine su açtılar günlerce ve saatlerce,çimenleri sulamak için.20-30 hayvan bir arada,sırılsıklam duruyordu.

Şu yazın sıcağında su içecekleri su kapları artık yok ve bu hayvanlar caminin dışına çıkamıyorlar.aynı zamanda güneşin altındalar.tüm kedileri kısırlaştırma sözü verdiğimiz için kısırlaştırdık ve atılan bebekleri emzirecek anne yok, hayvanlar kumları ve atılan çiğ ciğerleri emerek ölüyorlar,aç aç ölüyorlar;ufacıklar çünkü.şu anda orda bir can pazarı ve insanlık dramı yaşanıyor.

Hayvanların hepsi sarılık,hepsi parazitli,hepsi viral hastalıklı,hastalıktan gözlerini açamıyorlar,2 gözü kör,3 bacaklı kediler var..hayvan atılmasını engelleyemiyoruz, ölüm yuvası oldu, atılan kedi 3 gün dayanamıyor, toplayıp çöpe atıyoruz ölenleri.

Kliniklere 1 hayvan dahi götürebilecek durumda değiliz. 20 milyara dayanmış bir borç var toplamda. Mama da alabilecek durumumuz yok. Bebekler zaten yaş mama yemek zorunda. Bugun itibariyle kedilerimizle elden geldiğince ilgilenen veterinerimiz de işten ayrıldı. Belediyeye bağlı Fatih Hayvan Hastanesine 4 adet kafes tarafımızdan bir şekilde temin edildi.

Parayla alındı.ancak ufak yavruların kafeslerin altından çıkması gerekçesiyle yavru kedi götürmememiz istendi. Aynı zamanda orada kalan hayvanlar için mama ve kum temin etmemiz ihtiyacı doğmuş.

Bunun yanında, Fatih Hayvan Hastanesine 5 kedi götürdük ve 9 kedi iade alıp camiye bırakmak durumunda kaldık. Belli ki camiden gelmeyen hayvanlar da araya karıştı ve sonları ölüm yuvası oldu.

Bugün gittiğimizde de hastanenin acil hayvanlar için temin edildiğini ve alamayacaklarını söylediler, acil demek herhalde can çekişen anlamında..kedi barınağı olur mu? Olmaz dendi ama yüzlerce kedinin sonu ölüm oldu. Şu an 60 tanesi bebek olmak üzere çok fazla kedi var camide. Ne yapabiliriz ah vah demekten öteye?

Bugün sağ olan kedilerin çoğu haftaya hayatta olmayacak.kime,nasıl,ne için kızmamız,karşı çıkmamız gerekiyorsa lütfen gerekirse büyük bir kalabalık olalım,hakkımızı ve haklarını arayalım.ben şu anda var olan birkaç yüz hayvandan vazgeçtik,ama bu ölümler orası var oldukça hep olacak.hayvan seven herkesten acil,Allah aşkına yardım istiyoruz.

Bir çok sitede hep beraber yuva aradığımız tek gözlü ya da topallayan hayvanlar şu an şükredilecek haldeler,çünkü bu akşam görülen 2 gözü kör ve 2 aylık yavru kedi ortada su arıyordu gittiğimde ve biz onu alamadık.

Müftülüğe gidildi. Müftülük Fatih Belediyesi’nden olur haberi bekliyordu. Fatih belediyesi başkan yardımcısı Hasan Süver gökteki kuşa üzerine pisledi diye sinirlenen ve yok etmek isteyen kişi.

Olur haberi bekliyorlar o onu bu bunu beklerken orda her gün onlarca hayvan can veriyor, can çekişiyor.

Fatih Belediye Başkan yardımcısı Hasan Süver ile yapılan 2. toplantıda kedi atımlarının önlenmesinin bu sorunu çözmede en büyük adım olacağını anlatmaya çalışırken bize yanıtı şöyle oldu.

Kedi atımlarının durdurmak için bir önleme gerek olmadığını, camii de sayı fazlalaştıkça 6 ayda bir kedilerin hepsini toplayıp Zeytinburnu sahile atmakla bu işi çözdüklerini söyledi. Duyduklarımıza inanamadık, ama evet aynen böyle söyledi. 

Zeytinburnu sahilinde yürüyüş yaparken orada kayaların arasında birçok kedi olduğunu, insanların onlara baktığını ve orada güvende olacaklarını!!!! (bir taraf deniz diğer taraf vızır vızır geçen arabaların olduğu yer güvenli!!! itlafın diğer adı...) ve bu yüzden cami deki kedilerin hepsini oraya bırakabileceklerini çözüm olarak gördüğünü söyledi.

-6 ayda bir tüm kedileri başka bölgelere atmayı çözüm olarak gören bir anlayış!...

-Yasaya göre sokak hayvanlarını bulundukları bölgeden alıp başka yere atmak suç teşkil etmiyor mu?

-Fatih bölgesi sokak köpeklerine de aynı çözüm mü uygulanıyor?...

-Fatih kedileri sokak kedisi olarak 5199 sayılı kanunun koruma kapsamında değil mi?...

Müftü Yardımcısı Mehmet Bey ile yapılan ilk görüşmede, hayvanların bulundukları bölgeye -paravan, uyarı tabelaları, demir kapı,kilit yapılması gerekli önlemlere son derece olumlu baktı ve hatta kendilerinin hoş gördüğü durumlara Müftü Bey'in de tatilden dönünce hiç bir sorun çıkarmadan olumlu bakacağını 2 kez tekrar etti.

Ama bu durumun onayı IBB tarafından istenince derhal böyle bir şeyin yapılamayacağı söylendi. IBB de şaşkınlık içinde kaldı...

Hasan Bey'de ilk görüşmede çok olumlu idi. Ne olduysa 2. görüşmede bambaşka bir tavır ile karşılaştık

İBB ile de görüşüldü.İBB görevlileri hayvanları başlarından atmaktan çok çözüm arayışı içindeler ama Fatih belediyesi başkan yardımcısı Hasan Süver'den bir türlü randevu alamadıkları için konuyu müdürleriyle görüşecekler haber bekliyoruz.

Halkla İlişkiler Müdürü Şaban Deniz ilgili ve çözüm bulmaya istekli. Halkla ilişkilerden 2 kişiyi görevlendirdi sorunun çözümü için. 

Halkla ilişkiler Md. Yardımcısı Basri Zeren ilgili iyi niyetli yardıma hazır. 

Halkla ilişkiler Uzmanı/ Yunus Kadakal

Çok ilgili, konuya üzülen bir kişi. Caminin durumu kendi gözleri ile görmüş ve mutlaka bir çözüm bulmaktan yana. Önce barınak dedi, olmayacağını anlayınca yerinde rehabilitasyonu kabul etti. Toplayıp atmaktan yana hiç değil.

Fatih camii için yapılabilecekler. Kedi ve artık yemek atılmasını engellemek için tabelalar hayvanlara eziyete dikkat çekebilmek için gerekli afişler,gelen Ramazan dolayısıyla ki geçen Ramazan’dan gayet iyi biliyoruz acımasızlık Ramazan’da da hat safhada.

Gelen gidenin çok fazla olması,üstünde sigaralar söndürülmesi hayvanların yarıya kadar yüzülmesi,gelen gidenin çok fazla olması,üstünden bisikletle geçmelerinin engellenmesi,tinercilerin barınmasını engellenmesi, ayrıca kedileri bıçakla yaralamalarını,öldürmelerinin çeşitli uzuvlarını vücutlarından ayrılmasını engellenmesi.

Vakıf yerinde halen camide bulunmakta olan kedilerin rehabiliteleri için gerekli olan paravan branda demir kapı ve kilitlerin sağlanması yer gösterilmesi.

Ayrıca 14/08/2009 da fatih belediye başkanı Mustafa Demir’le görüşüldü.Mustafa Demir’ e olaylar anlatıldığında zaten bu fatih camisi olayını kangrene dönüştürdünüz.Ben 2000 in üzerinde köpekle uğraşıyorum.Birşey yapamam.Hasan Süver’in önerdiği gibi toplanıp toplanıp Zeytinburnu sahiline atarlarsa eğer bütün dernekleri seferber edip 24 saat en az 2 hayvanseverin orda nöbet tutacağını eğer oraya kedi atımı olursa mahkemeye gideceğimizi belirttik.

Sonuç olarak ne yaparsanız yapın dendi..Bunun için yazılı bir izin istendiğindede red cevabı aldık.

Sonuç olarak her şey Fatih belediyesinde ve müftülükte bitiyor.Ve sonuç bir iki kişinin kendini bilmezliği yüzünden,kendi dışında yaşayan her varlığı olmamaları gerektiğini düşündüğünden her gün onlarca can ölüyor.Öleceklere de yenileri ekleniyor..Bu vahşete dur diyebilir miyiz artık ?

Fatih Camii Grubu 

FUNDA SARAL
BADE ERGUVAN
GÖZDE ERDOĞAN

TURKHABERLER İSTANBUL

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0