15 Temmuz Milli Bayramını Millete Bırakın!
18 Temmuz 2019 18:02 / 914 kez okundu!
İnsan aklı bu halk hareketi ve başarısı karşısında sekteye uğrarken, efsane gibi anlatılan Çanakkale ruhu bir daha tecelli etmişti. “Yürekler birlikte vurunca top bile sindiremez” mucizesi gözler önünde tecelli etmişti.
****
15 Temmuz Milli Bayramını Millete Bırakın!
15 Temmuz 2016 gecesi ülkemizi paymal etmek için yapılan darbe teşebbüsüne karşı vatandaşın “kıyam” etmesi darbecileri hayal kırıklığına uğrattı.
Bir gün önce bu milletin imkanlarıyla bir eli yağda bir eli bağda olan generaller, uzman çavuşların tekme tokatları arasında hırpalanıyordu.
İnsan aklı bu halk hareketi ve başarısı karşısında sekteye uğrarken, efsane gibi anlatılan Çanakkale ruhu bir daha tecelli etmişti. “Yürekler birlikte vurunca top bile sindiremez” mucizesi gözler önünde tecelli etmişti.
Cesaretini; Ezan, Sala, Tekbir, Bayrak ve Vatan kavramlarından alan Anadolu insanı yeniden bir destan yazmıştı.
Aslında biz bu değerlerimizden koptuğumuz için bu bela başımıza gelmişti demek daha doğru olur galiba.
Kanaatim o ki bundan sonra kimin bu millete hizmet etme gibi bir niyeti varsa bu mezkur beş değeri çalışmasının önsözüne koyması lazımdır.
Öyle yarım asır vatandaşlarımızı laiklik teranesiyle oyalayarak içi boş bir kalabalık haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur.
Evet, o gece dört partinin vekilleri meclise sahip çıkıp müdahaleye karşı olduklarını ittifak ile deklere ettiler, ama unutmayalım sahada olanların çoğu şahadet aşkıyla, helalleşerek sokağa inen kimselerdi. Ona A partisi, B partisi tabanı demek kolay değildir.
Diyarbakır’da ilk üç günde düzenleme komitesinde ben de vardım. Konuşmacıları tespit edip, davet ediyorduk, halk nezdinde isminin karşılığı olan kanaat insanlarını konuşturuyor, insanımızın bu davanın iç yüzünü anlamlarına yardımcı oluyorduk.
O ilk üç günde, ilk gecenin heyecanı gözüküyordu. Derken Diyarbakır’da Tevhit bayrağı dahil, “Türkiye bayrağı dışında başka bir bayrak olmasın” talebi bir kırılma noktasını oluşturdu. Üstelik hala da Türkiye bayrağına Türk bayrağı deyip bir tarafa çekenler de vardır.
Dünya devletlerinin bayrakları devletlerinin adıyla anılırken, bizim niye bir ırka intisap ediliyor onu da anlamış değilim. Burada da bir sakatlık var. Irka dayalı devlet ve ulusalcılıkla Osmanlı devletini yıkan bazı kıt akıl sahibi kimseler ülkemizin başına da bir bela getirmeseler iyi olur.
Ayrıca o “kıyam” ile başlayıp 251 vatandaşlarımızın şahadeti ile sonuçlanan ve arkasında binlerce gazi bırakan olaya daha sonra Valilik el attı, her geçen gün katılımcı sayısında azalma oldu, üstelik katılımcı profili de değişti.
Bu akşam (15 Temmuz 2019) sahayı iyice gözlemledim, katılımcı profilinin % 10’u dahi ilk gecenin insan tipi değildi, ayrıca gelenlerin çoğunda o gecenin heyecanından eser yok. Anlaşılan çoğu 15 Temmuz'u evlerinde seyretmişler olanlardandı.
Evet 15 Temmuz bir milli bayram, ama keşke milletin bunu kutlamasına fırsat verseydik. Bu gecenin kutlanma tarzına yine millet karar verseydi. Devlet protokolü ile bu bayramlar bihakkin kutlanmaz.
Korkum şudur ki, her gelen yıl disiplin ve düzen adına bu “kıyam” gününü dar bir kalıp içine sokarak, küçültüp küçültüp diğer milli bayramlar gibi valiliklerin önlerinde kutlamak durumuna düşeceğiz, ben bundan kaygı duyuyorum.
Peki ne yapmak lazım derseniz? Kanaatimce;
Bu geceyi sivil toplum örgütlerinin inisiyatifine bırakacaksınız.
Evet ilgili yerleşim biriminin mülki amiri de konuşmacı olur, ama bir numaralı konuşmacı olmamalı,
15 Temmuz darbe girişimi lanetlenirken, bu süreç içinde yapılan doğrular, yanlışlar da dillendirilir.
OHAL ve sonrasında olup bitenler eksisiyle, artısıyla ele alınır.
5-10 dakika arası konuşmalarla 10-15 konuşmacıya söz hakkı verilir. Konuşmacıların isim listesi bir önceki gün basına verilir.
Bu şekilde halk sesinin platformumda yankı bulduğunu görür ve katılımcı profili değiştiği gibi vatandaşlar daha mutlu bir şekilde gelir ve gider.
Maalesef böyle giderse bu manidar gün her geçen gün halktan uzak kalacak ve bir anlamda önemini yitirecek gibi gözüküyor.
Benden söylemesi.
Eyüphan KAYA
17.07.2019, Diyarbekir
Son Güncelleme Tarihi: 20 Temmuz 2019 13:14
