Emeklilere az para veriyoruz

29 Temmuz 2009 18:25  

 

Emeklilere az para veriyoruz

Türkiye’de bazı kesimler, sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarının çok yüksek olduğunu ileri sürerler. Bu nedenle tasarrufları arttırmamız gerektiğini sürekli tekrarlarlar. Oysa mali krizlerin ardından gelen ekonomik durgunluk dönemlerinde tasarrufların artması hiç de iyi bir yol değildir. Durgun bir ekonomide harcamaların değil de tasarrufların artması ülke ekonomisini daraltır, durgunluktan çıkışı daha da zorlaştırır. Bu yüzden bu dönemlerde tasarrufları arttırmanın aksine tüketimi çoğaltmak gerekir.

Amerikan ekonomisinde başlayıp dünyaya yayılan mali krizin ardından gelen ekonomik durgunluk döneminde, Asya ülkeleri aşırı tasarrufun 2008 krizini derinleştirdiğini gördüler. Asya ülkelerinin ihracatının durması büyük bir şaşkınlık yarattı. Bunun üzerine Çin, Güney Kore, Tayland, Hindistan hızla sosyal harcamaları arttırdı. Sağlık, sosyal güvenlik gibi sosyal refah harcamalarının kamu bütçelerindeki payı yükseldi. Pek çok kişi sosyal güvenlik kapsamına alındı. Bunun nedeni şu; insanlar şimdiki gelirlerine göre harcama yapmazlar. Gelecekteki gelirlerine göre paralarını harcarlar. Eğer insanları sosyal güvenlik kapsamına alırsanız gelecekleri güvence altına alındığı için harcamalarını arttırırlar. Böylece ihracatın yavaşladığı ekonomik durgunluk dönemlerinde iç talep artışı yoluyla sanayi üretiminin yavaşlaması önlenir, işsizlik engellenir.

Birleşmiş Milletler’in verilerine göre Asya ülkelerinde yaşlıların ancak yüzde 30’u emekli maaşı alıyor. İşsizlik ödeneği güvencesinde olan gençlerin sayısı ise işsizlerin yüzde 20’si civarında. Bu düşük sosyal güvence oranlarını arttırmak için ilk olarak Çin harekete geçti. Çin hükümeti temel sağlık hizmetleri için 120 milyar dolarlık yatırım başlattı. Vietnam’da 45 milyon insan sosyal güvenlik sistemi kapsamına alındı. Tayland yeni bir ulusal sağlık programı başlattı. 1990’larda tasarrufları arttırma politikası izleyen Asya ülkeleri ulusal gelirlerinin yüzde 50’sini aşan tasarruf oranlarına ulaşmışlardı. Şimdi bu yüksek tasarruf oranlarının yanlış olduğunu gördüler. Sosyal refah harcamalarını arttırmaya, tasarrufları da azaltmaya başladılar.

Türkiye’de ise bazı ezberciler sosyal refah harcamalarının yüksek olduğunu ileri sürmeye devam ediyorlar. Oysa rakamlar diğer ülkelerle kıyaslandığında ezbercilerin söylediklerini doğrulamıyor. Türkiye’de sosyal harcamalar 2009 yılında ulusal gelirin yüzde 6,5’ine denk geliyor.

OECD ülkelerinde sosyal harcamaların ulusal gelirlere olan ortalama oranı yüzde 20,5 ile bizdeki oranın üç katı kadar. Bu oran, Avustralya’da yüzde 17,1, Japonya’da yüzde 16, Güney Kore’de yüzde 7,5, Çin’de yüzde 4,6, Hindistan’da yüzde 4, Malezya’da yüzde 3,9 oranında bulunuyor. Asya ülkelerinin sosyal harcama rakamları 2004 ve 2005 yıllarını kapsıyor, 2009’da bu oranların daha da yüksek seviyede olduğu unutulmamalı.

Türkiye’de sosyal refah harcamalarını arttırmak için önce emekli maaşlarının yükselmesi gerekiyor. Ardından işsizlik ödemeleri ve sağlık harcamalarında artışa gidilmeli. Sosyal harcamalarda Asya ülkelerinin bile gerisine düşmek, Türkiye için pek iyi olmayacak. Bu ülkede ezberleri her alanda bozmak, zamanı ve şartları anlamak gerekiyor. Artık 1990’larda değiliz. O yılların tasarrufları arttıralım anlayışı bugünlere uymuyor. Asya ülkelerinin yeni politikasına Türkiye’nin de katılmasında fayda var.
 

Süleyman Yaşar
Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0