Dünyanın bütün şarapçıları birleşin

24 Eylül 2012 13:23  

 

Dünyanın bütün şarapçıları birleşin

Dünya üzerindeki tüm şarapseverleri, blog yazarlarını ve sektörü biraraya getiren Dijital Şarap İletişimi Konferansı’nın bu yılki durağı İzmir. Ryan Opaz: Vergiler nedeniyle şarap kültürünü yayamıyoruz

Türk Şarapları Platformu’nun ev sahipliğinde, dünyanın şarap sektörü ve kültürü konusunda en büyük dijital topluluğunu kuran Vrazon tarafından organize edilen bu konferans 9-11 kasım tarihleri arasında İzmir’de dünyanın farklı ülkelerinden gelecek tam 400 blog yazarını buluşturacak. Anadolu’da 7000 yıldır süregelen bağcılık ve şarapçılığı, özgün üzüm çeşitlerini ve günümüzde gelinen kaliteli şarap üretimini ön plana çıkarmak isteyen Türk Şarapları Platformu bu konferans ile uluslararası alanda şarap pazarının dikkatini çekmeye hazırlanıyor.

Vrazonplatformu ise dijital şarap konferanslarını 2008’den bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenliyor. Vrazon’un kurucu ortaklarından Ryan Opaz, şarap üzerine uzmanlaşmış, dünyanın sayılı blogger ve pazarlama uzmanlarından biri. Opaz, “İyi şarapları dünyanın her yerinde daha zengin olanlar içiyor ama biz hesaplı ve iyi şaraba herkesin ulaşması için çalışıyoruz’’ diyor.

Ryan Opaz ve Türk Şarapları Platformu Direktörü Taner Öğütoğlu ile Türkiye’de ilk kez düzenlenecek Dijital Şarap İletişimi Konferansı’nı konuştuk.

Şarap gibi tüm dünyada büyük bir endüstri ve aynı zamanda bir kültür nesnesini dijital ortamda pazarlamak ve bloggerların katılabileceği böyle bir platform yaratmak fikri nasıl doğdu?

Ryan Opaz: Bazı insanlar arabaları, bazıları da yemekleri sever. Bense şarabı seviyorum ve blogumda şarap hakkındaki düşüncelerimi paylaşıyorum. Burada amacımız pazarlama yapmak değil, birbirimizin deneyimlerini paylaşmaktı. Bu deneyim alışverişleri de bizim için heyecan verici bir buluşma ortamı yaratıyordu. Amacımız değişik coğrafyalardaki farklılıkları biraraya getirmekti. Zaman geçtikçe çok daha fazla insanın katılımıyla şarap daha ticari bir konu olmaya başladı ve bir pazarlama ortamı oluştu. Yani aslında şarabı dijital ortamda pazarlamak gibi bir niyetimiz yoktu; fakat katılımlar arttıkça gelişti ve böyle bir platform oluştu. Ve nihayetinde Uluslararası Dijital Şarap İletişimi Konferansı bir şarapla buluşma noktası oldu.

Şarabı web üzerinden tanıtmayı nasıl başardınız merak ediyoruz çünkü İnternet sayesinde bloggerlar, gazeteciler, üreticilerden oluşan çok kalabalık bir topluma hitap ediyorsunuz... Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Ryan Opaz: Eğer bu olaya konferans açısından bakarsam; konferans iletişimle ilgili. Eğer bir şarap üreticisiyseniz ve daha çok pazarlama yapmak istiyorsanız en iyi yol gazetelere ve internete bakmaktır. Artık dünyada her şey; sadece kitap, dergi, gazete gibi yazılı basına değil, iletişim stratejisi oluşturmaya bağlı. Bizim başarımızdaki sırrımızda interneti bunlardan sonra gelen bir adım olarak görmeyip internetin onlardan tamamen farklı kurallara sahip olduğunu algılamamızdı. İnteraktif bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünyada da pazarlama yapmak için stratejimizi internet üzerindeki çeşitli topluluklar oluşturma konusuna yoğunlaştırdık.

Oluşturduğumuz toplulukların gün geçtikçe daha fazla insanla bizi buluşturma etkisi var. Örneğin; küçük bir şehirde 10 adet şarapsever online olarak iletişime geçiyor ve kurdukları bu toplulukla daha önce tanımadıkları yüzlerce insanı etkileyip onlara ulaşabiliyorlar. Kalabalık bir gruba hitap etmekte ki en büyük strateji ise tutkulu olmak... Bizde hem her zaman bu tutkumuzu ortaya koyuyoruz hem de hiçbir zaman yeni topluluklar arayışı içinde olmaktan vazgeçmiyoruz. Böylece çok farklı kültürlerden gelen şarapseverlerle iletişime geçip aynı zamanda şarap dünyası dışında ki kişilerin de ilgisini çekme fırsatı yakalıyoruz.

Bu yılki Avrupa Şarap Bloggerları Konferansı için İzmir hangi kriterlerle seçildi? Oradaki yerel üreticiler ile de buluşacak mısınız?

Ryan Opaz: Biz Türk Şarapları Platformu(WoT) ile çalışıyoruz. Onlar bize üç dört lokasyon sundular. Biz de teklifi beğendik ve Türkiye’ye evet dedik. Çünkü bunlar arasında Ege bölgesi üzüm açısından çok zengin bir yerdi. İzmir’in de ziyaret edebileceğiniz birçok şarap imalathanesi var. Bir diğer açıdan da Türkiye’nin inanılmaz yemekleri var. 2008 yılından itibaren gerçekleşen bu Uluslararası Dijital Şarap İletişimi Konferansı’nda sadece şarapların tadılması ile kalınmıyor. Bu bir süreç ve gittikçe büyüyen bir etki yaratıyor. Bu sene de Türkiye’yi tanıtmak, Türk gıda ihracatının tanıtımını yapmak gibi fırsatların genişlemesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bizler de mümkün olduğunca çok şarabı tatmaya çalışacağız ve böylece hem Türkiye’nin hem de İzmir’in kültürlerini daha yakından tanıma fırsatı bulacağız.

Taner Öğütoğlu: Wines of Turkey olarak konferans çalışmalarını yürütürken üç bölge belirlemiştik; İstanbul, İzmir ve Kapadokya. Ulaşım kolaylığı, bölgeye 1 saat yakınlıkta şarap üretim yerlerinin bulunması ve 350 kişinin kolaylıkla kullanabileceği internet bağlantı hızı gibi kriterler göz önüne alındığında İzmir’in en ideal bölge olduğuna karar verdik. Aynı zamanda Ege Türkiye’nin şaraplık üzümlerinin yüzde 55’inin üretildiği bir bölge... Diğer bir açıdan da Türkiye’de dünyanın en eski bağlarından yeni kaliteli şaraplar üretiliyor. 800’den fazla yerli üzüm çeşidi de dünya için büyük bir yenilik.
Şarap endüstrisinin dünyadaki en önemli merkezlerinden birinde, İspanya’da yaşıyorsunuz. İspanya’da şarap günlük yaşamın çok içinde olan bir içki... Türkiye’de ise iyi bir kadeh şarap içmenin bedeli vergiler nedeniyle epey ağır. Türkiye gibi ciddi potansiyeli olan bir ülke, şarap kültürünü yaşamın içine daha fazla dâhil etmek adına neler yapabilir sizce?

Ryan Opaz: Şarap kültürünü yaymak anlamında en büyük engellerden bir tanesi vergiler diyebiliriz. Ancak bunlar hükümetlerle ilgili konular ve ben siyasi bir kişi olmadığım için bu konu hakkında yorum yapmam pek doğru olmaz. Daha fazla kişinin şarap içmesi konusunda ise Amerika’da da aynı sorunlar mevcut. İyi şarapları ancak daha varlıklı insanlar içebiliyorlar. Hesaplı ve iyi şarabın herkes tarafından ulaşılabilir olması gerektiğini daha fazla insanın farkına varmasını sağlamamız gerekiyor. Ayrıca bir moda da söz konusu... Örneğin; bir film yıldızı elinde bir kadeh taşıdığında, çok kısa bir süre sonra birçok insan da kadeh taşımaya başlıyor. Bir diğer konu da; şaraptan korkmamak gerekiyor. Bir restoranta gittiğinizde bir şişe açtırmaktansa bir kadeh satın almak çok daha hızlı. Kendimden de biliyorum; şişenin parasını veriyorsunuz ve şarabı beğenmezseniz bu size sıkıntı veriyor. Ancak daha uygun fiyata, tatmak maksadıyla aldığınız sadece bir kadeh şarap, sizi yaşanabilecek bu sıkıntıdan uzaklaştırmış oluyor. Şarapseverler de böylece kendilerini daha özgür hissedebiliyorlar.

Taner Öğütoğlu: Türkiye şarap denilince pek de akla gelen ülkelerden biri değil. Ancak en saygın tarihçiler ve DNA uzmanları bağcılık ve şarapçılığın bu topraklardan çıktığını bilimsel raporlarla kanıtladılar. Türkiye’yi şarap anlamında da akla gelen ülkeler arasına sokabilmek için sadece şarabımızı değil mutfağımızı ve kültürümüzü de tanıtmamız gerekiyor. Bizde Wines of Turkey olarak bu alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şarap kültürünü yaşatabilmek adına Türk şaraplarının menülere girmesi için çalışmalar yapıyoruz.

Van Depremi’nde maddi yardım

Geçen yıl Van Depremi’nde unutulmayacak bir jest yaptınız ve EWBC olarak depremzedelere maddi yardımda bulundunuz.

Ryan Opaz: Türkiye’yi gerçekleştireceğimiz konferans sayesinde daha yakından tanıma şansı yakalamıştık. Bir sabah uyandık ve BBC’de Türkiye’de ki Van Depremi hakkında bir haber gördük. Burada zarar gören insanlara hemen yardım etmek istedik. Çünkü bizim asıl amacımız çeşitli toplulukları, farklı kültürleri bir araya getirmek. Amacımız doğrultusunda değişik kültürlerden gelen insanları biraraya getirip onları buluşturmak adına çok büyük bir önem taşıyordu bu yardım. Deprem gibi doğal afetler ülkelerin kültürlerini etkileyen önemli olaylardır. Bu nedenle yardım fırsatını kaçırmak istemedik ve bir miktar para bağışında bulunduk. Bu yardım aynı zamanda Türkiye’nin konferans için bize davetkâr tavrına karşı bir teşekkür etme imkânı da oldu.

Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0