deepblueeagle
|
MELODY GARDOT-Caz’ın en yeni sesi
Melody Gardot henüz 24 yaşında. Amerikalı caz şarkıcısı. Aynı zamanda şarkı sözü yazarı ve müzisyen. Piyano ve gitar çalıyor. Caz, blues’a çok uygun ve benzersiz bir sesi var. Aslında sesi birçok eski caz/blues şarkıcısını andırıyor. Salena Jones örneğin. Çok yetenekli ve başarılı, özgün müzisyenler böyledir zaten. Benzersizliği ile hemen fark edilirler ancak aynı zamanda bütün bir müzik geçmişinin, başarılı müzisyenler serisinin bir halkası olarak birçok müzisyeni de akla getirirler. Gardot’un müziğinde pop ve folk etkileri de var. Şimdiden caz, blues, pop dünyasında saygın bir yer edindi. Sesinde hüzün ve neşe aynı anda fark ediliyor. İnsanı hemen yakalıyor ve aynı zamanda da huzurla dinliyorsunuz.
Melody’nin müziğinin benzersizliği, etkileyiciliği, kişiliğinin ve yaşamının da etkileyiciliğinden kaynaklanıyor. Gerçek sanatçılar, özgün müzisyenler böyledir. Sanat, müzik onlar için yaşama nedenidir. Tüm yaşamları sanatlarının üzerine evrilir, sanatlarının etrafında döner. Yaratmak için yaşarlar onlar. Yaşamak için de yaratırlar.
Bütün büyük sanatçılar böyledir. Balzac sadece yazmıştır, insanlık dramını, komedyasını. Simenon, Asimov sadece yazmışlardır. Simenon 400 civarı eser çıkarmıştır. Mozart da öyle. Büyük sanatçılar böyle yaşarlar. Takıntılıdırlar yani. Woody Allen gibi. Veya Oğuz Atay. Yaratmayı bilirler, yazmayı, üretmeyi. Oğuz Atay örneğin, faturaları nasıl ödeyeceğini bile bilmezdi. Yazma, yaratma dışında şaşkındır büyük sanatçılar. Gündelik yaşamda elleri ayaklarına dolaşır. Kafka gibi. Marcel Proust gibi. Proust hayatı boyunca astımlı olarak yatakta yazdı. Ama belki de yirminci yüzyılın en büyük romanını, Kayıp Zamanın İzinde’yi yazdı.
Büyük sanatçılar tek yönlüdür. Gerçek yaratıcılar, yaratmazlarsa ölürler. Hayatlarının amacı bildikleri sanatı üretmektir. Başka şey bilmezler. Varoluş amaçları budur. Her insan elbette hayatının amacını, yeteneğini keşfetme yönünde şanslı olmayabilir. Birçok yetenek, yeteneğini fark etmeden, ortaya çıkarmadan ölüp gidiyor.
.jpg)
Onlara sorarsanız, nasıl yaratıyorsunuz diye, yanıtlayamazlar, çünkü çok doğal ve otantik insanlardır onlar, sadece yaparlar, nasıl ve neden yaptıklarını bilmezler bile. Sadece oturur yazarlar, veya resim yaparlar, veya melodiler kendiliğinden, durup dururken gelir. İlham, içgüdü, her neyse adı, coşkuyla üretirler, bir an için boşalırlar, boş gezerler, yer içerler, sonra yine bir dürtüyle yaratırlar. Aynı zamanda terapidir onlar için sanatları.
Melody Gardot da bu türden işte. Yetenekli. Nedeni nasılını bilemeyiz. Melody, çocukluğunda piyano çalıyor. Sonra bir trafik kazası geçiriyor. Sinirleri harap oluyor. Tedavi görüyor. Tedavinin bir parçası da müzik terapisi. Müzik sayesinde iyileşiyor. Yani, kendini yüceltiyor. Müziğe tutunuyor. Gitar çalmaya başlıyor. Sonra da şarkı yazmaya, şarkı sözü yazmaya.
Sonra fışkırıyor bir şekilde yeteneği, akıp gidiyor. Tedavi esnasında ürettiği müzik “Some Lessons” adıyla yayınlanıyor 2005’te. 2008’de ilk albümü “Worrisome Heart” geliyor. Albümdeki şarkılar Melody’ye ait. 2009’da ise yeni albümü “My One and Only Thrill” çıkıyor. Melody çalıyor ve söylüyor, şarkılar da kendine ait.
Nette şarkılarını bulabilir, dinleyebilirsiniz. Çok özgün bir sanatçı. Bütün özgünler gibi sade, yalın, motive edici, olumlu, insancıl. Gerçek sanatçılar söyleyeceğini en sade, temiz, pürüzsüz ve kısa yoldan söyler. Melody de öyle söylüyor. Mutluluk veriyor, insanın içini temizliyor, ısıtıyor.
Mükemmel bir müzik, mükemmel bir ses. Caz, blues, temiz, yalın müzik severler, akustiğe bayılanlar Melody’yi kaçırmamalı. Melody kesinlikle geleceğin en iyilerinden ve klasik olacak bir müzisyen.
Gözlük kullanıyor, ışığa duyarlı. Pek konsere, turneye çıkamıyor, çünkü kas, sinir problemi var.
Üstelik İstanbul Caz Festivaline gelecek bu yaz inşallah.
Melody gibilerle dünya daha yaşanası.
|