Bebek’in ünlü sokak köpeği Mıstık, Happily Ever After’ın himayesinde

05 Nisan 2012 15:51  

 

Bebek’in ünlü sokak köpeği Mıstık, Happily Ever After’ın himayesinde

Yıllardır Bebek’te yaşar Mıstık.

Bej rengi, yakışıklı iri bir köpektir o.

Çok temiz görünmez, neticede karda kışta mekânı sokaklardır.

Ama öyle kirloş, kendini bırakmış bir köpek de değildir, bundan da ara sıra temizlendiğini anlarız.

Bebek civarında yaşayan herkes tanır Mıstık’ı.

Sokaktaki masalarda yemek yiyenleri hiç rahatsız etmez aslında, sandviç ya da ona yarayacak başka bir şey varsa tabağımda, bir parça ona da ikram ederim hep; ikram edilen yiyecek her neyse, kalbimi kırmamak için biraz ilgi gösterir gibi yapar; koklar, etrafında dolaşır ama yemez pek. Gözü de karnı da tok bir köpek gibi görünür Mıstık; civarda her zaman ona kuru mama satın alan hayvanseverler vardır da ondan mı böyle görünür, yoksa insanların dostluğu her şeyden önemli midir onun için, bu yüzden mi rahatsız etmez kimseyi, bilemem.

Yakın zamanlara kadar Bebek Lucca’nın kapısında yaşardı, sıcak yaz günlerinde iri gövdesiyle masaların arasında kıvrılıp mışıl mışıl uyur, sıkışık masaların arasından geçerken, Mıstık’ın üzerine basmamak için özel bir dikkat gerekirdi.

Lucca’nın kaldırımındaki küçük masaların arasında, sırf insanlarla birlikte olmayı sevdiği için dolaşırdı bence, yoksa önüne atılacak bir parça yiyecek umuduyla değil.

Epeydir Mıstık’a rastlamıyordum. Dün akşamüzeri yürüyüş sonrasında Bebek’teki Happily Ever After’da bir kahve molası vermiştim ki, Mıstık geldi yanıma; biraz zayıflamıştı, çok iyi görünmüyordu doğrusu. Bir gözü de fena halde akıyordu nedense. Sonra mekânın yönetiminden olduğunu düşündüğüm biri geldi ve garsonlara Mıstık’a kuru mamasından getirmelerini söyledi. “Mıstık artık burada mı yaşıyor” diye sordum, “Evet” dedi, “artık burada kalıyor”. Lucca’da bir gece –ihtimal ki alkollü– müşterilerden birinden fena bir darbe yemiş galiba –müşteriyi ısırdığı konusunda bir rivayet de var ayrıca, ben hiçbir köpeğin sebepsiz yere kimseyi ısıracağına inanmam o da ayrı– Mıstık o darbe sırasında bir gözünü kaybetmiş ve anlaşılan o ki, Lucca’dan da sürülmüş.

Happily Ever After, Mıstık’ı himayesine almış şimdi, ben kahvemi içerken, o beyefendi veterinerle konuşuyordu, yarım kulak duyduğum kadarıyla Mıstık’ın akan gözü için bir çare aranıyordu. Ama hayvanlarla çok haşır neşir olduğum için bilirim, bir köpek gözünü kaybettiyse şayet, yapılacak pek bir şey yoktur artık.

Öğrendim ki, Happily Ever After, geceleri Mıstık’a yatacak bir yer de gösteriyormuş. İçim rahatladı, tek gözle gece karanlığında Bebek’in bazen çok tehlikeli olabilen trafiğinde kendini nasıl korurdu aksi halde.

Bundan sonra, yürüyüşlerde vereceğim kahve molaları kesinlikle Happily Ever After’da olacak.

Sokak hayvanlarına şefkat gösteren mekânları seviyorum çünkü.

Ayrıca hem kahvesi, hem zencefilli yeşil çayı, hem sıcak sıcak fırınından çıkardığı ekmekleri, hem de salataları çok güzeldir zaten.

Telesiyej/Taraf

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0