ZAFERİ KADINLAR GETİRDİ
01 Nisan 2009 14:25

Aziz Kocaoğlu, yeni döneme ilişkin tüm merak edilenleri anlattı. Çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte satırbaşları...
Kadro her zaman değişebilir
KADRO dinamik birşey... Seri değişiklik yapan bir adamımdır. Kadroyla her zaman oynanabilir. Yerler değişebilir. Ama bizim devlet yönetim sisteminde bir anormallik söz konusu. İki grup var. Birincisi koşturan insanlar. Diğeri de vizyon dediğimiz şeyi belirleyecek, açacak danışmanlar kadrosu. Yeni dönemde 10 kişilik danışman kadrosu olabilir.
Hükümetle sorun yaşamayız
ÇOK iyi ilişkiler içerisinde çalıştığımız bakanlarımız, genel müdürlerimiz, bürokratlarımız var. Seçim süreci bitti. Şimdi Ankara’da hükümet, burada da yerel yönetim bulunuyor. İzmir’in ihtiyaçları ortada. İzmir’in belediyesi, belediye başkanı var. Bakanlıklarla, hükümetle bu noktadan sonra en ufak sorun yaşanacağına inanmıyorum.
Mucizelere değil İzmir halkının sağduyusuna inanırım
“Stratejik Plan’da yazdığım yazıları, gayet mütevazi maddeleri, seçim bildirgesinde yaptıklarımı tamamladığımda, İnciraltı planlaması kazasız belasız geçtiğinde ortaya çıkacak İzmir’i düşünüyorum... “
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 29 Mart Yerel Seçimleri’nin sonuçlarını alır almaz ilk röportajı Milliyet EGE ile yaptı. Tarihi bir oy oranıyla seçimin galibi olan Kocaoğlu; hem yapılacakları anlattı hem de seçim dönemiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özeleştiri yaptı. Göreve kaldığı yerden devam edecek olan Başkan Kocaoğlu, kadro ve öncelikli projelerle ilgili de tüm merak edilenleri anlattı. Milliyet EGE sordu, bu kez “seçilerek” göreve gelen Başkan Kocaoğlu yanıtladı.
Seçimi kazandıktan sonra aldığınız ilk karar ne oldu?
- Sigarayı bırakmaya karar verdim. Başkanlıktan önce günde 10 sigarayı geçmemiştim. Belediye başkanlığımda giderek artırdım ve artık yürürken zorlanmaya başlamıştım. Aslında birkaç kez bırakma deneyimim olmuştu. Bu beş sene sigara içerek geçmez. Spor yapmam lazım, çünkü yük ağır. Mutlaka vücudun ve beynin zinde olması gerekiyor. Zaten sigara da en büyük risklerden biri...
‘Nasıl yoğurt yediğimiz belli’
İkinci dönemlerde ilk 100 gün çok önemlidir. Çok proje var ama önceliğiniz o ilk 100 güne sığacak önceliğiniz neler?
- Bu sorunun aslında bana göre cevabı yok. Niye cevabı yok? Benim esas yapacağım şu: Devam eden bir çok projemiz var. İhale sürecini doldurmuş projelerimiz de var. Çarşamba günü mazbatayı alırsam perşembe gününden pazara kadar dört gün tebrikleri kabul edip, ondan sonra da arkadaşlarla beraber bir yere kapanmak istiyorum. Daha çok yatırımcı birimlerle, proje planlamayla, İZSU ve ESHOT’la ilgili konuları konuşacağız. Zaten projelerimiz, stratejik planımız belli. Seçim bildirgesinde yazdıklarımız ortada. Bunlarda bir iş bölümü, bir tasnif, zaman-lama ayarı yapıp üzerine de para boyutunu, nakit akışını yaptığımızda yol haritamız belli demektir. Geçmişteki gibi yapmayacağız. Bir aylık toplantılar, üç aylık gelişme raporlarıyla işi götüreceğiz. Bahanesi falan yok. Yani bizim artık nasıl yoğurt yediğimizi öğrendi büyükşehir belediyesi bürokrasi. Ne yaptığımızı öğrendi, kişiliğimizi öğrendi. Geçen dönem bir maratona çıktık. Daha sakin, daha halkın içerisinde, olaylara biraz daha geniş perspektifle ve sokaktan bakan bir belediyecilik anlayışımız olacak. Yani hem proje anlamında kente tepeden bakan ama sokaktan da işlerin doğru yapıldığını denetleyerek yola devam edeceğiz.
‘Özeleştiri değil, çaresizlik’
Bunu geçmiş döneminizle ilgili bir özeleştiri anlamında değerlendirebilir miyiz?
- Özeleştiri değil, çaresizlik anlamında değerlendirebilirsiniz. Çıkma şansım yoktu. Çünkü malum nedenlerden dolayı. Ama her zaman arzuluyordum. Malum nedenler de; proje yapmak, kadro oturuncaya kadar her işi kontrol etmek, bürokratik engeller gibi şeyler. Bu kadroyla ilgili bir şey. Biraz da işi öğrenmenizle ilgili. Birşeyleri görüyorsunuz, göremiyorsunuz. Büyükşehir belediye başkanının protokol görevi çok fazla. Kenti tanıma, anlama ya da belediyecilik anlamında bizim çok fazla zamanımız olmadı. Mesela bir Stratejik Plan’ın hazırlanması ciddi bir mesaidir. Bir Nazım İmar Planı’nın hazırlanması ciddi mesaidir. Bir Ulaşım Mastır Planı’nın hazırlanması bizim için de ciddi projedir. Belediye her zaman bu tempoda ilerleyemez. Mesela İZSU, 2010’un altıncı ayından itibaren tekrar işletmeci kurum konumuna dönüyor. İZSU’nun bir yatırımcı hüvviyeti kalmıyor. Sistem oturuyor. ESHOT’ta zaten otobüsleri aldık. Hele hele Aliağa-Menderes, Üçyol-Üçkuyular devreye girince bu otobüslerle biz İzmir’i uzun süre götürürüz. Yeni bir döneme geçiyoruz. Yeni dönemde de beş senedir arzuladığımız, yapmamız gereken yönetim anlayışını yaşama geçirmek olacak işimiz.
Mayısta metro devreye girebilecek mi?
- Orada bizim esas olarak iki aylık işimiz var. O da bilgisayar kurulumlarıyla ilgili. Güney’de bir sıkıntımız yok. Kuzey’de de yok. Kuzey’de süreyi belirleyecek olan, bizim tünel yapmak gibi işler için söktüğümüz rayları, Devlet Demiryolları’nın makinasıyla yeniden döşenmesidir. İşimiz bu... Yani şu anda trenler çalışmaya başladı. Bir tek bilgisayar programımız devreye girecek.
‘Yaşam standardı yükselecek’
20 yılda en yüksek oyu alan belediye başkanısınız. Yüzde 55’lere dayanan bir sonuç var. Bu size ve partiye oy verenleri de daha büyük bir beklenti içine sokuyor.
- Buna böyle bir mucizevi olay olarak bakmıyorum. Böyle bir şeye inanmıyorum da. Stretajik Plan’da yazdığım yazıları, gayet mütevazi maddeleri, seçim bildirgesinde yaptıklarımı tamamladığımda, İnciraltı Planlaması kazasız belasız geçtiğindeki İzmir‘i düşünüyorum şimdi... Bütün kentin ihtiyacını tespit etmişim, öncelik sırasına koymuşum, bunların birbirlerini etkileyerek yaratacağı sinerjiyle, kendime göre bir stratejiyle belirlemişim. Paramı da ona göre, belli bir kaynak yaratarak yapmışım. Fuar, kongre merkezi kuracağım, destekleyeceğim, büyüteceğim. Kültür-sanat projelerimiz tamam. İnciraltı’nda hastane sağlık projeleri tamam. Bir taraftan belediyeye yatırım yaparken bir taraftan da halkın yaşam standardını düşünüyoruz. Onları da unutmamak lazım. Örneğin Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin bu kente çok şey katacağına inanıyorum. Mesela Körfez’deki Kanal Projesi’nin belki de İzmir’in tarihindeki en önemli proje olacağına inanıyorum. Anadolu Medeniyetleri Müzesi binasından daha çok ben içeriğiyle ilgiliyim. Teşhir edeceğimiz, insanlığa sunacağımız çok eserimiz var bizim. Ünlü bir mimarın yaptığı binadan çok kendi zenginliklerimizi öne çıkarmayı daha doğru buluyorum. Yani harcadığınız paranın işlevsel olması lazım. Mesela Ahmed Adnan Saygun da bugün Türkiye’nin en işlevsel yapılardan bir tanesi bana göre. Yapacağımız opera binası da bu kente katkı koyacak. Taahhüt ettiğim şeyleri gerçekleştirdiğimde; ben bu kentin kalkınacağına inanıyorum. En güzel şey de limandan başlayacak olan “Gökdelenler Bölgesi” olacak. Bu kentte en büyük değişim ne olur biliyor musunuz? Atatürk Ormanı’nın oradan başlayarak kentin silueteni değiştirmektir. Laka Deresi’nden Nif’e kadar kent ormanları yapacaksın. Bu kenti adam edeceksin. Dünyanın en önemli projelerinden birini Sasalı’ya yapacağız örneğin. Akvaryumla, Kuş Cenneti’yle, Bilim Parkı’yla, Doğal Yaşam’la, Koyundere’deki üniversite kampusüyle dünyada önemli projelerden biri olacak. İlk yapacağımız işlerden bir tanesi de belli heykeltraş, ressamları toplayıp, üniversitesiyi de katıp, geçmişiyle özdeşleşleşecek, modern dünyamızı da anlatacak eserler kazandırmak olacaktır. “Bu kentin heykellerle, kent mobilyalarıyla görünümünü nasıl değiştirebiliriz? Neler yapabiliriz?” sorularına cevap arayacağız. Kordon’a tramvay projesi de öncelikliler arasında. Üçkuyular’dan Alsancak Limanı’na kadar gelecek. Oradan da Alaybey hatta Kuş Cenneti’ne kadar tramvay yolu yapacağız. Üçkuyular’dan Alsancak’a yarım saatte gelecek.
Seçim çalışmaları sırasında programınıza almadığınız ancak sonra sokağa indiğinizde ya da diğer adaylardan görüp yapmak istediğiniz şeyler var mı?
- Bir kent rehberi yaptık. O biraz karambole gitti. Şimdi biz proje çalışırken arazide gezeceğiz. Oturduğumuz yerden, bilgisayardan... Bütün imar durumuyla beraber. Mesela Gültepe diyoruz. Kent dönüşümü diyoruz. Açacaksın Gültepe’yi uzay fotoğrafından, bugünkü durumunu göreceksin. Kaç metre lazım? 40 metre... Diyeceksin 50 metre... 50 metre yol açıyorum ben buraya diyeceksin. Doğudan batıya, batıdan doğuya. 50 metre yolun da tam ortasına beş dönüm pazaryeri yapıyorum diyeceksin, otopark yapıyorum, yan tarafına spor salonu, taziye evi, cemevi yapıyorum. Başka türlü bu kent kurtulmaz.
‘Başkanların adaletsizliği’
Yeni dönemde iki yeni ilçe var. Biri Bayraklı, biri de Karabağlar... Karşıyaka ve Konak belediyelerine bağlıyken; hep üvey evlat muamelesi gören yerler... Belki de bütçeleri yetmediği içindir. Örneğin Konak’ın çoğu bölgesi gelişirken Karabağlar hep geride kalmış. Yatırımların büyük bölümünü Bayraklı ve Karabağlar’a kaydıracağınızı söylemiştiniz. Öncelik bu iki ilçe mi olacak?
- Belediye başkanlarının adaletsizliğinden kaynaklanıyor. Aslında doğrusu da bu. Kentin merkezine ağırlık verilecek. Biz geldik baktık buralarda işler bitmiş. Biz ne yaptık? Gaziemir altgeçidi gibi şeyleri tamamladık. Çiğli’ye, Bornova’ya çıktık. Çiğli’ye, Bornova’ya yöneldik. Bu halkanın biraz dışına çıktık. Şimdi bu halkanın bir dışına daha çıkılacak. Gaziemir’de, Bornova’da yapılacaklar belli... En fazla otopark yaparsın. Çiğli’de de öyle. Çiğli’nin altgeçitleri kamulaştırıldı. Doğançay Mezarlığı’nın oradan Çevreyolu’ndan çıkıp, Anadolu Caddesi’ne Menemen’e kadar paralel bir cadde yapacağız. Onu da imarın sınırı yapmak. Hıfzısıhha’dan Karabağlar’a çıkıyoruz. Kamulaştırmaya başladık. Adını Uçanyol koymuşlar, onu bitiriyoruz. Yeşildere’den Otogar’a kadar Buca’nın trafiğini rahatlatacağız.
‘Kadro her zaman değişebilir’
Kadroyu yeterli buluyor musunuz? Kadroda değişiklikler olacağı söyleniyor.
- Kadro da dinamik bir şey... Kadroyu ben seri değiştiren adamımdır. Karar verdikten sonra... Kadro her zaman değişebilir. Yerler değişebilir. Ama bizim devlet yönetim sisteminde bir anormallik var. İki grup var. Bir koşturan insanlar var. Fen işleri, planlama gibi... Bunlar evrak ve iş yetiştiriyorlar. İcra yapıyorlar. Bir de vizyon dediğimiz şeyi belirleyecek danışmanlar kadrosuna ihtiyaç var. Gerçekten vizyon sahibi, kenti bilen, kentliliği bilen vizyon sahibi insanlar olması lazım. 10 kişilik bir danışman kadrosu olabilir. Bu insanlarla bu bürokrasiyi örtüştürmek çok zor. Burada danışmanlarla bürokrasiyi birleştirecek tek adam belediye başkanı. Konuyu tartışacak danışmanlarla ve sorumluluğu üstlenecek.
Nazar boncuğunu eksik etmedim
Kaç kilo verdiniz?
- Tartılmadım ama seçim döneminde kilo verdim.
Son bir aydır günde kaç saat uyku uyudunuz?
- Günde sadece 3-4 saat uyudum.
Eşiniz Türkegül Hanım bu seçim çalışmalarına katılmadı. Aileniz ikinci dönemle ilgili ne düşünüyor?
- Türkegül Hanım ikinci dönemi pek istemedi. Ama kararı da bana bıraktı. Seçim çalışmalarına da katılmak istemedi. Ama şimdi başkan eşleriyle bir araya gelirler herhalde. Cebimde iki nazar boncuğu var. Biri seçim çalışmalarında hanımlardan birinin taktığı, diğeri de Türkegül Hanım’ın taktığı... Ancak bu seçimde kadınların katkısını unutmamak lazım. Seçimi kazandıysak, kadınlarımızın büyük rolü olduğunu söylemem gerekir.
‘Hükümetle en ufak sorun yaşanacağını sanmıyorum’
AKP’lilerin ve hükümetin, “Yerel yönetimle hükümet aynı olursa sinerji yaratırız” gibi İzmir’e aba altından sopa gösterdiği zamanlar oldu. Ya da çoğu projede zorluk çıkarıldığı... Yeni dönemde hükümetle ilişkilerinizi yürütürken nasıl bir tavır sergileyeceksiniz? Sessiz mi kalacaksınız yoksa yeri geldiğinde masaya yumruğunuzu vuracak mısınız?
- İktidarla göreve geldiğimizden bu tarafa ben artı eksi iyi geçindiğimize inanıyorum. Kentin yararına da birçok iş kotardığımıza inanıyorum. Bu seçim arifesinde yani 22 Temmuz’dan sonra ve yerel seçime gidiş sürecinde belli bakanlıklarda, belli bürokratik kadrolarda bazı sorunlar oldu. Bir defa bunların geçici olduğuna inanıyorum. İzmir önemli bir şehirdir, yadsınamaz. Çok iyi ilişkiler içerisinde çalıştığımız bakanlarımız, genel müdürlerimiz, bürokratlarımız da var. Ankara’da hükümet, burada da İzmir var.
İzmir’in belediyesi, belediye başkanı var. Elbette sorunları da var. İzmir halkının yüzde 55 civarında desteğiyle, çoğunlukla gelmiş bir yönetim var. Bakanlıklarla, hükümetle bu noktadan sonra en ufak bir sorun yaşanacağına inanmıyorum. Bunların hepsini zaten biz dersimizi çalışmadan, kente gerekliliğini değerlendirmeden hiçbir şey istemeyiz. Bir problem yaşanacağını sanmıyorum. Beş altı aydır böyle problemler yaşandı. Seçim stratejisi sayacağız.
Milliyet Ege
01.04.2009