Konuğumuz Fazıl Say değil Bach - Dr. Sivilay Genç

27 Aralık 2007 06:41  

 

Konuğumuz Fazıl Say değil Bach - Dr. Sivilay Genç

Sevgili Bach, son birkaç haftadır seni o kadar çok andık ki; Leipzig'deki mekanında rahatını kaçıracak kadsar kulakların çınlamıştır. Senin adını, ne yazık ki; Kahve Kantatı'nı dinlerken "ah kahve ne tatlı, binlerce öpücükten daha tatlı, muskat şarabından daha yumuşak!" diyen güzel kızın sözlerine, elimizdeki köpüklü kahveyle karşılık vererek değil, eserlerini çok iyi yorumlamasıyla bilinen asabı fena halde bozuk bir Türk piyanistinin konuşmasıyla andık.



Bundan üç yıl önce Sabancı Üniversitesi öğrenci, topluluklarından Müzikus'un şahane bir konserine gitmiştim. "İtiraf ediyoruz! Biz bu şarkıları seviyoruz" gibi frapan bir başlık taşıyan konserde en mühendis, en ekonomist çocuklar arabeskin dibine vuruyorlardı. Orhan Gencebay'ın konuk olduğu konser tıklım tıklım doluydu. Seyircilerin yüzünde günahın toplu işlenmesinin verdiği rahatlık gözleniyordu.



Şimdi bunu niye anlattığımı soracaksın. Ne halde olduğumuzu anlaman için. Sen farkında değilsin belki ama hiç bilmediğin bir ülkede jakoben bir modernleşme projesinin en mühim işbirlikçilerinden birisin. Yıllarca geri kalmışlık hummasından kurtulmamız için acı bir şurup olarak sunuldun bize. Hatta içmemiz için ellerimiz bağlandı, burnumuz sıkıldı. Elimizden Dede Efendi alındı, zorla sen tutuşturuldun. Senin müziğinin tınısı, radyolarda yasaklanan Türk Musikisine duyulan hasret ile belleklerimize yerleşti. Bir şehrin meydanına zorla toplanarak bestelerini dinlemeye zorlanan amcanın "... böyle zulüm görmemiştir" sözleri ile ruh halimizi anlatabildik. Karşılığında ise yine senin eserlerinin çalındığı bir festivalin açılışına katılan Cumhurbaşkanı'nın "işte çağdaş bir Türkiye bu!" cevabını aldık.



Oysa sen bu kavga ve gürültüden ne kadar da uzaktın. Birbirinden farklı onlarca saz için yazdığın partisyonlar arasındaki aritmetik, her notaya basışta ortaya çıkan uyumun titreşimi ne kadar muhteşemdi. Ne yazık ki seninle kötü tanıştırıldık. Kia otomobilleri İhlas Motor tarafından getirilmeseydi en az Hundai kadar itibarı olurdu. Seni de geri kalmışlığımızın yüzümüze vurulmasına aracı yapmasalardı, emin ol ki, Kahve Kantatı'nı dinlerken kendimizden geçerdik. Konserde ağzını oynatanı doğduğuna pişman piyanistin histerik serzenişleriyle değil de, Cem Mansur'un konser öncesindeki tatlı sohbetinden seni öğrenseydik her şey bambaşka olurdu.



Dr. Sivilay Genç

Toplumsal Onarım ve

Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı,

Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı

TARAF GAZETESİ

27 Aralık 2007

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0