ForumYeni kitaplar  Yeni Konu 

Valinin kızı bir tiyatrocuya kaçmış...

11 Haziran 2008

hurkus




Şükran Hanım, Avrupa'daki eğitiminden sonra İzmir'e dönmüştü. İstanbul'dan turne için kente bir tiyatro ekibi gelmişti. Şehrin her sokağında akşam gösterilecek temsilin duyurusu yapılıyordu.Muammer Karaca da dönemin ünlü kumpanyacılarından Muhlis Sabahattin'in ekibiyle birlikte sahneye çıkıyordu. Şükran Hanım ailesiyle temsili izlemeye gitti. Gösteriler Elhamra Sineması'nda yapılıyordu. O dönemin tiyatro ve sinemalarında, devlet erkanı ve aileleri ile kentin ileri gelenlerine ayrılan localar bulunuyordu. Tiyatrocular seyire rekimlerin geldiğini merak eder ve oyunların sergilenmesinde teşrif edenlerin şahsiyeti önemli rol oynardı. O gün de salonda "Vali Paşa'nın kızı gelmiş" diye bir uğultu sahneye ulaştı. Karaca, salona giriş perdesinin kenarından Şükran Hanım'a bakmaya başladı. Birkaç kere bu şekilde bakışan Karaca ile Şükran Hanım arasında çakan kıvılcım, birkaç gün sonra bir davette resmen tanıştırılmaları ile aşka dönüştü.


Karaca'nın İzmir'deki günleri sınırlıydı. Turne bitmiş, dönme vakti gelmişti. Karaca, kentte kalabilmek için hergün bir bahane bulmak zorundaydı. Ama nafile. İstanbul'a dönmek zorundaydı. Şükran Hanım bu ayrılığa dayanamayacağını söyledi ve Karaca ile birlikte İstanbul'a gitmeye karar verdi. Evden kaçacak olan, vali kızı olduğu için iyi biri kaçış planı yapıldı. Rıhtımda İstanbul'a gidecek "Gülcemal" adlı gemi bekliyordu. Şükran Hanım bir arabacıyla gizli bir şekilde rıhtımda kendisini bekleyen Karaca'nın yanına ulaştı. Buradan bir sandalla yine gizlice rıhtımda demirleyen gemiye binildi. Ancak vahim bir hata yapılmıştı. Şükran Hanım, heyecandan kendisini rıhtıma getiren arabacının parasını vermeyi unutunca, arabacı Vali'nin konağına dayanmış, "Kızınız araba ücretini vermedi" deyince de kaçış deşifre olmuştu.


Gülcemal gemisinde her şeyden habersiz çift mutlu bir şekilde İstanbul'a yol alıyordu. Ama Vali Paşa, yıldırım telgrafıyla istanbul polisini harekete geçirmiş, kızını karşılamalarını istemişti. Gemi Karaköy'e yaklaşınca âşıklar, rıhtımda bir tabur polisin kendilerini beklediğini gördü. Yolun sonuna gelmişlerdi... Ama onları kurtaracak bir mucize gerçekleşti... Geminin arkasında birkaç sandalcının olduğunu görünce birine işaret edip çağırdılar ve sarkıtılan halatlarla sandala indiler. Sandal onları hızla Üsküdar'a çıkardı. Polis olayı geç farketti ve Üsküdar'a doğru büyük bir kovalamaca başladı. Üsküdar'ın dağ yollarından yürüyen firari âşıklar yürüyerek Çamlıca tepesine vardı. Burada Karaca'nın bir arkadaşının evine sığındılar. Ancak takip sıkı, istihbarat güçlüydü. Vali Paşa'nın harekete geçirdiği Emniyet, gece yarısı saat 12,00'de kapıyı çaldı.


Üsküdar Karakolu'na götürülen çift burada alıkonur. Şükran Hanım perişandır. Sabah karakola gelen aile, Şükran Hanım'ı alıp İzmir'e döner. Şükran Hanım burada çok sıkı kontrol altına alınmıştır. Fakat inatçıdır ve ikinci bir kaçış için fırsat kollamaktadır.

Bu kez devreye Karaca'nın dostu ve arkadaşı Memduh Bey girer, İstanbul'dan İzmir'e giderek Şükran Hanım'ı takibe başlar. Bir gün takip sırasında fırsatını bularak Şükran Hanım'a yaklaşan Memduh Bey, bir pusulayı gizlice eline tutuşturur: "Yarın saat onbirde bu numarayı ara...." Sonraki gün telefonda Memduh Bey ile görüşen Şükran Hanım, kaçmak için önceden belirlenen yere gider ve Memduh Bey ile birlikte İstanbul'a kaçarlar. Şükran Hanım'ı Karaköy'de bir muhallebiciye bırakan Memduh Bey, Karaca'yı buraya gönderir, ancak ona buluşacağı kişinin kim olduğunu söylemez. Karaca, yağmurdan sırılsıklam ve öfkeyle muhallebicinin kapısından girince Şükran Hanım çığlığı koparıverir. Büyük buluşma gerçekleşmiştir.


Şükran Hanım ile Karaca evlenir. Karaca, Raşit Rıza grubuyla turneye çıkmak zorundadır. Turneye Şükran Hanım'ı da götürmek ister. Ancak Rıza Bey, "Ben Şükran Hanım'ın otel ve yol masraflarını karşılayamam, ya İstanbul'da kalsın ya da sahneye çıksın" deyince Vali Paşa'nın kızı ismini değiştirerek sahneye çıkmayı kabul eder. Ancak, Rıza Bey kurnazdır, temsil öncesi kentte "Vali'nin kaçan kızı sahnede" diye anons yaptırır, meraklıların salonu tıka basa doldurmasını sağlar.

Gazetelerin manşetlerine konu olan Vali Paşa'nın kızının kaçış hikâyesi Atatürk'ün araya girmesiyle tatlıya bağlanmıştır. Ancak Karaca ile Şükran Hanım'ın aşkı dedirtircesine yeni bir serüvene doğru savrulur. Şükran Hanım daha sonra Karaca'dan ayrılarak daha önce nikah şahitliğini yapan Lütfullah Surun ile evlenir.


Taraf Gazetesi
11 Haziran 2008
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0