hurkus
|
İzmirli sanatsever Hicri Tuncalı, gayrimenkullerini satarak üç katlı müze evini tamamladı. 67 yaşındaki Tuncalı, hayalindeki müze için İzmir Aliağa'da üç dönüm arsa satın aldı. Üç katlı bir bina inşa ettiren Tuncalı, şimdilik sadece alt katı, koleksiyonlarını sergilediği bir mekan haline getirdi.
Binlerce eseri bir araya getiren Tuncalı, "Bundan sonrası için devletin, kolaeksiyoncuların ve halkın bir araya gelmesi gerek. Eşimi kaybettikten sonra, tek birikimim olan bir ev ve daireyi bu iş için sattım. Şu anda İzmir'de ortak olduğum bir dükkan var. Payımı satışa çıkardım. Parasını yine buraya harcayacağım" diye konuştu.
Hicri Tuncalı, koleksiyona olan merakının çocukluğundan beri varolduğunu söyledi. Üniversite tahsilini yaptığı Almanya'da deniz kabukları ve değerli eşyaları saklamaya başladı. Uzakdoğu, Budapeşte, Prag, Viyana, Almanya, Hollanda, Mısır ve İtalya'ya giden Tuncalı'yı etkileyen en önemli şey, Brüksel'de karşılaştığı 70 müze ev oldu. O günden sonra Türkiye'de de bir müze ev kurmanın hayaliyle yaşadı. Türkiye'ye döndükten sonra da çalışmalarına devam eden Tuncalı, Yenişakran girişinde bir arazi satın alarak müze ev yaptırdı. Dünyadaki deniz kabuklarını burada buluşturan Tuncalı, "Bendeki deniz kabukları, başka hiçbir yerde yok. Mask, ağaç biblo, porselen, kristal, mantar tablo, telefon, 350-400 yıllık fosil, mamut dişleri, eski gemi fenerleri ve aksesuarları koleksiyonum var" diye konuştu.
Tuncalı, "Amacım alt kattaki koleksiyonumu daha geniş olan üst katta sergilemek. Eğer ölürsem, müzeyi herkesin ziyaretine açık şekilde bırakmak isterim." dedi.
Yenişakran Belediyesi dışında kimsenin müze evin yapımında kendisine yardımcı olmadığını aktaran Hicri Tuncalı, "Bu ülkede sanata, edebiyata ve diğer güzel temalara, değer verilmediğini biliyorum. Bu nedenle 'Neden kimse yanımda olmadı' diyerek hayıflanmıyorum" diye konuştu.
Fikret Karagöz/İzmir Taraf Gazetesi 9 Mart 2008
|