Forum7. Sanat-ÝzmirSinema  Yeni Konu 

EÐÝTMENLER

07 Þubat 2007

berna


hayatýmýn son on yýlý üzerine bir film, politik bir hareketin parçasý olmayý istemek ve iþe yarar bir tanesini bile bulamamaya dair.

Genç insanlarýn politik deðiþimi þiddetle arzuladýklarý, fakat gerçekten nereden baþlayacaklarýný bilemedikleri bir zamanda yaþadýðýmýza inanýyorum. Belki toplumlarýmýz o kadar bireyselleþti ki kolektif dinamik artýk mümkün deðil.
Hans Weingartner


Genç insanlar bir toplulukta güç olduðunu bilirler. Yalnýzsan, kaybolursun. Direnmenin ilk adýmý özgürleþmektir. Ýkinci adýmsa dostlar bulmak, benzer ihtiyaç ve deðerleri olan insanlar arasýnda baðlar kurmaktýr. EÐÝTMENLER’ de, Jan, Jule ve Peter böyle bir topluluðu teþkil eder. Kýskançlýk onlarý ayýramaz.

Baþta aktörler Peter’ýn, Jan ve Jule’un ihanetini kaldýrabileceðine inanmakta zorlandýlar. Fakat arkadaþlýk ona, burjuva ahlak deðerlerinden çok daha fazla þey ifade ediyor. Peter Jule’u seviyor fakat ona sahip deðil. Jan’la âþýk olduklarýnda Jule’a aþklarýnýn harika bir þey olduðunu- ortak bir isyanla renklendiðini- sosyal baskýnýn toplu reddediþi olduðunu söyleyebiliyor. Ve ikisiyle de arkadaþ olmaya devam ediyor.
Tabiî ki bu dostluðun oldukça idealize edilmiþ bir görüþü, fakat paylaþtýðým görüþ bu. Birçok Alman filminde, karakterler böyle üçlülere ayrýlýr ve kavga ederler ve herkes sonunda kendi yoluna gider- ki insanlar buna gerçekçilik diyor. Bunun haricinde de gerçekçi hiçbir þey yoktur. Seyircinin de 70’lerde izledikleri birçok filmden sonra görmeyi umduðu tam da budur.
Þimdiye kadarki endiþem, en iyi final olumlu olandýr.
Jan ve Peter “Eðitmenler”: zenginlerin villalarýna girerler ve varlýklý sahiplerinin mülklerinin yerlerini deðiþtirirler. Hiçbir zaman bir þey çalýnmaz, hiç kimse zarar görmez. Ancak yaptýklarý diðerlerinin hayatýna bir saldýrýdýr. Nereye gitseler, kaos doðururlar. Fakat anlamlý bir kaostur.

“Eðitmek” zenginlerden öç almanýn insancýl bir yoludur. Jan ve Peter politik eylemcilerdir. Þiirsel direniþin bir þekliyle hareket ederler.



20’lerimin baþlarýnda, ben de ayný onlar gibiydim. “Devrim, Dünyayý Deðiþtir !“ diye baðýran kýzgýn genç bir adamdým.
Haksýzlýða maruz kalanlar için savaþmýyorduk, ya da bir diðerine seçmen olanlar için de savaþmýyorduk: bütün sistemin yanlýþ olduðunu anlamýþtýk. Bu sömürülen için kötüydü ve sömüren için de kötüydü. Bu herkes için yalnýzca adaletsiz deðil ayný zamanda caydýrýcýydý.

Tüm arkadaþlarým ayný þeyi hissettiler fakat hiçbirimiz katýlabileceðimiz politik bir topluluk bulamadýk. Tasnif edilmek istemedik. Jule gibi, özgür olmak istedik.


Bu süreçte, Berlin’de bir gecekonduda yaþadým. Bir gün, yüzlerce polis baskýn yaptý. Eþyalarýmý camdan dýþarý fýrlattýlar. Bize tehlikeli suçlularmýþýz gibi davrandýlar. Binayý tamamen yýktýlar. Bu travmatik bir deneyimdi. Yeniden kendime geldiðimde, politikayý bir filmle birleþtireceðime dair kendime söz verdim. Her zaman sosyal bilinçli sinemaya ilgim oldu. Micheal Moore, Mike Leigh ve Costa Gavras’ý çok beðeniyorum. EÐÝTMENLER politik deðiþim sahasýyla ilgili bir film, fakat net yanýtlar veremez, çünkü verilecek net yanýt yok.


O günlerden bu yana hayatým deðiþti, fakat görüþlerimin temel çerçevesi ayný ve karakterlerim ( Jan, Peter, Jule ) bunlarý paylaþýyorlar. Dünyaya artýk kimsenin eleþtirel bakmadýðýný hissediyoruz. Hiç kimse “Uyanýn insanlar! Bu yoldan çýkmýþ! Durduralým!” demiyor. Gerçek þu ki, dünya nüfusunun %10’u zengin toplumu oluþturuyor. Diðer %90 yoksulluk, açlýk ve açlýktan ölümlerle baþ baþa. Dünyada her yaþayan için günlük 2000 kaloriyi karþýlayacak yeterli buðday var. Fakat buðday adil daðýtýlmýyor. Dünyanýn %90’ý açlýktan ölürken diðer %10 diyette. Dünya Cennet Bahçesi olabilirdi, fakat birçok insan için kýçdeliði.



Umarým EÐÝTMENLER büyük þirketlerin yaptýklarý hakkýnda insanlarýn akýllarýný açar.
Onlar insanlýðýn hiçbir þey ifade etmediði, her þeyin para olduðu bir ekonomik sistem kuruyorlar.


Yine de, “eðitme” nin tüm fikri þakacýdýr. Film þakalarla doludur. Ve mutlulukla. Çocuklarýn günde 150 kereden fazla güldüðünü okudum bir yerlerde. Yetiþkinler günde sadece 10 kere gülüyorlar. Ýyi, ben insanlarýn gülmesini istiyorum. Ben insanlarýn filme gitmelerini ve gülmelerini istiyorum.


Ben ayný zamanda insanlarýn kendilerinden yaþlýlar hakkýnda da düþmelerini saðlamak istedim. 1968 kuþaðýna hürmetsizlik deðil bu. Toplumu özgürleþtirdiler ve birçok reformu gerçekleþtirdiler. Fakat dünün isyankârlarý bugünün muhafazakârlarý haline geldi. Hardenberg, filmdeki 50 yaþýndaki iþadamý, eski radikallere bir örnektir. O, karþýsýnda savaþtýðý insanlardan biri olmuþtu. Ve bence bu epeyce yaygýn olan bir þey. Ýnsanlarýn yaþamlarý zamanla deðiþir. Kaderci olurlar. Enerjilerini yeni hedeflere yöneltirler, bazen daha bencil hedeflere. Sakat sorumluluklar edinirler. Baþka insanlara dönüþürler. Eski inançlarýný reddetmezler, gerçekleþtirmeden sözlerini geri alýrlar.


Filmin bir baþka temasý da korkulardan kurtulmak. Kuruntulara bir son vermek önemli, can ve mal güvenliði hakkýnda endiþelenmekten vazgeçmek. Özgürlük güvende olmaktan daha güçtür, fakat ayný zamanda daha heyecan vericidir. Daha büyük ödüller getirir. Ýnsan olmanýn anlamý üzerine tuhaf bir fikrim var. Ýnsanoðlunun göçebe gibi olduðuna inanýyorum. Özgür olmaya ihtiyaçlarý var. Bu içinde bulunduðumuz günlerde, sadece birkaçýmýz böyleyiz. Birçok insan Hardenberg gibi, kendi mülklerinin esirleridir. “Sahip olduðun her þey- biri bir keresinde söylemiþti - bir gün senin sahibin olur.”



EÐÝTMENLER gibi bir filmde, her þey oyunculara baðlýdýr. Kamera onlarý takip etmek zorundadýr, böylelikle her sahnenin biçimini onlar belirliyormuþ gibi görünür. Ýstedikleri þekilde hareket etmekte özgür görünmeli ve hissetmelidirler. Kameranýn pozisyonu hiçbir zaman onlarýn yapacaklarýný belirleyemez. Bu fikir filmin özgürlük, kendiliðindenlik ve hafiflik dürtüsüne uymaktadýr.



Peter’ýn bölümü Stipe Erceg için yazýlmýþtý, onu bir arkadaþýn filminde görmüþtüm. Daniel Bruehl önceki bir proje iptal edilince - ki bu kaderin bize gülümsemesiydi - daha sonraki sahnelerde Jan rolünü aldý. Stipe ve Daniel mükemmel seçimdiler ve Daniel büyük bir oyuncu. Beraber iyi gitti ve ayný keyfi aldýk ve bu da her þeyi daha da kolaylaþtýrdý.

Jule’un rolü oyuncu bulmak açýsýndan çok daha zordu. Doðru insaný bulabilmek için sekiz ay harcadým ve Julia Jentsch’i bulduðumda baþka bir rol için henüz imza atmýþtý. Çekimleri iki hafta ileri atmak zorunda kaldýk ve sonra da iki bölme ayýrdýk ki bu da korkunçtu. Fakat biliyordum ki mükemmel kadroyu bulmuþtuk, oyuncularýn harika birleþimini.

Julia duyarlý ve kýrýlgan, fakat çok güçlüdür. Onun bir iç gücü var, filmin ilk bölümünde kasýtlý olarak dizginledi, sonra serbest býraktý. Onun gibi kimse oynayamazdý.


Burghart Klausssner’ý Hardenberg, varlýklý iþadamý, rolü için neredeyse hemen filme aldým. Aramýzdaki enerjinin doðru olduðunu biliyordum. Bir oyuncuyu beðendiðim halde role uygun olmadýðý için oynatmamaktansa karakteri ona uymasý için baþtan yazmayý tercih ederim. Ve oyunculara kesin bir özgürlük veririm. Filmin tüm yükünü onlar taþýr. Bu deneyim Burghart için biraz yeniydi, fakat denedi ve birkaç saat içinde ona verebileceðim tüm alaný kullanýyordu.


Suni ýþýk kullanýlmadan, %100 dijital bir çekimdi. 35mm de DV de çekseniz, ýþýk zamana mal oluyor. Iþýða duyarlý 35mm film hala bulunuyor, fakat pahalý. Ve özellikle el kamerasýyla çekme kararý önemliydi: alaný geniþletebilecektik ve oyunculara istedikleri yere gitme serbestliðini verebilecektik. Oldukça seyyar bir þekilde bitirdik, oyuncular ve kameranýn birlikte dans ettiðini düþünüyorum.


Bu çekimi ilk yaptýðým film gibi tasarladým, teknolojik karýþýklýðý asgari tutarak, böylelikle tamamýyla oyunculara odaklanabildim. Ayný zamanda bütçe de az oldu. Daha fazla para daha fazla baský demektir. Böylece, sýnýrlý bir ekip kullandým ve çekim takvimini istediðim gibi yapabildim, genellikle. Bu þekilde film yapmanýn en büyük avantajý çabuk olmasý. Bir þeyi düþünür düþünmez oldurabiliyorsun. Titian “doðaçlamasýz sanat olmaz” demiþ, katýlýyorum. Þansa izin vermelisin ve her zaman aný yakalamalýsýn. En iyi fikirlerim çekim aþamasýnda çýktý, bu da bazýlarýnýn kibarca esnek ekip dediklerine neden ihtiyaç duyduðumu açýklýyor. Filmin yapýmýný Avusturyalý, coop99’da baðýmsýz yapýmcý olan Antonin Svoboda ortaklýðýyla benim þirketim, y3film, üstlendi.


Genç insanlar isyankâr olmalýlar. Birçok devrim genç insanlar tarafýndan gerçekleþtirildi, çünkü enerjinin bulunduðu yer orasý. Katýksýz enerji. Toplumun geliþmek ve kendini yenilemek için bu enerjiye ihtiyacý var. Birileri sorgulanmasý gereken her þeyi sorgulamalý, böylelikle iyi olan kalýr ve daha az iyi olanlar da deðiþir. Öyleyse bütün bu enerji nerede? EÐÝTMENLER’in içinden insanlarýn çýkmasýný ve devrimci coþkularýna akmalarýný istiyorum. Oyalanýp durmayýn! Ýsyan edin! Eðlenceli olabilir.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0