Forum7. Sanat-İzmirSinema  Yeni Konu 

12 TUZAK-Aksiyon/Renny Harlin/John Cena

24 Haziran 2009

deepblueeagle

12 ROUNDS 

Amerikan sinemasının en iyi ve en gişeli aksiyonlarından bazılarını yönetmiş olan Finli yönetmen Renny Harlin’den baş döndürücü ve kesintisiz bir aksiyon. Baş döndürücü gerçekten, çünkü, kamera baş döndürüyor, sürekli bir hareket halinde, aksiyonu o da hızla izliyor, Blair Cadısı’ndaki gibi. Gerilim hiç yavaşlamıyor, filmdeki bombalar gibi sahneler de ardı ardına patlıyor. 

Melekler ve Şeytanlar’da olduğu gibi zamana karşı sürekli bir koşuşturmaca var filmde. Kahramanımız polis detektifi John Cena, 12 Tuzağı çözüp sevgilisini kurtarma çabasında.

Ve film, New Orleans’da geçiyor. Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde. Filmde New Orleans da başrolde adeta. Cena ile birlikte şehrin girdisini çıktısını öğreniyoruz. Canal Caddesi, caz’ın kalbinin attığı Bourbon Caddesi (ama filmde caz hiç yok), Pontchartrain Gölü, New Orleans Limanı, yürüyüş yolu Riverwalk, ve hatta dünyaca ünlü New Orleans Mezarlığı.

Sinemaseverler, bu mezarlığı Peter Fonda, Dennis Hopper ve Jack Nicholson’lı ve 68 ruhunu anlatan “Easy Riders” filminden bilirler. Mutfağı, festivalleri, müziği ile tanınan şehrin bu özelliklerine filmde hiç yer verilmemiş. Sadece bu çok sert, sıkı aksiyonun geçtiği ortam Big Easy. Amerika’da her şehrin bir adı vardır, eyaletlerin de. New York, Big Apple, California, Orange County gibi. New Orleans da Big Easy. Yani bu şehir eğlencelidir, yumuşaktır, sakindir. Ama maalesef 5 yıl önce Katrina yaşamıştı. 

Renny Harlin. Defalarca izlediğimiz bir çok iyi aksiyon örneklerinin yönetmeni. Onu en çok Sly Stallone’nin başrolünü oynadığı dağ aksiyonu Cliffhanger (Dağcı) ile sevmiştik. Ama yine Stallone’li sıkıcı araba yarışı filmi Driven’ı (Yarışçı) yapmıştı. Ama Bruce Willis’in uçak facialarını önlediği ve havaalanını kurtardığı Die Hard 2’yi de (Zor Ölüm 2) o çevirmişti. Bunun yanında, Elm Sokağı Kabusu 4, Ford Fairlane’in Maceraları, Şeytan’ın son çevrimi, köpekbalıklarının sapıtıp bilim adamlarına saldırdığı denizde dehşet filmi Deep Blue Sea (Mavi Korku) gibi aksiyon meraklılarının tekrar tekrar izleyecekleri filmleri de unutulmaz kılıyor. 

Filmde başrolde Amerikan güreşçisi, şampiyon, aynı zamanda rap şarkıcısı John Cena var. Matt Damon’un battal boyu adeta. Kötü adam Aidan Gillen da Edward Norton havasında.

Polis memuru Danny Fisher (Cena), suç dehası terörist Miles Jackson’ı (Gillen) yüklü bir parayla kaçarken durdurur. Ancak, bu sırada Miles’ın sevgilisi Erica kaza sonucu ölür. Miles, bunu unutmayacağını söyler. Danny terfi eder ve detektif olur. Bir yıl geçer ve Miles hapisten kaçar, Danny’nin sevgilisini kaçırır. Ancak öldürmez. Şehrin çeşitli yerlerinde Danny için 12 adet tuzak hazırlar. Danny her bir tuzağı çözdüğünde bir sonraki tuzağın ipuçlarını alır. İpuçları zekice hazırlanmıştır ve Miles’ın izi sürülemez. 

12 tuzağı da çözerse sevgilisine kavuşacaktır. Danny, zamanla yarışarak bu 12 tuzağı, tehlikeli bilmeceleri çözmeye çalışır. Tahmin edilemez oyunlardır bunlar. Ve Danny çözemezse bir çok insanın ölümüne de yol açacaktır. Çünkü, tuzaklar, şehrin sokaklarında, binalarında, itfaiye, hastane gibi kilit noktalarda, tramvayda çok gizli bir şekilde yerleştirilmiştir. Köşe kapmaca oyunu gibi, kedi fare oyunu veya. 

Filmde bir Amerikan klişesi veya bir gerçeği de yer alıyor yine. Federaller (FBI) ile yerel polis teşkilatının çatışması. Polisler her zaman FBI ile alay ederler. Onları ana kuzusu görürler. Yerel polis her zaman daha deneyimli ve iş bitiricidir. Ama suçun boyutu büyüyünce ve genelde suç bir eyaletin sınırlarını aşınca FBI işe karışır. Ama hep çekişirler, birbirlerini küçümserler, alay ederler. Maliye müfettişleri gibi rahatsız eder Federaller yerelleri.
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0