ForumGüncel Politika - İskender'in Düğümü  Yeni Konu 

Demokrasi - Tarık Ziya Ekinci

21 Nisan 2009

hurkus

Türkiye İşçi Partisi'nin 48. kuruluş yılı nedeniyle, "TİP'ten bugüne DEMOKRATİKLEŞME" konulu bir panel yapıldı. 

Panelin konuşmacılarından TARIK ZİYA EKİNCİ'nin konuşmasını sizlere aktarıyoruz: 

***

BUGÜN DEMOKRASİDEN NE ANLIYORUZ?

1- Bizleri buluşturan Mustafa Atalay ve arkadaşlarına teşekkür ederek söze başlıyorum.

2- Kimsenin ‘ezberini bozmaya’ niyetim yok ama ezberin dışına çıkacağımı peşinen ilan ediyorum.

3- Dünya’daki ve Türkiye’deki büyük toplumsal değişime rağmen isteyen kendi ezberini mezara kadar koruma hakkına sahiptir.

4- DEMOKRASİ NEDİR ?

a) Emeğin ve insanın özgürleşme sürecidir.
b) Sürekli ilerleyen bir süreçtir.
c) Bu nedenle demokrasi statik bir kavram değil, değişen bir kavramdır.
d) Bugünün demokrasi anlayışı ile dünün demokrasi anlayışı arasında köklü farklar vardır.
e) Demokrasinin gelişen bir süreç olduğunu, bizzat yaşayarak tanık olduğumuz yakın tarihteki gelişmelerden anlamamız olasıdır. Örneğin; 20. yüzyılın başındaki demokrasi uygulaması ile 2. dünya savaşından sonraki demokrasi uygulamasında büyük farklar olduğu açıktır.
f) Demokrasinin sınıf mücadelesinin her aşamasında uzlaşmayla oluşan farklı evreleri vardır.
g) DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLİRKEN toplumsal gelişmenin bugünkü aşamasında oluşan ÇAĞDAŞ DEMOKRASİYİ örnek almalıyız.

5- DEMOKRATİK Gelişmeyi sağlayan hangi dinamiklerdir.

a) BELİRLEYİCİ OLAN İÇ DİNAMİKLER,
Bir ülkedeki demokrasinin niteliğini demokrasiden çıkarı olan bütün sınıf ve katmanlar ve onların kitle örgütleri ile statükocu güçler arasındaki sürekli sensible (açık) ya da insensible (görülmeyen) mücadele belirler. Demokrasiden yana olan güçler şunlardır:
• İşçi sınıfı ile onun sendikal ve siyasal örgütleri, (komünistler, sosyalistler, sosyal demokratlar),
• Diğer emek güçleri ile, onların demokratik ve siyasal örgütleri,
• Ezilen farklı etnik ve dinsel topluluklar (azınlıklar),
• Kadın Hareketleri,
• Gençlik hareketleri,
• Demokrat ve liberal aydınlar,
• Çevreciler,
• Demokrasiden yana olan burjuva katmanları veya bireyler

Tüm bu güçlerin örgütlü ya da örgütsüz mücadelesi, iç dinamikleri oluşturur.

b) ÇAĞIMIZDA DIŞ DİNAMİKLER DE ÖNEMLİ BİR ETKENDİR: Dünün kapalı toplumlarına bakarak günümüzün artan iletişim ve ulaşım imkanları karşısında bugünkü toplumlar sürekli bir etkileşim içindedir. Her hangi bir toplumdaki yönetim biçimi ile birlikte yöneticilerle yönetilenler arasındaki ilişkiler de bugünkü iletişim araçları vasıtasıyla dünyanın en ücra köşesinde anında öğrenilmektedir. Bu nedenle ülkeler ve toplumlar arasında sürekli bir bilgi ve deney alış-verişi vardır. Ekonomik, sosyal, kültürel hatta siyasal ittifaklar toplumların karşılıklı etkileşiminde büyük rol oynar. Türkiye’nin AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN etkilendiği gibi... Örneğin Türkiye’de statükocu ve ulusalcı güçler (Ergenekoncular) AB’ye karşı dururken, demokrasi güçleri AB’den yana tavır almakta ve Türkiye’nin AB’ye girmesini istemektedirler. Bugünkü nesnel koşullarda AB’ye karşı olmak Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı olmakla eşanlamlıdır. (Kopenhag Kriterleri arasında yer alan İnsan Hakları, Örgütlenme özgürlüğü, eşit haklı vatandaşlık, ırkçılığın reddi, hukukun üstünlüğü, uygulamalı sosyal devlet kavramı, Avrupa Sosyal Şartı, Sendikal haklar (İLO ŞARTLARINA UYGUNLUK) hep AB’nin talepleri içindedir.

c) Türkiye’nin süratle demokratikleşmesi, modern ve çağdaş bir toplum haline gelmesi için AB’nin itici gücüne büyük gereksinmesi vardır.

6- KAÇ TÜRLÜ DEMOKRASİ VARDIR ?

Eskiden BURJUVA demokrasisi ile SOSYALİST demokrasi diye karşıt iki tanım yapılırdı. Bu tanım çağın demokrasi anlayışına yanıt vermekten uzaktır.

a) DEMOKRASİ TEKTİR; Çağdaş demokrasiyi bir süreç olarak tanımladığımıza göre demokrasi de tektir; farklı görünümler, demokratik gelişme sürecinin farklı evreleridir. Sosyalist demokrasi demokratik gelişme sürecinin daha ileri bir evresi sayılmalıdır. (eskinin, özellikle soğuk savaş döneminde, aç, yoksul ve sömürülen halkların demokrasi anlayışı ile burjuva toplumlarının savundukları ‘düşünce, anlatım, örgütlenme, serbestçe dolaşım, sanatsal yaratma özgürlükleri vb.’ karşı karşıya getirilirdi. Oysa büyük usta Nazım Hikmet’in dizelerinde dile getirdiği gibi ‘BİR AĞAÇ GİBİ HÜR VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE’ yaşamak da mümkündür.

b) DEMOKRASİ ZAMANLA DEĞİŞEREK YENİ SENTEZLER OLUŞUŞUR: Demokrasi sürekli gelişen bir süreç olduğuna göre, ilerde bugünkü ölçütleri aşan daha ileri demokratik hak ve özgürlükleri kapsayan gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdır.

7- TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ

A) DEMOKRASİ KARŞITI STATÜKOCU GÜÇLER çok güçlüdür. Devlet, burjuvazi, siyasal partiler ve büyük medyadan oluşan bu güçler toplumda aşılması güç koşullanmalar oluşturmuştur. (Dış düşman korkusu, Ülkenin bölüneceği korkusu pompalanarak toplumsal bir PARANOYA oluşturulmuştur). Bunun için KÜRT DÜŞMANLIĞI, AVRUPA BİRLİĞİ DÜŞMANLIĞI, KIBRIS’ın elden gideceği yaygarası, SEVR’İN hortlatılması gibi araçlar kullanılmaktadır.

B) Demokrasi Karşıtı güçlere öncülük eden Militarizm ve ona bağlı bürokrasidir. Militarizmin hukuksal dayanağı, Anayasadaki MGK, İç Hizmet Kanunu ve MİLLİ GÜVENLİK SİYASET BELGESİDİR: (Bu belge aşırı sağı tehlike olarak görmüyor)

C) ANAYASA devlet merkezli bir belgedir. Bireye karşı devleti koruma anlayışını öngörür. (14.Madde;Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı(...) amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz) hükmü ile ülkeyi ve milleti devletin malı sayar. Yerel Yönetimler Vesayet Altındadır. Vatandaşlık tanımı etnik bir topluluğa endekslenmiştir. Devlet dili Türkçedir ibaresiyle anayasa başka dillere kapalıdır. 42.maddesiyle de başka anadillerde eğitime kapalıdır.

D) DEMOKRASİDEN YANA OLAN GÜÇLER DAĞINIK VE ETKİSİZDİR.

2002 SEÇİM SONUÇLARI:
• DEHAP: %6.14
• EMEP : seçime katılmamış
• ÖDP : %0.34
• TKP : %0.19

2007 SEÇİM SONUÇLARI
• EMEP: %0.23
• ÖDP : %0.46
• TKP : %0.18
• DTP’liler bağımsız olarak katılmışlardır.

8- DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN DAĞINIKLIĞI NASIL BİR SONUÇ DOĞURMUŞTUR?

• Demokrasi son derece geridir.
• Ülkede devlet merkezli bir düşünce egemendir. DEVLET KUTSALDIR.
• HUKUK GEÇERSİZDİR; Yargıçların yüzde ellisi (50) Devleti korumayı temel görev saymaktadır.
• İnsan Hakları çok geridir.
• Faili meçhul cinayetler, işkence , gözaltında ölümler vb. yaygın ve sistematik uygulamalardır..
• Vatandaşlık etnik bir temele dayandırılmıştır. İNÖNÜ, ESAT MAHMUT BOZKURT, MAREŞAL, FERİT MELEN’nin açıklamaları zikredilecek
• Irkçılık ve milliyetçilik yaygın bir devlet ideolojisidir
.
9- Düşünce Özgürlüğü ve Demokrasi;
Düşünce özgürlüğü toplumsal gelişmenin temel dinamiklerinin en önemlisidir.

10- Düşünce açıklamanın yasaklandığı toplumlarda toplum ya dinsel fanatizme ya da ırkçı bağnazlığa mahkum olmakta ve her türlü gelişmeye kapalı bir konuma sürüklenmektedir.

11- Tarihsel gelişmeye ters düşen, insan hakları karşıtı, ırkçı ve demokrasiyi yıkmayı amaçlayan düşüncelerin hoşgörüyle karşılanması düşünülemez.

12- Ceza tehdidinin yaratacağı korku ve çekingenliğin (oto-sansür) düşünce üretimini engelleyerek, bilimin, sanatın ve toplumun ilerlemesini engeller.

13- AVRUPA SOSYAL ŞARTI: “AKP iktidarı “Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı”nın emekçilerin yararına olan aşağıdaki ilkelerini onaylamaktan imtina etmiştir:

• AKP”Verimlilik artışı ve diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin aşamalı olarak azaltılmasını öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatleri sağlamayı” taahhüt etmekten kaçınmıştır. Acil hiçbir yükümlülük getirmeyen bu önemsiz ilkeye karşı çıkmanın amacı demokrasi inancının zafiyetidir. Demokrasi yolunda atılan adımların salt AB üyeliğini sağlamak için alınan yüzeysel önlemler olduğunun kanıtıdır.
• Aynı şekilde “En az dört haftalık ücretli izin sağlamayı taahhüt eder:” ilkesini de onaylamamıştır.
• Keza“Çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını” tanımayı reddetmiştir. Bunun gibi “18 yaşın altındaki çalışanlara da yılda en az dört haftalık ücretli izin hakkını” tanımamıştır. Türkiye’de çocuk işçiliğinin çok yaygın olduğu ve yüz binlerce çocuğun sağlıksız koşullarda, sosyal güvenceden yoksun ve kaçak olarak çalıştırıldıkları bilinmektedir. AKP iktidarı bu ilkeyi reddetmekle, çağdaş demokrasinin ayrılmaz bir öğesi olan sosyal devlet anlayışında ne ölçüde samimiyetsiz olduğunu dolaysız biçimde göstermektedir.

14- Türkiye’de demokrasi güçleri ile statükocu güçler arasındaki çelişki emek-sermaye çelişkisinin önüne geçmiş, baş çelişki konumuna yükselmiştir. Baş çelişki çözülmeden emek-sermaye çelişkisi için mücadele etmek boşuna bir çabadır. On binde birler civarında oylarla yetinen sol nitelikli partiler ancak, bugünkü vesayetçi rejime meşruiyet sağlamaktadır.

15- ÇÖZÜM: Türk, Kürt, Alevi aydın ve emekçilerin ortak bir demokrasi programı etrafında bütünleşerek yüzde 40 ya da 50’lere varan bir oy oranı ile iktidara gelip Türkiye’de çağdaş demokrasiyi kurmaktadır. Türkiye ileri boyutlu çağdaş bir demokrasiye kavuştuktan sonra daha ileri talepler için mücadelenin önü açılır.
Sözlerime Son verirken hepinizi saygılar sunarım

20.04. 2009
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0