ForumDuyurular  Yeni Konu 

İstanbul Barosunun “Özür Dileme Kampanyası Ulusal Yararlarımıza Aykırıdır” başlıklı basın açıklamasını protesto ediyoruz.

01 Ocak 2009

hurkus

İstanbul Barosunun “Özür Dileme Kampanyası Ulusal Yararlarımıza Aykırıdır” başlıklı basın açıklamasını protesto ediyoruz.

İstanbul Barosunun açıklamasının ilk üç paragrafında, 1915 Ermeni tehciri olaylarına ilişkin “tarihi gerçekler”, birçok kişi ve kurumun yaptığı gibi, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu tarafından da kendi bakış açılarından belirlenmiştir.

İstanbul Barosu açıklamasında yer alan tarihi olaylara ilişkin bu belirlemelere, toplumda olduğu gibi, Katılımcı Avukatlar (KAV) arasında da katılanlar ve katılmayanlar olduğunu bildirmek isteriz. Katılanların ve katılmayanların sayısı ya da sayısal karşılaştırılması ise hukuk nezdinde farklılık yaratacak bir anlam ifade etmez.

Bununla birlikte, Katılımcı Avukatlar (KAV) olarak, İstanbul Barosunun bir devlet kurumu olmadığı gibi, bir tarih kurumu da olmadığını ve meselenin hukuki yönüyle ilgilenmesi gereken bir hukuk kurumu olduğunu anımsatmak gereğini hissediyoruz.

Bir hukuk kurumunun, meselenin hukuki yönünü unutup, hatta hukuki yönünü yöneticilerinin kişisel duygu ve heyecanlarına kurban ederek, varlığı ve meşruiyeti ile bağdaştırılamayacak bir tutum içinde olmasını ve tabiri caiz ise soğukkanlılığını kaybederek, doğrudan bir tarih kurumu, devlet kurumu refleksi göstermesini yanlış buluyoruz.

İçeriğine katılınsın ya da katılınmasın, herhangi bir konuda bir imza kampanyası düzenleyenlerin, ifade özgürlüğünü kullandıklarını ve korunmaya değer bir hukuki hakka sahip olduklarını söylemek, bu yönüyle en aykırı görüşlerin bile ifade edilebilmesinin toplumsal zeminini yaratmak baroların en öncelikli görevidir.

İstanbul Barosu, bu görevini yerine getirmek bir yana, ifade özgürlüğüne açıkça aykırı bir tutum alarak, imza kampanyasının; “iyi niyetten, bilimsellikten, hakkaniyetten, hukuksallıktan” tümüyle yoksun olduğunu, “niyet okuması” yaparak, kampanyayı düzenleyen ve katılanların söylediklerinin ötesine geçerek, gerçek amaçlarının farklı olduğunu söylemektedir. İstanbul Barosunca yapılan açıklamanın bu yönüyle, bir hukuk kurumu adına talihsiz beyanlar olduğunu düşünüyoruz.

İstanbul Barosu, bir hukuk kurumu olarak, anayasal ve yasal görevlerini yerine getirirken temel ekseni “insan hakları” olmalıdır. Barolar faaliyetlerinde devletin ya da ulusun çıkarlarını, ulusal duyarlılıkları değil, insan haklarını temel alırlar. Baroların yasal dayanağını buldukları Avukatlık Kanununda, baroların yasal görevleri arasında devletin çıkarlarını ya da ulusun/milletin soyut çıkarlarını savunmak değil, insan haklarını savunmak vardır.

Bu özür kampanyası nedeniyle, ifade özgürlüğünü kullanan insanların; sert, kırıcı ve incitici de olsa kendilerine yönelik eleştirilere katlanması gerektiği elbette kabul edilmelidir. Ancak, eleştiri sınırları ötesine geçerek, kampanyaya katılanların vatan hainliği ve ihanet gibi ağır ve kabul edilemez ithamlarla yoğun bir toplumsal baskı altına alınıp, bir kısım kendini bilmez mahfillere hedef gösterildiği bir konjonktürde, asıl bu toplumsal linç ortamına karşı çıkması gereken baronun tutumu hukuk adına üzüntü vericidir. Bizler, kendi açıklamalarındaki ifadelerini kendilerine yönelterek baronun bu tutumunu en hafif deyimiyle “iyiniyetten, bilimsellikten, hakkaniyetten ve hukuksallıktan” yoksun bulduğumuzu meslektaşlarımıza ve kamuoyuna bildiririz.

KATILIMCI AVUKATLAR 

Büro: Asmalimescit Sehbender Sok. Çiçek Han No: 5/10 Tünel Beyoğlu
Telefon: 212 2438037 Faks: 2438097
E-Posta: kav@katilimciavukatlar.org
www.katilimciavukatlar.org

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0