hurkus
|
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan'a
AÇIK MEKTUP
Nükleer enerji, pahalı, tehlikeli ve çevre sorunu çözülmemiş bir teknolojidir
Sayın Başbakan,
Hükümetinizin Sinop ve Akkuyu`da kurulması planlanan nükleer enerji santralleri için gerçekleştirdiği ihale sürecini endişe ile izliyoruz. Bu konuda ihale aşamasına gelinmiş olsa da, enerji politikasında doğru bir karar için geç olmadığını düşünüyor; bu nedenle siz ve Türkiye kamuoyu ile endişelerimizi paylaşmak istiyoruz. Almanya Bündnis 90/Yeşiller Partisinde milletvekili olan, biz Türkiye kökenli politikacılar olarak Türkiye'deki gelişmeleri ilgi ile izliyoruz. Almanya gibi ülkemiz olduğunu düşündüğümüz Türkiye'deki gelişmeler olumlu olduğunda seviniyor ve acıları paylaşıyoruz. Türkiye'deki gelişmelere kayıtsız kalmamız mümkün olmadığı gibi, birçok konuda düşündüklerimizi kamuoyu ile paylaşmamız gerektiğine inanıyoruz. Nükleer enerji konusu biz Yeşiller için Avrupa'da da en önemli sorunlardan birini oluşturuyor.
Partimiz Yeşillerin 25 yıl önceki kuruluşu, Almanya ve genel olarak Avrupa’ da, nükleer enerji santrallerine karşı toplumda giderek derinleşen kaygılara dayanmaktadır. Yıllar önce nükleer enerji santrallerinden kaynaklanan tehlike ve çevre sorunlarının dile getirdiğimiz boyutu Harrisburg ve özellikle Çernobil kazaları ile bizim bile tahmin edemeyeceğimiz boyutta kendini gösterdi. Avrupa da artık sorumlu hiçbir politikacı veya bilim adamı, eskiden olduğu gibi "Nükleer enerji santrallerinde kaza olmaz" diye bir söylemi savunmuyor, savunamıyor. Kazalar sadece teknolojiden değil, insandan da kaynaklanmaktadır. Biz insanlar, hata yapabilen, unutabilen, istemeden de olsa ihmal edebilen varlıklarız, kazaya sebep olabiliriz. Fakat nükleer santrallerde olası bu tür bir kazanın boyutu, herhangi bir sanayi kazasından farklıdır, olağanüstü riskler içermektedir. Çernobil'de olduğu gibi binlerce insanın hayatına mal olduğu gibi büyük bir bölgeyi binlerce yıl yaşanmaz kılmaktadır. Bu yüzden deprem bölgesi Türkiye'de nükleer santrallerin büyük risk içerdiğini bilmenizi istiyor ve Türkiye'nin enerji politikasında bu tehlikeli maceraya girmemesini umut ediyoruz.
Nükleer santrallerin çevre ve atık sorunu da hala çözülememiştir. Santrallerin çevresinde bulunan köy ve kasabalarda kanser oranı yüksek çıkmakta, bu gerçeğin santrallerden sızan radyasyonlardan kaynaklandığı artık herkes tarafından kabul edilmektedir. Benzer bir tehlike nükleer atıklardan da kaynaklanmaktadır. Elli yıldır devrede olan santrallerin bile atık sorunu çözülememiştir. Almanya'nın "kapalı" yeraltı tuz kayalarında öngördüğü depolar hala devreye girememiştir. Zira bu kayaların sanıldığı gibi kapalı olmadığı anlaşılmıştır. Atıklar santrallerde tepecikler oluşturmakta ve çevreyi tehdit etmektedir. Bu konuda en güncel örnek Almanya’nın Aşağı Saksonya Eyaleti’nde bulunan Asse kentinde yaşananlardır. Almanya’da da "ihmal sonucu" atıkların yıllardır doğru olmayan koşullar altında muhafaza edildiğini göstermiş, atıkların gelişigüzel eski maden ocaklarına döküldüğü ortaya çıkmıştır. Bu tür bir olayın Türkiye'de de yaşanması olasıdır. Kaldı ki biz Yeşiller bu tür atıkların çevre ve insan sağlığını tehdit edebileceğini söyleyip duruyor, kamuoyu ve politikayı sürekli uyarıyoruz. Buna rağmen Avrupa'da nükleer enerji santralleri ve atıklardan kaynaklanan "küçük" kazaların önüne geçemiyoruz.
Sayın Başbakan, nükleer enerji Avrupa Birliği ülkelerinde gerileme devrine girmiş bir teknolojidir. Tehlikesi ve çevre sorunu yanında nükleer enerji uzun dönem yatırımlar da göz önünde bulundurulursa en pahalı enerji kaynağıdır. Bu yüzden enerji firmaları Avrupa da bu sektörden çekilmekte ve yatırımlarını güneş, su, ve rüzgar kaynaklı enerji teknolojisine kaydırmaktadır. Fakat enerji üretimi kadar, hatta daha etkin bir şekilde enerji tüketiminin de enerji politikasında etken olduğunu siz de biliyorsunuz.
Sayın Başbakan, tasarruf tedbirleri, su, enerji gibi tüm tabii kaynaklarda çözüm zemini oluşturmaktadır ve politikaya bu konuda önemli sorumluluklar düşmektedir. Biz enerji kaynaklarının tasarruf politikaları çerçevesinde kullaniminda, mevcut enerji ihtiyacında yüzde 25’lere varan bir düşüş gerçekleşeceğini düşünüyor ve geleceğin teknolojisinde bu faktörün giderek önem kazanacağına inanıyoruz. Bu nedenle enerji tasarrufu politikalarına ağırlık vermek gibi alternatif çözümler de, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamakta önemli bir rol oynayacaktır.
Sayın Başbakan, biz çevre sorunun insanlık sorunu olduğunu düşünüyor, teknik bakımdan mümkün olan her şeyin yapılmasının bazen hata olabileceğini görüyoruz. Türkiye bugüne kadar çağımızda sadece enerji kaynağı olarak değil, silah olarak da kötüye kullanabilinecek nükleer teknolojiden uzak durmuş, bölgede barış ve istikrar kaynağı olmuştur. Bu nedenle Türkiye’nin, enerji politikalarını, çevre ve insan sağlığını tehdit etmeyen, rüzgar, güneş ve jeotermal enerji kaynakları gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerji tasarrufuna yöneltmesi gibi alternatif çözümler üzerine durmasını arzu ediyoruz. Bu adım Türkiye'ye boyutunu bugün kestirmekte zorlandığımız yeni bir sorun kazandırmaktan uzak tutacaktır.
Saygılarımızla,
Yeşiller Partisi
Cem Özdemir
Mürvet Öztürk
|