ForumGüncel Politika - İskender'in Düğümü  Yeni Konu 

Komiteci Kırgız kadınlar

22 Temmuz 2008

hurkus



Türkiye’de bütün bu olup bitenlere karşı solun öne çıkan ve gelişmeleri yönlendiren bir politik duruşunun olmamasının sancılarını çok çekeceğiz. Bu, Türkiye’nin tek bacakla yürümesi demek. Sol yanımız yok. Tam burada “e, ama dünyada da böyle” diyerek bir savunma-avunma mekanizması geliştirebiliriz. Ama artık bu da doğru değil. Dünyanın birçok yerinde soğuk savaştan kalma kurumlar çözülürken bu kurumların ürettiği ideolojik anlayış ve politik duruş da ortadan kalkıyor. Kaçkar dağlarında bile.

Kırgızistan’ın Kaçkar dağlarındaki Narin bölgesi Sovyetler’in dağılmasından sonra en çok sıkıntı çeken bölgelerden. Narin’de Sovyetler’in dağılmasından sonra en çok sıkıntı sağlık alanında çekilmiş. Bölgede yüzlerce yataklık hastane kompleksi bugün çürüyor. Eskiden neredeyse hasta başına iki doktor düşerken şimdi doktor yok. Sovyet döneminde yönetimler sağlık fonundan hastane ve yatak sayısına göre ödenek aldıkları için planlama(!) pek rasyonel olmamış tabii. Merkezî yönetimden daha çok para koparabilmek için nüfus ve nüfus artış oranları abartılınca Kaçkar dağlarının eteklerinde bile devasa hastane kompleksleri ortaya çıkmış. Ancak yıllardır boş oturan doktorlar bölgenin en önemli sağlık problemi olan alkol sorununu çözemedikleri gibi kendileri de alkolizmin eline düşmüşler.

Sovyetler’in dağılmasından sonra bölgedeki hastaneler çürümeye terk edilirken, doktorlar da ortadan kaybolmuş. Bölge insanı, yine en büyük sağlık sorunları olan alkol bağımlılığı ve kansızlıkla baş başa kalmış. Ancak çürüyen hastane binalarına bakarak bu sorunlarının çözülmeyeceğini, geçmişin de geçmiş olduğunu kavramışlar. Narin bölgesindeki Kırgız kadınlar yıllardır toplumlarını kemiren bu iki sağlık sorunu için sağlık komiteleri örgütlemeye başlamışlar. Sağlık komiteleri, sağlık sorunu için kamuoyu oluşturma, fon bulma, gidilemeyen köylere ulaşma ve bilinçlendirme görevlerini üstlenmiş. Her köyde oluşturulan sağlık komitelerinin koyduğu kurallar ve fon havuzları giderek yaygınlaşmış.

Sovyet döneminden kalma hastaneleri rasyonel kullanma ve işletmeye açma işi de sağlık komitelerinin görevi arasında. Kırgızistan yönetimi de, Narinli komiteci kadınların modelini tüm ülkede uygulamak ve yaygınlaştırmak için harekete geçmiş.

Sovyetler’de insanlar Moskova’dan Kiev’e 10 rubleye uçuyordu, ama bozulan musluğu için bir ay tamirci bekliyordu. Musluk tamircilerinin, berberlerin olduğu ve bunların piyasasının da olduğu bir ekonomi de pekâlâ sosyalist bir ekonomi olabilir. ‘Musluk tamircileri tamam da berberler nereden çıktı’ demeyin. Devletçilik deyince aklıma hep orduevi berberleri gelir, herkes sudan ucuz tıraş olur ama herkes aynı olur, ense, favoriler falan. Yani iç açıcı bir durum değil. Şaka bir yana burada vurgu şudur; musluk tamircilerinin, berberlerin varlığı ve demokrasisi kamusal (sivil) ekonominin oluşması için elzemdir. Devleti “sosyalist” yaparak toplumu dönüştüreceğini zanneden sol artık ortadan kalkıyor. Türkiye’de de şu sıralar solun politika yapamamasının arkasında bu temel gerçek yatıyor.

İnsanın değil, devletin “sol” olması üzerinden tasarlanan “sosyalizm” anlayışı artık Kaçkar dağının eteklerinde bile tarih oldu.

Komiteci Kırgız kadınların bulduğunu, Türkiye’de sol, Fatsa’da 30 yıl önce buldu. Yeni, özgürlükçü ve insanı merkez alan bir sosyalizmin tohumları bu topraklarda atıldı. Ama bulup çıkartamıyoruz bir türlü.

Fatsa’da nokta operasyonun başarısı, herhalde sol denilen şeyin aslında halkın iradesinin her şeyin üstünde olduğunu ilk önce solculara unutturmasıdır. “Bizim Fatsa’da yaptıklarımızı şimdi AKP yapmaya çalışıyor; onun için tehlikelidir” diye dövünen solcular yaratması da 12 Eylül’ün en büyük başarısıdır.

Şimdi şu Ergenekon meselesinde “at iziyle it izinin” birbirine karışması niye sizi bu kadar yoruyor; bu yeni bir şey değil ki; 12 Eylül’ün sonucu bu. 12 Eylül, darbelere karşı çıkmayan, çıkamayan “darbe mağduru” bir sol yarattı. Cuntacılar için bundan daha büyük bir başarı olur mu?


22.07.2008
http://www.sesonline.net/php/genel_sayfa_yazar.php?KartNo=51706&Yazar=Cemil+Ertem
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0