ForumDuygu Müzesi  Yeni Konu 

Yanmak ve yakmak üstüne...

10 Temmuz 2008

hurkus



Sadece burnunun ucuyla bir çift uzun kulağı siyah olan bembeyaz bir tavşan, bir kafesin içinde sırtını kabartarak ayaklarının üstüne yatmış, sessiz sakin duruyor.

Aynı kafesin içinde, yarım avuç sarımtırak bir ördek yavrusu da, annesinin kanadı altına sokulurcasına, kendisini iyice tavşanın yanına yapıştırmış, arada bir ufak sesler çıkarıyor:

- Biiik, hiiik, ciiik...

* * *

Yeterince dışa yansımamış karizmasında, zevkli bir iç mimar yeteneği bulunan ve duvar saatine dönüştürülmüş “Monna Lisa” portresi gibi, akla gelmedik esprili hediyeler almaya da meraklı Şafak Barış, Reşat Nuri’nin tüm romanlarını bir kez daha gözden geçirmede; genç kuşakların anlayamayacağı eskimiş kelimeleri tazeleyip canlandırmak amacıyla.

* * *
Havalimanında 3-4 yaşlarında bir çocuk, annesinin yanında tuvaletlere doğru bağırarak koşturmaya çalışıyor:

- Yandık, yandık, yandık...

Besbelli ki azıcık altına kaçırmış ve annesi de, beklenmedik bir terslik olduğunda aynı iç çığlığıyla yakınmada:

- Yandık, yandık, yandık...

* * *

“Yanmak” da, “yakmak” da, çok doğurgan fiiller...

Daha ilkokuldayken teneffüslerde seksek oynayan çocuklardan biri, yere çizilmiş kareler üstünde tek ayakla taşı sektirirken, kareleri ayıran çizgilerden birine bastı mı; oyunu izleyen çocukların hepsi birden bağırırdı:

- Yandııı...

* * *

Kendini, öfkelendiği kişiden üstün gören birinin, karşısındakini tehdidi de şöyle değil mi:

- Ulan buraya bak, tepemi attırma, sonra yakarım çıranı.

* * *

711 yılında Cebelitarık Boğazı’nı geçerek İspanya’ya çıkan Tarık bin Ziyad’ın, geri dönme umudunu yok etmek için gemilerini yaktığı söylenir.
Ve bir deyim olarak kullanılmaya başlanmıştır “gemileri yakmak”...

* * *

Geri dönüş olanağını yok edenler, ister siyasetçi olsunlar, ister evliyken başkasına âşık olmuş ve evi terk etmiş biri, ister ağır bir istifa mektubuyla çalıştığı yerden ayrılmış biri...

Hepsi için de:

- Gemileri yaktı, demir...

* * *

Şiirlerde, şarkılarda, türkülerde de bol bol kullanılan fiillerdir “yanmak” ve “yakmak”...

Bir zamanların ünlü kantosu ağızlardan düşmezdi:

- Yangın var, yangın var ben yanıyorum.

* * *

Fenerbahçe Parkı’nda, rahmetli Çelik Gülersoy’un kurduğu tesislerin giriş kapısı yanındaki kafeste yaşayan tavşanla, tavşana sokulmuş ördek yavrusunu görenler; hemen fotoğraflarını çekmeye başlıyorlar.

* * *

Fotoğrafın icadı 1840...

Acaba İstanbul’da ilk yangın fotoğrafını kim çekti ve o fotoğraf şimdi nerede?

* * *

Şafak Barış gibi, İstanbul’un ünlü romancılarının sanatsal lezzetine düşkünlük yaygın olsaydı; Ankara siyasetçileri de, Ercüment Ekrem’in “Kodaman” romanını hatırlarlar ve Mersin’deki orman yangınlarına benzeyen ve yayılıp giden eski İstanbul yangınlarının; ne zamandan beri Ankara siyasetine de sıçradığını, ama uzun yıllar neden görmezlikten gelindiğini düşünürlerdi.

Acaba vaktiyle “Kodaman” kimdi ve şimdi kimlerdi?

* * *

Namık Kemal:

Altı da bir üstü de birdir yerin arş yiğitler vatan imdadına, diyordu.

* * *
Bilimsel gerçekler açısındansa, ne yerin altıyla üstü birdi; ne de ölenlerle yaşayanlar eşitti.

Ölenler arasından kimseyi; ne vali yapıyorlardı, ne komutan, ne müsteşar, ne bakan, ne cumhurbaşkanı...

* * *

İlk hanım başbakanımız da:

- Kurşunu yiyen de bir, atan da, demişti.

* * *

Kurşunu yiyenler:

- Yandım anam diye kapaklanıyordu yere...

Kurşunu atanların ise, kime attıkları her zaman belli olmuyordu. Bugün olduğu gibi, çeşitli söylentiler çıkıyordu ortaya.

* * *

Siyasette, birbirini yakmak isteyenler; genellikle kibrit, kömür, gaz, mazot türü yanarak yakan maddeler kullanmıyorlardı.

Onun yerine cellat, balta, urgan, idam sehpası ve kurşun kullanıyorlardı.
O nedenle de -yine günümüzde olduğu gibi- itfaiyecisi pek bulunmuyordu.

* * *

Acaba insanoğlu 2 milyon yıl önce, bir dalı bir dala sürterek ateşi icat etmiş olmasaydı; yanmak ve yakmak fiilleri de bu kadar bol kullanılır mıydı; kim bilir?

* * *

Ülkenin durumuna yüreği yananları rahatlatmak için, kendilerine ne sunmak gerektiğini bilemiyorum...

Ama sıcaktan içi yananlara, bir bardak buz gibi soğuk su yetiyor da artıyor bile...


10.07.2008
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0