Evlatlarını yasak ninnilerle büyüten, ağıtlarla gömen halkların coğrafyası

22 Ağustos 2014 20:28 / 1406 kez okundu!

 

 

Burası Orta Doğu... Burası Irak, Suriye, Türkiye... Burası evlatlarını katliamlar yüzünden, yasak ninnilerle büyüten, ağıtlarla gömenlerin coğrafyasıdır. Burası yetimlerin, öksüzlerin anayurdudur. Burası İslam coğrafyası... Acı ve hüzünle örülen bir yaşamın, hayatın sarmaşığına tutunanların ülkesidir. Suriye ile başlayan Irak'la devam eden, Lice'de heykeli dikilenlerin, destansı öykülerin yazıldığı topraklardır bu topraklar. Son 3,5 yıldır kanların oluk oluk aktığı, gözyaşlarıyla bereketlenen bitimsiz acıların ülkesidir burası. 

Uy havar ! 

Acımı nasıl haykırayım da duyurayım kör ve sağır vicdanlara. Üç kuruş petrol uğruna, iktidar uğruna, dünya malı uğruna bebeler, kadınlar katlediliyor, analar ise hep ama hep evlatlarını gömüyor bu lanetli topraklarda.

Evlatları gülünce yüreğinde güller açan anaların, acımasızca kopardılar güllerini. Analar evlatsız kaldı. Çocuklar anasız, yetim... Boynu bükülen çocuklar ''Anne'' diyemeyecek hiçbir zaman. Güneş bir daha hiç emzirmeyecek bu yetim coğrafyanın çocuklarını.

Ey cehennem zebanisi İŞİD! Kör olasın, bir mezarın olmasın, kurtlar, kuşlar yesin leşlerinizi. Bin yıllara sığmayacak kadar büyük acılar yaşattınız hep bu topraklarda. Gelin bir kez olsun insanlık için direnelim ne olur? Vicdanımızla, ellerinden tutalım insanlık bahçesinin en kadim halklarını ve inançlarını. Irak'ın, Suriye'nin mazlum ve kadim halklarının 1400 yıldır yaşadıkları acılarına, acılarımızı karıştıralım. Akan kanı gelin hep birlikte durduralım. İŞİD'e ve varsıllarına hep birlikte duvar olalım. Geçit vermeyelim Radikal İslamcı teröristlere.

Yaklaşık üç aydır dehşet fotoğrafları ve cipleri görmekten dağlanan yüreklerimizi, gelin katliam yaşayan halklara ve inançlara el uzatarak ağartalım. Bir kere olsun bu topraklar İNSANLIKLA buluşsun. 

İŞİD; Vicdanların, cüzdanla değiştiği acıların anayurdunda, Arap ve Müslüman olmayan halklara ve inançlara her türlü vahşeti mübah gören bir terör örgütüdür. Ve bu örgüt yaklaşık 3 aydır Irak'ta Türkmen Alevilerine, Süryanilere, Ermenilere, Ezidilere, Şebeklere kan kusturuyor kan... Kimsede durdurmuyor. Almanya'dan, Fransa'dan İŞİD'i durdurmak için peşmergelere ve Kürt özgürlükçülerine silah yardımları yeni yeni yapılıyor. Binlerce insan evlerinden sürgün edildikten, köle pazarlarında satıldıktan, katliama ve tecavüze uğradıktan sonra cılız bir sesle yardımlar yapılıyor. Yapılan silah yardımları ise Nuh'tan kalma. İşe yaramaz silahlar gönderen Almanya acaba bunu özellikle mi yapıyor dedirtiyor insana. Savaşın daha uzun süre sürmesi için midir bu sözde yardımlar?

Irak'ta, Suriye'de Ezidi, Süryani, Ermeni ve Alevi kadınları ganimet olarak gören onlara her türlü zulmü yapanlara karşı dünya kadın örgütleri, kadın kuruluşları neredeler? Çok merak ediyorum. Neden her soykırımda tanrı bu mazlumların çığlıklarını duymuyor? Neden hep bu halklar ve inançlar acıları katık yapıyor neden? 

O kadınlar ki namusları ve onurları için kendilerini, uçurumsu hayatlarından dipsiz uçurumlara bırakıyorlar. Analar, kelle kesenlerin örgütü İŞİD'e karşı, bıçak sırtı yaşamlarının yükünü göğüslerinde taşıdıkları bıçaklarla son veriyor. Tanrım bu nasıl bir acı... Yüreğimizin sol yanında nereye sığar bu bitimsiz acılar... 

İŞİD terörü vahşette sınır tanımıyor. Kız çocuklarının sünnetinden tutun da, İslam olmayan kadınların köle pazarlarında satılmasından, Müslüman olmayan erkeklerin sünnet edilmesinden, kafa kesmekten, zorla İslamlaştırmaktan her türlü işkence yöntemlerini uygulayan bu küresel terörizmi neden hiç kimse durdurmuyor? İnsan aklının almayacağı bu vahşeti yapanları küresel emperyalistler yıllardır besledi, durdu. Şimdi mazlum ve masum halkların kanıyla besleniyor. Gün gelecek! Bu terör, İŞİD'i besleyen ülkeleri de zehirleyecek. Bakalım o zaman ne yapacaksınız? 

Ezidiler insan sevgisiyle programlanmış inançları yüzünden 73 kez soykırım yaşadılar. Son yüzyılın en büyük soykırımını yaşayan Ezidi halkı, salt inançlarından ötürü yerlerinden sürüldüler, katliam yaşadılar. Şengal'den Ağustos sıcağında çıktıkları ölüm yürüyüşünde bu kez de TC. Onları gaz bombalarıyla karşıladı. Bölge belediyelerin ve Süryanilerin desteği ile Silopi- Mardin-Roboski- Diyarbakır'da yaşam alanı yaratılan Ezidi halkını, şimdi başka bir tehlike bekliyor. Salgın hastalıklar... 

Evlatları TC. Zulmü tarafından katledilen Roboskili analar ise Ezidi çocuklara, yok- yoksulluklarına rağmen bir ana şefkatiyle sahip çıkarak dünyaya insanlık dersi vermeye devam ediyor. 

Bu topraklarda her soykırımda vurulan bir halk olan Süryaniler ise bir daha ana yurtlarına dönmemek üzere, ata topraklarından sökülüp atıldılar. Süryaniler 'de tıpkı Ezidiler gibi devlet olamadıkları için sonu bilinmeyen bir hayatın yolcuları olmuştur. 9 Haziran' 2014'de Musul'a giren İslami teröristler ilk önce Süryani halkını yerinden yurdundan etmiştir. Daha sonra da kilise ve manastırlarını yıkmıştır. Ninova ve Babil gözlerimizin önünde düşerken hiçbir güç yardımlarına gitmemiştir. Yaşatılan bu savaşta Süryanilerin acılarını neden dünya ısrarla görmek istemedi? Bunun bir cevabı olmalı elbet. Soruyorum neden ABD ve Avrupa, Süryanilerin ve Ermenilerin acılarına karşı üç maymunu oynadı? Yaklaşık bir ay boyunca Süryaniler kendi acı kederlerini sessiz, sedasız yaşamışlardır. Ezidi soykırımına kadar hiç kimse Süryaniler için sokaklara dökülmemiştir, Avrupa ülkeleri Süryanilerle ilgili bir açıklama yapmamıştır. İŞİD teröründen en fazla etkilenen bir halk olan Süryaniler ise yerleşim yeri Musul- Karakuş'tan Erbil'e uzanan yolculuklarında ise yaklaşık 2000 kişi şimdilik Kilise bahçelerinde, çadır kentlerde insani yardımlarla yaşam mücadelesi veriyorlar. Bizlerden gıda, sağlık malzemesi, giyim, çocuk bezleri v.s yardımları bekliyorlar. 

İŞİD'in Türkmen Alevilerine yaşattığı vahşet ise hala görünür değil. Yüzyıllardır yaşadıkları acı çığlıkları, Irak'ın dağlarında yankılanıyor ama duyan yok. Yavuz Sultan Selim'in katliamından bu yana sistematik olarak islam adına vurulan Aleviler hep ateşte semaha dönüyorlar gören, bilen, duyan yok. 

Suriye'de ve Irak'ta Süryanilerin, Ermenilerin, Türkmen Alevilerin, Ezidilerin, Kürt halkının acı çığlıklarına, karışmalı çığlıklarımız. Bizler Şengal'deki Ezidilere, Musul-Erbil'deki Süryanilere, Türkmen Alevilerine, Kessab’da Ermenilere insanlık adına ayrım yapmaksızın yardım elini uzattığımız kadar insanız. 

Gazze'yi görüp de Şengal'i görmeyen,

Şengal'i görüp de Rojava'yı, Kobane’yi, Lice’yi görmeyen,

Gazzeyi, Şengali, Rojava ve Kobane'yi görüp de,

Ninova'yı, Musul'u, Babil'i, Erbil'i, Kessab'ı görmeyenler insanlıktan söz etmesin. Acıları yarıştırarak, ayrım yaparak değil, acılara ortak olduğumuz kadar insanız. Emperyalistlerin rant uğruna bozuk para gibi harcadığı halkların dayanışması, Irak'ta ve Suriye'de bu kez oyunları bozacak, İŞİD'i mutlaka püskürtecek.

Gelelim Irak'tan ülkemize...

Dün Lice'de Agit (Mahsun Korkmaz)'in heykelini yıkarak Lice'yi yine kana buladılar. Bu ülkede heykel dikmek yasak, düşünmek yasak, taş atan çocuk olmak yasak, Sosyalist olmak yasak, İnsan haklarını savunmak yasak, Alevi, Hıristiyan, Kürt olmak yasak. Yasaklı yaşıyoruz yasaklı. Adeta İnançlar ve halklar mezarlığına dönüşmüş ülkemizde de gün geçmiyor ki katliam haberleriyle uyanmayalım. İçeride Kürt halkını yok sayan, dışarıda; Irak’ta, Suriye'de İslami terör örgütlerine lojistik destek veren ülkemiz büyük bir uçuruma gidiyor. Türkiye'nin büyük rol aldığı Suriye ve Irak savaşında mazlum ve kadim halklar, İslam adına kelle kesenlerin gazabına uğrarken Gazze kadar ses çıkarmayan bir ülke ikiyüzlüdür. 

Alevi, Süryani, Ezidi kadınlar tecavüze uğrayıp, köle olarak bu yüzyılda pazarlanırken, Kelleleri kesilirken susan, dünya kadın örgütleri de susmakla suça iştirak ediyor. Bir gün tarih sizi susmakla yargılayacak. 

Mezopotamya ve Orta doğuda bu kez halkları ve inançları daha fazla yok edemeyecekler. Çünkü İŞİD belasına karşı ezilenler ve soykırım yaşayan halklar, Kürt halkının öncülüğünde güçlerini birleştiriyor. Tek başına kurtuluşun mümkün olmadığı Orta doğuda, bu vahşeti ya hep beraber defedeceğiz ya hep beraber yok olacağız. Peşmerge ve YPG-YNK'nin, Ezidilerin, Süryanilerin, Türkmen Alevilerin ortak hareketi sonucu İŞİD, ilk kez tırsıdı ve ifade etti''Kürtlerle çatışmak hataydı'' . Emperyalistler ve İŞİD, ezilen ve soykırım yaşayan halkların dayanışmasından korkuyorlar.

Henüz bitmedi bu kavga... Sürecek... Yeryüzü halkların ve inançların ortak bahçesi oluncaya dek bu kavga sürecek.

 

Zeynep TOZDUMAN

21.08.2014

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.