Torba Yasa'ya demokrasi girer mi?

15 Şubat 2011 00:14 / 1795 kez okundu!

 


Baştan söylemem gerekir ki, bu bir emek yazısı değil. Torba Yasa’nın çalışanlardan neleri kepçeyle götürürken, neleri kaşıkla verdiğini sıralamayacağım. Maddelerin neler getirdiğini, ne gibi değişiklikler yarattığını da anlatmayacağım. Torba Yasa denilen değişiklikler toplamının kimin yararına, kimin zararına olduğunu da uzun uzun incelemeyeceğim.

Böyleyken de, yazının anlaşılabilir olması için ne maddeleri okumak, ne maddelerin içeriğini bilmek gerekiyor. Çünkü sorun daha torbanın içinde karşılamıyor bizi, torbada başlıyor sorunlar.

Sadece kısa bir tanımlama yapmak yeterli. Torba Yasa nedir? Torba Yasa, dün gece itibariyle (ya da bu sabah) kabul edildiği şekliyle, 234 maddede değişiklik getiriyor. Birbiriyle alakası olmayan 234 tane maddenin değiştirilmesi yani söz konusu olan. Daha ilginç bir şey var ki, o da şu dün gece/bu sabah tasarı kabul edilmeden hemen önce dahi bu torbaya çeşitli maddeler atılmış. Neler olduğu, yararlı mı zararlı mı olduğu (bu sorunun yanıtı kim olduğunuza, sınıfınıza, sosyal statünüze göre değişir) hiç önemli değil. Kabaca nitelemek yeterli. Hayatımızı bir şekilde değiştirecek 234 tane ayrı konuda, bir bölümü de son günde gerçekleşmek suretiyle değişiklik oldu. Durum bu.

Son günlerin en gözde kavramlarından bir tanesi, demokrasi. Önce Tunus’ta, sonra Mısır’da gerçekleşen olaylar, Türkiye’nin Kıbrıs ile olan ilişkisi ve her türlü konu... Artık hangi konuda konuşmak gerekirse, söz dönüp dolaşıp demokrasiye geliyor. Öğrenciler her türlü ortamda sokak ortasında kimyasal gaza ve işkenceye maruz bırakılıyorlar örneğin; fakat konu demokrasiye geldiğinde bir kaç kalem oyunuyla öğrenciler demokrasinin düşmanı ilan edilebiliyorlar. Sonra onların neredeyse terörist eylem diye adlandırılan protestoları, hukuk tarafından da demokratik ilan ediliyor işler bir anda karışıyor. Yani demokrasi üzerinde çok da anlaşılan bir “şey”, bir kavram değil. Nerede durduğunuza göre değişen, ama kesinlikle ağızlardan düşmeyen bir kavram bu. Söylendiğinde, yanında gibi durulduğunda insanı önde başlatan bir kavram. Bu yazıda ise şöyle tanımlanarak kullanılıyor: Demokrasi, kararın alınışı ile, kararın uygulanışı arasındaki her türlü mesafenin, farkın azalması ile yükselir, çoğalması ile de düşer. Temsili demokrasi, doğrudan demokrasiden daha az demokratiktir yani.

Bundan sonra, fazla eğip bükmeye gerek yok. Doğrudan söylemek gerekir: Son gününde dahi maddeler eklenen, adından dahi neyi değiştirdiği belli olmayan, 234 tane ayrı konuyu birden değiştiren bir yasa, asla ve asla demokrasi ile bağdaşmaz. Demokratik olduğunu iddia eden bir ülkede böyle bir durum olmaz, olamaz. Muhattaplarının tepkilerinin hiçe sayılması, doğrudan etkileneceklerin değil, sonrasında yararlanacakların sözleriyle kamuoyu oluşturulmasını bir yana bıraksak da durum böyle. Hiçbir şekilde kurtarılamıyor.

Cumartesi gecesi eklenen maddelerle ilgili mesela, kim fikir belirtmiş olabilir? Ya da herhangi bir milletvekilinin bu maddeleri enine boyuna düşünüp, tartıştığını söyleyebilir miyiz? “Torbanın ağzını bağlıyoruz, ceplerinde bir şey kalanlar hemen içine atsın” mantığı ile demokrasi yanyana durabilir mi? Milletvekillerinin temsilcisi olarak orada oldukları halkla bunları tartıştıklarını söyleyebilir miyiz? Halkın ya da sivil toplum kuruluşlarının herhangi bir fikir beyan edebildiklerini duyduk mu? Görsel medya ne sundu bize Torba Yasa ile ilgili, Meclis’te meydana gelen bir kavgadan başka? Türkiye üzerinde bu yasalar toplamının neler getirip, neler götüreceğini (öyle bir kaçının değil ama tamamının) bilen kaç kişi var? Bu yöntem ile tamamen “iyi” değişiklikler olsa dahi buna sessiz kalınabilir mi? Demokrasiyi hem ağızdan düşürmeyip, hem de her fırsatta bu kadar kolay bir kenara atmak nasıl bir zihin oyunudur?

Sonuç olarak, dün gece/bu sabah itibariyle, demokratik bir ülke olmaktan bir adım daha uzaklaştık. Yükte ağır, pahada hafif, bol ses çıkartanı olan gündemler arasında oldu bu. Müjdat Gezen ile yüzde hesabı yaparken bazı kalem oyuncuları, % 234 yerden değişti hayatımız, kimse tamamının ne olduğunu bilmiyor, kimse bir kaçı hariç söz söylemedi. Karşı çıkanların karşılaştıkları muameleden de belliydi aslında demokrasiye yaklaştığımız ya da uzaklaştığımız. Pandora’nın kutusu gibi. Her şey çıktı Torba Yasa’dan. Bir demokrasi içerde kaldı.


Koray Doğan Urbarlı

15.02.2011


 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.