ForumYitirdiklerimiz Bize Bakýyor!  Yeni Konu 

Dicle'nin intiharý - Þiddet hem uygulayaný, hem maruz kalaný hem de üzerinde çalýþaný mahvediyor

14 Ekim 2009

hurkus

LEYLÂ PERVÝZAT (Arþivi) 

Ýstanbul’da bana çok benzeyen bir kadýn intihar etti. Ýsmi Dicle Koðacýoðlu. Sabancý Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde öðretim üyesiydi. Dersler veriyor ve kadýnlarla ilgili konularda çalýþýp yazýyordu. Doktora tezlerimiz de ayný konu üzerineydi. Ailesine bir not býraktý. Ýçinde “Çok acý var dayanamýyorum” yazan bir not. 

Dünya Saðlýk Örgütü’ne göre en fazla insan öldüren þiddet türü, intihar. Aile içi þiddetten, namus cinayetlerinden, terörden belki de en ilginci savaþtan bile daha fazla insan intihar ederek ölüyor. Her 40 saniyede bir insan intiharý seçiyor. Yýllýk ortalama 1 milyon kiþi. Ancak, uzmanlara göre gerçek rakam bunun çok çok üzerinde. Dini tabular, kültürel nedenler ve “çözülemeyen vakalar” var. Tektanrýlý dinlerin tümü intiharý en büyük günahlarý arasýnda sayýyor. Ýþte bu yüzden kimse ne söylüyor ne de soruyor. Uzun süre önce görüþtüðüm bir din adamý bana bilmemeyi tercih ettiðini açýklamýþtý. O zaman “Nasýl cenaze namazýný kýldýrýrým?” diye de sormuþtu. Katoliklerde ise intihar edenler mezarlýða kabul edilmiyorlar. Eskilerde yol kenarýna bir yere gömülürlerdi. Þimdilerde daha fazla çözüm var. Ýntihar geliþmiþ geliþmemiþ ülke dinlemiyor. Ýsveç ve Hollanda’da intihar edenlerin sayýsý, cinayete kurban gidenlerin iki katýna denk geliyor. 

Neden? 

Ýntihar psikolojik, sosyal, kültürel, biyolojik ve çevresel faktörleri içinde barýndýran karmaþýk bir konu. Uzmanlara göre insan kendini çýkmazda ve “en güçsüz” hissettiði anda öldürüyor. Ýþin paradoksal yaný ise bu kendini güçsüz hissetmekte yatýyor. Bir insanýn kendi canýný almasý yapabileceði en büyük güç gösterisi. Psikiyatristler de intihardan kurtulan hastalarý tedavi ederken iþte bu paradoksa arkalarýný yaslayýp hastalarýna yardýmcý olmaya çalýþýyorlar. 

Canýmýza niye kýyarýz? Cevap çok karmaþýk ve hüzünlü. Eðer Rus bir erkek iseniz uzmanlar alkolün önemli bir faktör olduðunu söylüyorlar. Avustralya’daki Aborijinler, Yeni Zelanda’daki Maoriler, ABD’deki Kýzýlderililer “topluma ait olmadýklarýndan” intihar ediyorlar. Burada siyasal ve ekonomik nedenler çok önem taþýyor. Tüm bu ülkelerde yaþanan ýrkçýlýk göz önüne alýnýnca bu yerli cemaatlerin insanlarý “istenmedikleri ve insan gibi yaþayamadýklarý” için canlarýna kýyýyorlar. Ýsveç’te ise intihar eden bir erkeðin cesedi 6 ay bulunmuyor. Yani bu adamý 6 ay boyunca arayan olmamýþ. Arasa bile “neden ortalýklarda görünmüyor” diye merak etmemiþ. Merak etse bile gidip aramamýþ. 

Dicle de benim gibi namus cinayetleri üzerine çalýþýyordu. Yani kendisi bir þiddet uzmanýydý. Þiddet hem uygulayaný, hem maruz kalaný hem de üzerinde çalýþaný mahvediyor. Ýþin ilginç yaný ülkemizde þiddet üzerine çalýþanlara destek olabilecek hiçbir mekanizma yok. Kendi çalýþmalarýmý yaparken yüzlerce otopsi raporunu okuyup hâkimlerin verdiði az cezalara isyan edip depresyona girince “yürüyüþe çýkýp kendimi rahatlatmam” önerilmiþti. Ýþin daha garibi de depresyonda olduðumu kimseyi inandýramamam oldu. “Dýþardan depresyona girmiþ” görünmüyordum. Okuyordum, yazýyordum, çiziyordum, geziyordum. Bazýlarýn diliyle biraz sýkýlmýþtým. Yürüyüþe çýkýnca düzelirdim. Burada asýl akýlda tutulmasý gereken bu iþlerle uðraþanlarýn travma yaþamamasýný beklemenin anormalliði. Böylesine insan ruhunu yaralayan hikâyeleri dinleyip etkilenmemek için ya makine olmak lazým ya da þeytan. 

Baþka ülkelerde þiddetle uðraþanlara sistematik ve ücretsiz destek vermek akademik ve saðlýk kurumlarýnýn, devletin birimlerinin iç tüzüklerinde yer alýr. Hatta bu desteði almakta gecikirseniz neden almadýðýnýz sorgulanýr. Yine de bu iþi çok iyi yaptýðýný iddia eden ülkelerde bile ciddi eksikler var. Örneðin, ABD üniversitelerinde kadýna yönelik þiddet üzerine çalýþanlara ait, ne ve nasýl yapmalarý gerektiðini anlatan geliþmiþ bir el kitabý yok. Onlar da ya polisin ya da FBI’ýn kullandýðý kitapçýklarý kullanýyorlar. 

Þiddetle uðraþýrken okuduðunuz raporlardan gördüðünüz ve duyduðunuz haksýzlýklardan canýnýz yanýyor ve desteðiniz de olmayýnca acýya dayanamadýðýnýzý yazan bir not býrakýp kendinizi Boðaz köprüsünden atýyorsunuz. “Nasýl bir insanýn baþka insana böyle davranabildiði” gerçeði asýl insaný çýldýrtýyor. Birinin öbürüne böylesine kötülük yapmasý/yapabilmesi insaný mahvediyor. Ýþte bu noktada yapýlacak en gerekli þey oturup aðlamak. Kýzýlderililer aðlamanýn sadece aðlayaný deðil tüm insanlýðýn bilinçaltýný þifaladýðýný söylerler. Bir de canýnýn canýna deðdiði dostlar bulabilmek. Zaten o zaman burasý yaþanýlasý bir yer oluyor. Ýsveç’teki ölüsü altý ay bulunamayan adamýn böylesine bir dostu yok. Yeni Zelanda’da intihar eden 25 yaþýndaki Maori’nin de böylesine bir dosta ihtiyacý var. O her þeyi olan Yeni Zelandalý beyaz adamýn gelip ona “senin acýn dinmedikçe ben de rahat uyuyamam” diyen bir dosta ihtiyacý var. Bu “senin yaþadýðýn benim gerçekliðim deðil, sen bunu seçtiðin için yaþýyorsun” diyen duyarsýz ve ukala bir sese hiç ihtiyacý yok. 

Dicle’yi en son gördüðümde benden doktora tezimi istemiþti. Kendisi þu anda her neredeyse, benim yazdýklarýmý okumaktan daha iyi ve güzel þeyler yaptýðýna eminim. Tanrýdan ailesine sabýr ve kendisine rahmet diliyorum.

LEYLÂ PERVÝZAT Feminist araþtýrmacý ve kadýnýn insan haklarý savunucusu
11.10.2009 

Radikal.com.tr

Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0