Þapka'dan çýkan devrim

01 Aralýk 2013 15:29 / 1234 kez okundu!

 

 

28 Kasým 1925’te yürürlüðe giren “Þapka Giyme Kanunu” iki cümlelik bir “ferman”dýr. Birinci cümlede; kamu, yerel, hatta özelde çalýþan bütün memurlara “Türk milletinin giyinmiþ olduðu þapka”yý giymeleri emredilir. Ýkinci cümlede: “Türkiye halkýnýn da genel olarak baþýna giydiði þapka”dýr denip buna aykýrý bir alýþkanlýðýn sürdürülmesi yasaklanýr.

Memur Türk milletinin giydiði þapkayý giyecek, halk da (zaten!) giydiði þapkaya aykýrý bir þey giymeyecektir! Yani kanun biraz karýþýk. Ama uygulama bu kadar karýþýk olmayacaktýr. Hemen bir hafta sonra yurt çapýnda “yýldýrým hýzý”yla harekete geçen “Ýstiklal Mahkemesi” milletin þapkasýný halkýn baþýna oturtur. “Mahkeme” baþkaný ve iki üyenin adý Ali’dir ve üçünün de yargýyla, hukukla bir iliþkisi yoktur, ama otuzdan çok idam cezasýnda imzalarý vardýr! Yani bir tür “Üç Ali’ler engizisyonu”.


O ZAMAN ÖYLEYDÝ!

Mazlumun acýsýyla sýnýrlý yüzleþme biraz eksik kalýyor. Zalim ve zulmüne alkýþ tutanlar o sýralar ne âlemlerdedir acaba? Bu bilinmezse, “o zamanýn þartlarýnda... giriþiyle kurulan “bilimsel” yanýtlar korkarým sürer gider. Oysa böyle bir “bilimsellik” her türlü özgürlüðün çiðnenmesine ve “ahlaksýzlýðýn özgürleþmesi”ne kapý aralýyor. Buyurun o günlerin þartlarýný “þapkaperverCumhuriyet gazetelerinden günü gününe okuyalým:

Baþlýk: “Evvelki Gün Trabzon’a Ulaþan Ýstiklal Mahkemesi Dün Sabah Erzurum’a Gitmiþtir.” Haber: “Ýstiklal Mahkemesi heyeti Yaka vapuru ile (...) Trabzon’a ulaþmýþtýr. Heyet sahilin bir saat kadar açýklarýnda vali, Halk Fýrkasý, belediye, Türk Ocaðý, Muallimler Birliði, Ýdman Gücü reisleriyle (...) birçok itibarlý kiþi tarafýndan motorlarla karþýlanmýþtýr... Mahkeme reisi Ali Bey resmi selamlamada bulunan asker, polis ve jandarma bölüklerinin subaylarýnýn ellerini sýkmýþtýr. Halkýn kalbinden gelen olaðanüstü gösteriyi þapkalarýyla selamlayarak otomobillerle doðruca belediyeye, sonra da Cumhuriyet Halk Fýrkasý’na gidilmiþ(tir)... Heyet Kaktaþ Oteli’nde misafir olup belediye tarafýndan þerefine bir öðle ziyafeti çekilecektir...” (6 Aralýk)

Baþlýk: “Polis Müdüriyeti Evvelki Gece Ve Dün Bazý Devrim Karþýtlarýný Tutuklamýþtýr.” Altýndaki bir Ýstanbul haberi: “(...) Bazý gericilerin þehrimizin özellikle Fatih semtinde mahalle kahvelerinde ve kamuya açýk yerlerde hükümetin yayýnladýðý mecburi þapka inkýlabý kanunu aleyhine bir takým sözler söyleyerek halkýn düþüncesini bulandýrdýðý polis müdüriyetince haber alýnmýþ ve derhal (...)” (8 Aralýk)

Baþlýk baþlýk üstüne: “Ýstiklal Mahkemesi Rize’deki Gericilerin Yargýlamalarýný Hýzla Sonuçlandýrmýþtýr” ve “Ýstiklal Mahkemesi Yýldýrým Hýzýyla Koþuyor” (15 Aralýk) ve Giresun’da “düðün”e yetiþiyor: “Halk Hakimler Heyeti’ni saatlerce alkýþlamýþtýr, heyet evvelki akþam belediye tarafýndan verilen elli kiþilik bir ziyafete katýlmýþtýr.” (17 Aralýk)


URFA’YA PAÞA GELDÝ

Müjde”li bir baþlýk: “Mahkeme Heyeti Ýstanbul’da Dört Gün Kalacak” (20 Aralýk), ertesinde “Üç Ali’lerin yýldýrým ordusu” Ýstanbul kapýlarýna dayanýr. (21 Aralýk)

“(...) Ankara Ýstiklal Mahkemesi saygýn heyeti dün saat birde Karadeniz vapuruyla Giresun’dan þehrimize ulaþmýþ ve sýcak bir törenle karþýlanmýþtýr. Vali Süleyman Sami, Halk Fýrkasý katibi umumiyesi Sukuti, Ýstanbul müftüsü Refik Ýsmail, polis müdürü Ekrem, Seyrisefain müdürü umumiyesi Sadullah, operatör Emin beyler mahkeme heyetini Kavak’ta karþýlamýþlardýr.” (22 Aralýk)

Bir “operatör” bir de Cumhuriyet gazetesi muhabiri var gemide! Operatörün iþi ne anlamadým, ama muhabir “o günün þartlarý”na uygun döþeniyor:

Büyük ve kutsal devrimimize karþý köpek küstahlýðýný gösteren kuþ beyinli gericileri yýldýrým hýzýyla yakalayarak millet namýna cezalandýran Ýstiklal Mahkemesi’nin adil hakimlerini getiren Karadeniz vapuru tam saat on buçukta Kavak önünde demirlemiþtir (...)” Vatandaþa “köpek”, idam memuruna “hâkim” diyen gazeteciye dikkat!

“(...) Mavnacýlarýn motorlarý vapurun etrafýný sarmýþtý. Beþiktaþ önünde limanda bulunan vapurlarýn selam düdükleri, sahilde toplanan halkýn alkýþlarý iþitilmeye baþlamýþtý. Dolmabahçe önünde demirli bulunan Ýsveç gemisi ‘Karadeniz’ vapurunu görünce kurusýký top atmak suretiyle vapuru selamlamýþ ve bundan sonra da þirket ve seyrüsefain vapurlarýnýn selam düdükleri arasýnda tam saat bire çeyrek kala ‘Karadeniz’ rýhtýma yanaþmýþtýr. Hanlarýn apartmanlarýn üzerine çýkan halk, rýhtýmda Ýstiklal Mahkemesi’ne intizar eden kesif bir müstakbelin topluluk vapurun merdiveni rýhtýma uzanýnca orayý þiddetli alkýþ tufanlarýna boðmuþlardýr.” (22 Aralýk)

Beni as, onu da as, herkesi as” diye tezahürat yapacak kadar “idamperver” bir milletmiþiz, ne coþkularla karþýlar, ne çýlgýnca alkýþlar, ne ziyafetler çekermiþiz “idam memurlarý”na!. Demek ki “o zamanýn þartlarýnda öyle gerekiyormuþ!

23 Aralýk’ta valilikte çalýþan “heyet” iþini bitirince önce Halk Fýrkasý’na ve sonra Tokatlýyan Oteli’ne gider. Haberin sonunda “(...) Emir Latif, Feriye Camii imamý hafýz Emir, Ýskilipli Atýf, Emir Rýza”nýn polis müdürlüðünde olduklarý bildirilirken yanlarýnda þu iki isim de geçer: “Matbaacý Bedros, kitapçýMehran ve (...)” ve bir kýsa bilgiyle biter haber: “Ýstiklal Mahkemesi heyetini þehrimize getiren Karadeniz vapuruyla ikisi Ermeni ve üçü Müslüman olmak üzere þehrimize altý mevkuf daha getirilmiþtir (...)”

Þapka”dan hep tavþan çýkmaz ya, o günün þartlarýnda “mürteci Ermeni” bile çýkar!

 
 
Talat ULUSOY
 
25.11.2013
 
 

Son Güncelleme Tarihi: 02 Aralýk 2013 15:16

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.