Osman Sebrî tarihe tanýklýk ederken!

30 Haziran 2012 12:52 / 3284 kez okundu!

 


"Kürtçe alfabe, makaleler, þiirler, anýlar ardýnda býrakarak 85 yaþýnda ve 1993 yýlýnda Suriye'de vefat eden Mamoste Osman Sebrî'nin hatýratýndan 1930'lara kadarki dönem üzerine öðrenilecek çokça yaþanmýþlýklar var."


Ýnsan teki kimi özel ve tarihi anlamý olan günlerde; hem yaþayarak hem de yaþadýklarýný yazarak mücadelesiyle tarihe örnek olmuþ þahsiyetlerin anýlarýyla hemhal olmak istiyor.

Bu baptan hareketle daha dosya halindeyken okuduðum ve yakýn zamanda Lis Yayýnlarýnca kitap olarak basýlan Mamoste Osman Sebrî'nin "Hatýralarým"* kitabýný bir kez daha okudum. Hem de çok tarihi anlamý olan bir günde. Kürt Halkýnýn büyük deðerlerinden Þêx Sêîd'in Diyarbakýr Daðkapý Meydanýnda arkadaþlarý ile birlikte dara çekilerek asýlýþýnýn 87. Yýldönümünde okudum.

Kürtler farklý siyasal perspektiflere sahip olsalar da; tarihe geçmiþ büyük deðerleri olan þahsiyetler konusunda "milli" hassasiyetlerini her daim korumuþlardýr. Zaman dilimi içinde kimi kez güncel siyasetin ötelemelerine kimi þahsiyetlerin üzerleri örtülerek "unutturulmaya" çalýþýlsa da, zamanýn ve mücadelenin kazanýmlarý hak teslimiyetini her daim gündeme taþýmýþtýr.

Þêx Sêîd, Seyyid Rýza, Sêîdê Kurdî, Mele Mistefa Berzanî gibi bugün artýk yaþamayan Kürt þahsiyetleri buna örnek teþkil eder. Bu þahsiyetler Kürt Tarihi içindeki rollerini oynamýþlar ve bugün Kürtlerin nezdinde onurlu yerlerini alarak torunlarýný utandýrmadan öte yakaya göçmüþler...

Mamoste Osman Sebrî, daha önce Kürtçe olarak yayýnlanan hatýratýnda Dîyarbekir'in Eðil-Gêl ilçesinden Mirdasî Emirliðinin bir parçasý olduklarýný ve üç parçaya ayrýlýp üç ayrý bölgeye daðýldýklarýný anlatýr. Bir bölümünün Ankara-Konya arasýndaki Haymana ovasýna yerleþerek adýna "Evdil-Hey Beg Mirdesileri". Ýkinci bölümünün Dîyarbekir daðlarýna yerleþerek, "Terrikan Mirdesileri". Üçüncü bölümünün de Adýyaman'a yakýn Nemrut Daðýnýn doðusundaki Gerger ilçesi çevresindeki üç köye yerleþen Gawestî Mirdesileri olduðunu anlatýr. Bütün yabani doða koþullarý ile iç içe yaþayan Gawestî Mirdesilerinin bir ferdi olduðunu ve aile olarak her daim ayrý düþtükleri Dîyarbekir'in Eðil coðrafyasýna dönüp yeniden yerleþmek istediklerini aný kitabýnýn girizgâhýnda heyecanla anlatýr.

Bir kýþ günü 7 Ocak 1905 senesinde Adýyaman Kahta'nýn Narince köyünde doðar Osman Sebrî. Êþîr bir Mîr ailesinin erken doðmuþ çocuðu olarak akranlarýndan daha çelimsiz ve zayýftýr Osman. Ama babasý hep okumasýný ister. Hatta Mekteb-i Mülkiye-yi Þahane'yi okuyup da diploma almaz ise mirasýndan mahrum býrakacaðý kelamýný bile eder.

Ýþte daha çocuk yaþtaki Osman Sebrî'nin hayatý bu denli yüksek beklentilerin ve 1915 cihan harbi ve sonrasýndaki Kürt hareketlenmelerinin yaþattýklarý içinde geçer. Þêx Sêîd Kýyamýnýn ayak seslerinin Adýyaman Mirdesilerine ulaþmasý üzerine kendi cephelerinden isyancýlara destek olmak için hazýrlýklarýna tanýklýk eder. Adýyaman Mirdesilerinin "kýyam"a verdiði desteðin ve isyancýlarýn "Diyarbakýr kuþatmasý"nýn zaaflarýný bir siyasal analist gibi anýlarýnda irdeler.

Ýsyan'ýn "tez elden" bastýrýlmasý ve "kýyamcýlarýn" derdest edilip Þark Ýstiklâl Mahkemeleri'nde yargýlanmalarýnýn derin izleri, mahkeme heyetinin hatýrý sayýlýr rüþvetlerle kayýrmalarý ve de zalimliði bir yaþam boyu "genç" Osman'ýn hafýzasýndan asla silinmez. Hatta sonraki hayatýndaki Kürdi siyasal kimliðine ve tavýr alýþýna o tanýklýklar yön verir.

Amcasý Þukrî yargýlanan ve idam edilecekler arasýndadýr. Amcasý sonunun geldiðini görünce kendilerine ihanet edenlerden Bedir Aða'yý öldürmesini son arzusu olarak yeðenine söyleyip der ki; "Ýntikamýmýzý alýp Bedir Aðayý öldürdüðünde, bir tepenin üzerine çýk ve nerede olursan ol yüzünü Dîyarbekir'e doðru dönüp 'Amca intikamýný aldým' diye baðýr" der. Amcasý bu vasiyetine baþka þeyler de ekler: "Yiðit ol, dürüst ol, olgun ol ki yolun sonuna vardýðýnda özgür ve muzaffer olasýn".

Tabi amcasýnýn bu vakur vasiyeti ve idamýndan sonra yaþamýndan süzülerek kurduðu dostluklar üzerinden "hayat bilgisi"ni pekiþtirir.

Önce Adana mahpusunda Hüseyin Hilmi Atik Beg'den Kürtlük Bilincini alýr. Sonra bir tren yolculuðu esnasýnda önceden adýný duyduðu ve trende kendi gayretiyle tanýþtýðý Dîyarbekirli Cemilpaþazade Kadri Beyden Kürtlük Bilincini pekiþtiren yeni þeyler öðrenir.

Ýsyan sonrasýyla birlikte yedi yýl süreyle doðudan batýya mahpusluklar, kaçak ve sürgünlükler, çatýþmalar, tanýþmalar Osman Sebrî'nin yoðun ve sýký yaþanmýþlýklarýna yol verir.

Amca vasiyeti üzerine intikamý alýp Bedir Aðayý öldürdükten sonra yüzünü Dîyarbekir'e dönüp "Amca intikamýný aldým" der ve meþakkatli çabalarla Suriye'ye geçer. 1930'lu yýllarýn Hoybun önderleri ile arkadaþlýklar, dostluklar, ülkeye siyaseten giriþ çýkýþlar ve hep asi, ve hep baþýnýn dikine mücadele, ve hep isyankâr bir profil çizer Osman Sebrî. Sözün kantarýný, kantarýn topuzu kime deðerse deðsin gözünün yaþýna bakmadan sertçe vuran bir üslubun aný yazýcýsý olur. Kimi ifadeleri baþkalarýnýn aðzýndan aktararak, kimilerini de kendi gözlemlerine dayanarak aktarýr. Hak teslimiyeti de yapar. Hýrpalayýcý, imleyici ifadeler de kullanýr!

Sonuç da Osman Sebrî'nin Hatýralarým kitabýnýn çevirisini Abdullah Koçal'ýn çok özenli çevirisi ve Lîs Yayýnlarýnýn özenli baskýsý üzerinden bu kez Türkçeye kazandýrýlmýþ olarak Kürtçesi dýþýnda bir kez daha yeniden okudum.

Hüzünlendim, hatýrat neden 1932'de kesilmiþ diye. Asýl Suriye sürgünlüðünde Cemilpaþalarýn, Bedirxanilerin ve diðer tüm Kürt entelektüel kimliklerinin, hatta 1980'le birlikte sürgüne gidip Suriye'de Mamoste Osman Sebrî ile tanýþýp onun fikri hocalýðýndan yararlananlarý da bildiðimden ikinci cilt olabilecek anýlarýn yitip gitmesine ve paylaþýlýyor olamamasýna hayýflandým.

Mamoste Osman Sebrî adýyla ilk kez "Amidalýlar-Sürgündeki Diyarbekirliler"** kitabýmda karþýlaþmýþtým. Eski bir DDKD'li (1980 öncesi kitlesel örgütlenmesi olan ve bugün mazi olan bir Kürt örgütü: Devrimci Demokratik Kültür Derneði) Sait Güven Suriye sürgünlüðünün bir evresinde Osman Sebrî'nin kapýsýný çalar. Diðer sürgün Kürt siyasetçileri gibi zaten Mamoste ile sýkça görüþüyordur. Der ki Sait Güven Osman Sebrî'ye Avrupa'ya gitmek istediðini kastederek; "Apê Sebrî, ezê jî herim". Mamoste Osman Sebrî'nin yanýtý 1985'ten, 30 yýl öncesinden bugünlere yazýlmýþ bir kýsa mektuptur adeta. "Mezê ke, Apoçî diçin welat, hun jî diçin Evropa. Evê qezenç bikin. Hun jî winda bikin."

Hatýralarým'da Osman Sebrî, Ýstiklal Mahkemeleri'nden Cemilê Çeto'ya, Bedirxanlardan Seyid Rýza'ya, Þêx Sêîd Ýsyanýndan Xoybun Partisi'ne, Aðrý Direniþi'nden Cemil Paþazadelere, Haco Axa'dan Reþuyanlý Hacý Bedir Bey'e kadar tarihî pek çok kiþi ve olayý kendine has bir eleþtirellikle yer yer sivri bir üslüpla dile getirmiþtir. Mamoste Sebrî'nin kimi eleþtirilerinden rahatsýz olan Suriye'deki dava arkadaþlarýndan biri/bazýlarý, yazar tarafýndan kendilerine emanet edilen bu eserin 1931 yýlý ve sonrasýna dair olan bölümlerini "kaybetmiþlerdir."

Kürtçe alfabe, makaleler, þiirler, anýlar ardýnda býrakarak 85 yaþýnda ve 1993 yýlýnda Suriye'de vefat eden Mamoste Osman Sebrî'nin hatýratýndan 1930'lara kadarki dönem üzerine öðrenilecek çokça yaþanmýþlýklar var. Hazýr Lis Yayýnevi Osman Sebrî'nin anýlarýyla baþlamýþken hem çevirmeni hem de yayýnevini kutlarken, Osman Sebrî'nin diðer eserlerini de Türkçenin okurlarýna kazandýrmalýlar diye düþünüyorum.

*Osman Sebrî, Hatýralarým. Kürtçeden çeviren Abdullah Koçal. 166 Sayfa. Lis Yayýnevi. Mayýs 2012, Diyarbakýr.

**Þeyhmus Diken, Amidalýlar-Sürgündeki Diyarbekirliler. Ýletiþim Yayýnlarý Ýst. 2007, sayfa 430...


Þeyhmus DÝKEN

30.06.2012

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.