SANIK AYAÐA KALK!

14 Ocak 2012 19:16 / 1488 kez okundu!

 


"Yirmi yýl önce yargýlandýðým madde ceza yasasýndan kaldýrýldý, þu an adli sicilim tertemiz. Ama bana 12 Eylül'de iþkence yaptýranlar, darbeciler, komplocular için dava açýlmýþ ve sanýk durumuna düþmüþ durumdalar. Ýþte þimdi onlarýn sanýk sandalyesine oturma zamaný. Bu yargýlamanýn sonucu ne olursa olsun iþkenceci, darbeci sanýklar ve þüpheliler ve de ‘’ülkenin kaosa sürüklenerek darbe þartlarýnýn oluþmasýný bekleyenler’’ olarak bir kere bile sanýk ve þüpheli olarak mahkemeye çýkmalarý on bir yýlýmý geri getirmeyecek ama 32 yýl sonra olsa da yüreðimi biraz olsun soðutacak, onuruma onur katacak."

-----------------------------------------------------------------

SANIK AYAÐA KALK!


"Gözlerim baðlý olarak bir sandalyenin üzerine çýkardýlar, iki elimi arkadan çapraz baðladýlar, arkadan birbirine baðlanmýþ ellerimi, yine arkadan kollar yukarý doðru ters gelecek biçimde bir sýrýða baðladýlar, sýrýðý da yukarý bir yerlere kaldýrarak astýlar. Altýmdaki sandalye veya ne koydularsa onu çektiler. Bir çeþit idam, hem de kollardan asýlarak, acý çektirerek idam, belki kellemden assalar bu kadar acý duymaz insan. Bütün vücudumun aðýrlýðý, arkadan ters yönde asýlmýþ kollarýma verilmiþti. Bu aðýrlýkla, omuzlarýmdan, kollarýma doðru, sanki etler kemiklerimden býçakla ayrýlýyormuþ gibi geldi. Hiç baðýrmadým, gýkýmý çýkarmadým. Bu iþkence, bana sanki saatlerce yapýlýyormuþ ve orada daimi asýlý kalacakmýþým, hiç indirilmeyecekmiþim gibi geldi. Ýþte o zaman, saatlerdeki rakamlar arasýnda yelkovan yok olmuþtu. Zaman sonsuzlaþmýþtý sanki. Çok ilginç, bilinç yepyeni bir zirveye ulaþarak, sanki býçakla kollarýnýzý lime lime ederken oluþan acýyý bertaraf ediyordu. Simone de Beauvoir’in dediði gibi ‘’iðrençlikle güzelliðin böylesi birlikteliði‘’ oluþuyordu. Biri diðerini öyle bir yaratýcýlýkla ortaya çýkarýyordu ki, iþkenceciler bir nevi kollarýmdan yukarý doðru çarmýha gererken, yaptýklarý bu iðrençlik karþýsýnda kuruyan dudaklarýmý ýslatmak, susuzluðumu gidermek için, gözümüm önüne þýrýl þýrýl akan dereleri, pýrýl pýrýl parlak güneþ ýþýnlarý altýndaki yemyeþil ormanlarý aklýma getiriyordum. Bu güzellikleri, sevdiklerimle, eþimle, çocuðumla, dostlarýmla birlikte olarak düþünüyordum. Halkýn insanca yaþamasýný düþünüyordum, bana güvenen, benimle iliþkisi olan insanlarýn ismini söylediðimde, onlarýnda buraya getirilip ayný iðrençlikleri yaþamasýný istemiyordum."

Bu alýntý ‘’ARALIKSIZ’’ adýyla yazdýðým kitabýmdan yapýlan iþkence seanslarýndan çok küçük bir alýntý. Okuyucuyu fazla üzmemek ve strese sokmamak için devam etmedim.

12 Eylül darbesi tam on bir yýlýmý aldý. Beþ yýla yakýný tutukluluk kalaný da kaçak, göçek olarak geçirdiðim tam on bir yýl. Evde bulunan, kitap, dergi, broþürlerden sorguladýlar. Terörle, þiddetle ilgili en küçük bir delil ve iddia yoktu. Bulunan kitap ve dergilerin içeriðinde öðretmenlere, memurlara ekonomik, demokratik haklarýnýn verilmesi, kooperatiflerin yaygýnlaþtýrýlmasý, eðitimin demokratikleþtirilmesi ve parasýz olmasý, iþçinin, köylünün sömürülmemesi, esnafýn desteklenmesi tekellere yem olmamasýný kapsayan yazýlar bulunmaktaydý.

Yirmi yýl önce yargýlandýðým madde ceza yasasýndan kaldýrýldý, þu an adli sicilim tertemiz. Ama bana 12 Eylül de iþkence yaptýranlar, darbeciler, komplocular için dava açýlmýþ ve sanýk durumuna düþmüþ durumdalar. Ýþte þimdi onlarýn sanýk sandalyesine oturma zamaný. Bu yargýlamanýn sonucu ne olursa olsun iþkenceci, darbeci sanýklar ve þüpheliler ve de ‘’ülkenin kaosa sürüklenerek darbe þartlarýnýn oluþmasýný bekleyenler’’ olarak bir kere bile sanýk ve þüpheli olarak mahkemeye çýkmalarý on bir yýlýmý geri getirmeyecek ama 32 yýl sonra olsa da yüreðimi biraz olsun soðutacak onuruma onur katacak.

Bu 12 Eylül darbesini yapan generallerin yargýlama olayýnda, Anayasanýn bazý maddelerinin deðiþtirilmesiyle ilgili referandum sürecinde bu sonucu göremeyen, hala ayaklarýný, darbeci, ceberut devlet ve ittihatçý geleneðinin prangasýndan kurtaramayan, ‘’yetmez ama evet’’ diyenlere dönek, liboþ, oportünist diyenler bakalým þimdi ne diyecekler. Bu yargýlama sadece iktidarýn yüzü suyu hürmetine olmadý. Ýktidar, deðiþimin nedeni olarak bu süreci halka sunmadý, deðiþim isteyen çoðunluk kitlenin isteðini yerine getirdi. Bu yargýlamayý saðlayanlarýn içinde bazýlarýnýn ‘’liboþ, oportünist, dönek’’ olarak suçladýklarý demokrat aydýnlar çok etkili olmuþlardýr. Kendini sol, sosyalist hatta demokrat zanneden utangaçça darbe ve komplocularý destekleyenler seslerini çýkarmýyorlar. Bu olay da onlara kapak olsun.

Yalnýz üzücü olan, bu kadar darbe yaþamýþ, bu kadar acýlar çekmiþ, bu kadar canlar yok olmuþ, yýllarca geriye gitmiþ ülkemizde hala bunlarý göremeyip, yurtseverlik, vatanseverlik adýna darbeciliðe prim verilmesi, desteklenmesidir. Hem de kendini, demokrat, devrimci, eski tabirle sol zannedenler tarafýndan. Hala Þýrnak’ta kitapçýya bomba atýp kargaþa çýkaranlara ‘’tanýrým, iyi çocuklardýr’’ diyen komutanlarý, siteler kurup, darbe ortamý yaratanlarý dolaylý yollardan destekleyip, Ergenekon bataklýðýnýn kenarýnda dolaþmalarý çok vahim. Ýttihatçý Enver Paþa'nýn, ýrkçýlýðý, hýrsý uðruna kendisi sýcacýk karargâhýnda iken, doksan bin askeri yazlýk elbiseler içinde ayaðýnda yazlýk çarýklarla tek kurþun atmadan Soðanlý Daðý'nda dondurduðu askerler için þehitleri anma düzenlenmesi daha da vahim.

Bu ülkede ne zaman darbecilik, komploculuk, ýrkçýlýk zihniyeti ortadan kalkar, iktidarlar kanla beslenme alýþkanlýðýndan kurtulur, açýklýk þeffaflýk dönemi baþlar, gençlere ne zaman, silah yerine kalem tutulmasý önerilir o zaman demokrasi, adalet, hukuk, özgürlük gelir. Yoksa daha çok uygulanýr Filistin askýsý, daha çok kurulur idam sehpalarý. Bize dokunmaz zannetmeyin hiç belli olmaz. Benim anam da beni doðururken Filistin askýsýna asýlsýn diye doðurmamýþtý.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

sabahattin_izcioglu@hotmail.com

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.