Sakýn sakýn...

31 Aralýk 2012 22:22 / 1320 kez okundu!

 


Tam benzeri olmasa da bu günlerde, üniversitelerde 1971 öncesi gibi hareketlenmenin kývýlcýmlarý ateþlenmeye çalýþýlýyor gibi bir hava oluþuyor. 1971 öncesi, yani darbe öncesi yaþanan bu öðrenci hareketlerini en iyimser açýdan bakarsak yaþanmasý gerekiyordu. Ve de yaþandý.

Þimdi ayný þeylerin tekrar yaþanmasýný ‘’biz bu filmi gördük’’ diyerek açýklamak da yetmeyecektir o dönemi ve o dönemdeki yanlýþlarý eksikleri görmemezlikten gelmek veya ders çýkarmamakta gelecek için çok büyük tehlikedir. Daha açýkçasý o dönemi yaþayanlarýn veya birilerinin artýk gerçekleri açýk açýk ortaya koymalarý zamanýdýr.

Bir kere Türkiye’deki sol hareketlerin yýllar süren mücadelesinde çok büyük kazanýmlarý olmadýðý gibi büyük kayýplarý olmuþtur. Bakýnýz sol hiç iktidar yüzü gördü mü? Durum ortada. Bunun da en büyük nedeni de solun demokrasi ve barýþ mücadelesini gerçekte ve ciddi anlamda gündemine almayýþý, halka meþruluðunu kabul ettiremeyiþidir. Aslýnda bu zamana dek ülkedeki politik mücadelede sað ve sol diye ayýrmakta yanlýþ. Çünkü ikisi de ayný kökenden ittihatçýlýk kökeninden doðmuþ, süreç ve zaman içinde aralarýnda nüans farklarý ile ayrýþmýþ veya kesiþmiþler, en somut örneði Ergenekon süreci.

Varsayalým ki sol hareket vardý ve bugünlerde çok sözü edilen sol gelenek ve bu geleneðin somutlaþtýðý ODTÜ geleneðini irdeleyelim. Baþtan belirteyim gençliðin bu dönemdeki mücadelesi yiðitçe bir baþkaldýrý, bir direnme, maðdurlarýn, haksýzlýða uðramýþlarýn, ezilenlerin, yoksullarýn yanýnda onlar için mücadele niyeti ile yola çýkýlmýþ bir hareket. Fakat birilerinin ve muktedirlerin de iktidar mücadelesi olarak gençliðin bu iyi niyetinden faydalanmasýdýr. Sonuçta ceremeyi gençlik çekti. Demek ki iyi niyet, yiðitlik, mertlik yetmiyor. Yiðitsin dediler candan, mertsin dediler yerinden yurdundan ettiler. Ýþte, Bursa Cezaevi'nde gördüðümüz, desteklediðimiz, daha sonra ODTÜ'de karargah kuran Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarý idam edildi. Kartal Maltepe askeri ceza evinde birlikte koðuþ nöbeti tuttuðumuz, ODTÜ'de Commer’in arabasýný yakan Ulaþ Bardakçý çatýþmada öldürüldü. Ýþkenceden ayaklarýna basamayan ODTÜ'lü Ýrfan Uçar yýllarca ceza evinde kaldý, yine Kartal Maltepe de birlikte olduðumuz Cihan Alptekin Kýzýldere’de çatýþmada öldürüldü. Bunun gibi, Sinanlar, Kaypakkayalar, Ömer Aynalar... Böyle yüzlerce genç insan çatýþmalarda öldürüldü, bir kýsmý da yýllarca hapishanelerde kaldýlar. Yalnýz ilginç olan yine o yýllarda bu tür davalardan yargýlanan, hatta iþkence gören 27 Mayýs darbecilerinden eski tabii senatörlerden Celil Gürkan, Cemal Madanoðlu, 27 Mayýsçý, Eski Milli Birlikçi bir dönem millet vekilliði de yapan Ýrfan Solmazer, yazar Ýlhan Selçuk gibi elit bir grup belli bir dönem tutuklu kaldýktan sonra tahliye oldular. Sonuçta 12 Mart darbecileri, 9 Mart'ta darbe hazýrlýðý yapan sol darbecileri yenmiþti. Sonuç, idam, ölüm, acý, keder, dram, yenilgi. 1980 darbesine kadar, sol bu yenilgiyi, acýyý, miras kavgasý temelinde sahiplenme için bölünme ve birbirini yok etme süreci baþladý ve onlarca fraksiyon.oluþtu. En köklü en eski sol parti iddiasýnda olan TKP den 1975 yýlýna kadar da ses çýkmadý.

Deniz Gezmiþ’in ‘’Baðýmsýz Türkiye’’ sloganý ve idam edilirken Marksizm’e atýfta bulunduðu iki cümlenin dýþýnda teorik olarak iki satýr yazýsý bile yoktur. O dönem sadece Mahir Çayan’ýn ‘’kesintisiz’’ baþlýklý 15- 20 sayfalýk eklektik yazýsýndan baþka doðru dürüst ülke tahlili yapýlan herhangi bir teorik yazý bile olmayan gelenekte, yeni gençliðe bu acý çatýþma, dram ortamýný sol gelenek olarak anýmsatmak ne derece doðru?

Bugün her þeye muktedir iktidar, ‘’ecdadýmýz’’ bu deðildir diye dizileri dahi eleþtirdiðinde, ‘’ecdadýmýz’’ dediðimiz padiþahlarýn, nasýl iktidar için çocuklarýný, torunlarýný boðdurtturduðu, Harem sefalarý, saray entrikalarý ortaya çýkarýlýyor ise, sol gelenek denilen hareketteki entrikalýcýlýk, darbecilik, komploculuk anlayýþýnýn da ortaya çýkarýlmasý, sað gençliði de Sivas, Maraþ, Çorum katliamlarýnda, gençliði birbirine kýldýrttýrmada derin devletin nasýl kullandýðý açýða çýkarýlmalýdýr.

Açýk olarak söylemek gerekirse bugün bu ülkede demokrasi ve barýþ mücadelesi hayatýn her alanýnda öne çýkarýlmalýdýr. Daha da somut olarak, diyelim ki Enerji Bakaný bir üniversiteye geldiðinde üniversiteliler Bakan’a yumurta atmak yerine, tamamen ön yargýsýz, iyi niyetli ve barýþ havasýnda, dünyadaki enerji sorununu, nükleer santrallerle ilgili raporlarý, araþtýrmalarý ve bu konuda önerileri, bilimsel verilerle Bakan’a saygýn bir davranýþla dile getirilse, raporlarý sunsalar daha doðru olmaz mý? Bu raporlarý, medya yoluyla kamuoyu ile paylaþsalar, bununla ilgili kuruluþ ve örgütlerle iletiþime girseler, öðretim üyeleri ile diðer politik kuruluþlarý ile iletiþim kursalar halkýn gözünde daha etkili olmaz mý? Tüm bunlarý yaparken en küçük bir þiddete baþvurmaksýzýn toplu iðne dahi taþýmadan yapýlsa bu ülke bu gençliði baþýnýn üzerinde taþýmaz mý? Oysa yumurta atan üç dört öðrenci, polisin kollarýnda ümüðü sýkýlmýþ horoz gibi kýsýk sesle sloganlar atarken, bir þeyler söylerken götürülmelerine halk ne kadar sahip çýkacaktýr? Kimsenin kimseyi özellikle kamuya ait yerlere sokmama hakký yoktur. Hatta tam tersine isterse Baþbakan, Bakanlar beþ bin, on bin polisle gelsin. En küçük bir terör ve þiddet ortamý yaratmadan hatta karanfille karþýlayarak istek ve önerilerin demoktarik ve insaný iliþkiler çerçevesinde iletilmeli bu istek ve öneriler kamuoyu ile paylaþýlarak haklýlýðýn meþruluðu saðlanmalýdýr. Ýlk saldýrý karþýdan gelse dahi bu saldýrýyý gülle karþýlayýp yapanlarý utancýyla ve halkla karþý karþýya býrakalým bakalým ne olacak?

Bu ülkede en büyük silah barýþ ve demokrasi olmalýdýr. Halkýn sahiplenmediði, desteklemediði hiçbir hareketin baþarý þansý yoktur. Hele de dünyanýn bu evresinde, þiddete, teröre dayanan solun, sosyalizmin, devrimlerin eski yol ve yöntemleri dönemi kapanmýþtýr. Bu geleneði sürdürmek intiharýn intiharýdýr. Yazýk olur pýrýl pýrýl günahsýz gençliðe, bunun günahý vebalýda bunlarý bilip de söylemeyen hepimizin üzerindedir.

Yeni yýl, yeni dönem barýþ ve demokrasiyi hayata geçirme yýllarý olmasý dileði ile.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

31.12.2012


Son Güncelleme Tarihi: 31 Aralýk 2012 23:36

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.