Memnuniyetten deðil mecburiyetten
26 Temmuz 2012 15:26 / 1367 kez okundu!
Son günlerde, iktidarýn olumsuz eylem ve kararlarý nedeni ile büyük ölçekte bir kesim, ‘’yeterli deðil ama evet’’diyenlerin karþýsýnda ellerini ovuþturarak, gözlerinde sevinç parýltýlarý ile biz haklý çýktýk dediklerini duyar gibiyiz. Evet, görünüþte iktidarýn, dindar gençlik yetiþtirme isteði, eðitimde 4+4+4 programý, Uludere olayýndaki tavrý, kürtajý yasaklama önerileri, açýlýmlarýn durmasý, Suriye konusu ve düþürülen uçaðýmýz ile ilgili bilgilendirmeler..gibi, son eylemler ile böyle bir izlenim býraktýðý doðrudur.
Bu konuyu açýklamak için açýkça baþtan belirtmekte yarar olduðu kanýsýyla, bu ülkede hiçbir zaman demokratik bir yönetim iktidara gelmediði gibi, gerçek demokratik bir parti de oluþmadý. AKP den de gerçek demokratik bir yönetim beklemek büyük bir yanýlgýdýr. Ancak ülkede ilk defa ‘’Tony Blair gibi’’ seçmeni ürkütmeden, geliþmeye ve deðiþime açýk muhafazakarlarýn, ezilmiþlerin, maðdurlarýn, haksýzlýða, adaletsizliðe uðramýþlarýn sesi olmayý, herkes için demokrasi ve özgürlük isteðini, doðu ve güneydoðu halký için açýlýmlar yapmayý, askeri vesayete karþý dik durmayý, Avrupa Birliði kriterlerini örnek almayý, saðlýk, konut, iþsizlik sorunlarýný çözmeyi, ekonomide reformlar yapmayý vaat etti ve halkýn güvenini kazanarak iktidar oldu. Ýlk iki dönem de bu konularda nihai çözümler getiremese de somut adýmlar attýðý bir geçektir. Ýþte anayasa da deðiþiklik referandumu yukarýda söz konusu ettiðim reformlarýn bir parçasý olarak halkýn önüne geldi ve % 58 oyla kabul edildi. Muhalefet ise tüm bunlarýn karþýsýnda hiçbir þey üretemediði gibi, kendi iç sorunlarý ile boðuþarak sadece hayýrcý konumunda kaldý.
Þimdi ise ülkede ki klasik politika anlayýþý ve aslýna rücü edilerek vaat edilenler ortada kaldý. Sadece gelecek için bireysel hesaplar yapýlýyor. Yani ortada bir boþluk var. Kim, ideolojik, etnik, dinsel, kaba milliyetçi temelden bakmadan, kitlelerin taleplerini doðru tespit eder, kitlelerin güvenini saðlar, onlarla bütünleþir, sorunlarýný çözmede akýllý, mantýklý yöntemler önerirse iktidarý kolaylýkla alýr. Bunun içinde yapýlacak tek þey kitlelere inip taleplerini, isteklerini almak, hatta çözüm önerilerini de alarak birlikte bu önerileri tartýþmaktýr.
Son günlerde özellikle TV'lerde muhalefet partilerine akýl hocalýðý yapanlar, ciddi pozlarda çokbilmiþ havalarda bilgiçlik taslayarak, sanki yeni keþfediliyormuþ gibi, þu izm’den ayrýlmamalý, bu izmden ayrýlmamalý, liberallerle iþ birliði yapmalý, gibi ayaklarý havada soyut temelsiz ve bu zamana dek þu veya bu þekilde bir biçimde uygulanarak baþarýrýz olmuþ öneriler sunmaktalar. En garibime giden öneri de parti içi ‘’dengeler kurulmalý’’ isteðidir. Tek gerçek denge, kitlelerin içindeki kesimlerin farklý talepleri dile getirdiðinde ve gündeme alýndýðýnda, göreceli de olsa bir eþitlik anlayýþý oluþturulduðunda gerçekleþecektir. Eðer parti içinde ki dengeler öne alýnýrsa, sadece teorik anlamda o kiþilerin bireysel temsili olacaktýr. Bu da sadece o kiþilerin parti içindeki güç ve teorik olarak düþüncelerini yansýtmaktan öte iþe yaramayacaktýr. Dünyanýn bu evresinde ÝZM’ler bitmiþ insani deðerler öne çýkmýþtýr.
Ýþte ülke tarihinin son on yýlýnda ki somut örnek önümüzde duruyor. Ayýrým yapmadan, kimseyi ötelemeden, ayrýþtýrmadan, kitlelerin taleplerini alýp dile getirdiðinizde, sular seller gibi önünde kimse duramayarak iktidar olunuyor. Ama halk, bunlarýn yerine getirilmediðini görünce bir gecede de iktidarlarý indirmesini biliyor. Bununda yakýn ülke tarihinde örnekleri var. Ama alternatifini görmesi gerekir, ‘’yetmez ama evet’’ diyenlerin karþýsýnda ‘’biz haklý çýktýk’’ deyip ellerini ovuþturanlar boþuna sevinmesin, eðer kitleler istedikleri alternatifi bulamaz iseler ülke istikrarý adýna, bir kere daha, önümüzde ki seçimlerde ‘’memnuniyetten deðil mecburiyetten’’ iktidara oy vermesi doðaldýr. Yani halk alternatif bekliyor. Halkýn son seksen yýllýk deneyimi bunun öyle olduðunu da ispatlýyor.
Sabahattin ÝZCÝOÐLU
18.07.2021
