Ýþte þimdi korkmaya baþladým

28 Mayýs 2012 12:18 / 1519 kez okundu!

 


Selçuk, 20 mayýs pazar akþamý Selçuk Belediyesi'nin daveti ile ilçemize gelen üç gazeteciyi misafir etti. Ýzmir Gazeteciler Cemiyeti Baþkaný Atilla Sertel’in moderatörlüðünde baþlayan söyleþide gazeteci Can Ataklý ve Ümit Zileli gündemdeki konularla ilgili görüþlerini izleyicilere anlattýlar. Konuþmalarýnýn içinde bana göre doðrular ve gerçekler olduðu kadar katýlmadýðým yanlarý da vardý. Söyleþinin buraya kadar olan bölümü normal ve doðal ama halkla ilgili bakýþ ve tahlillere gelince iþ deðiþti.

Daha önceleri AKP ülkedeki bazý aydýn ve elit grubunu kastederek, bu kesimin, halký küçük gördüðünü, halký karnýný kaþýyan cahil kesim olarak tanýmladýklarýný, bunlarýn halka güvenmediðini söylediðinde inanmayarak, AKP’nin propaganda yaptýðýna inanýrdým. Ýlk defa kulaklarýmla hem de kendilerini devrimci, demokrat olarak gören gazetecilerden bu meyanda sözler duyduðumda inanamadým. Özellikle Can Ataklýnýn bu konudaki görüþlerinde ýsrarlý davranmasý çok üzücü ve endiþe verici. Hele de manken bir kýzýn bir TV programýnda ‘’çobanýn oyu ile benim oyum ayný’’ söylemine destek verici açýklamalarý bir yazar sorumluluðuna uymayan davranýþ olarak ayrýca üzücü. Can Ataklý'nýn bu görüþüne karþý çýkan izleyici bir bayanýn söz alarak, çobanýn sýnýfsal tahlilini yapmasý, bunun üretimden gelen sistem sorunu olduðunu baský ve sömürü nedeniyle bu kesimin ezildiðini ve yanlýþ yapabileceðini anlatmak istediðinde Can Ataklý'nýn atmaca gibi sinirli bir þekilde ‘’bu sistem meselesi demek kolaycalýða kaçmaktýr, ezdirmesin kardeþim, o halk halk olacaðýný bilecek, bir kilo pirince oy veriyorsa..’’ gibi laflar edip halký küçük, cahil görme anlamýndaki sözleri bu konudaki düþüncelerini iyice pekiþtiriyordu. Oysa söyleþinin baþýnda konuþmacýlardan zannedersem, Ümit Zileli, ‘’Dünyanýn hiçbir yerinde bir halký ordu kurtarmaz, halk kendini kurtarýr’’ þeklinde açýklamasý olmuþtu. Ama Can Ataklý'nýn, halkla ilgili düþüncelerine Ümit Zileli karþý çýkmayarak sadece, eksik kalan yanýný tamamlamak için söz aldý. ‘’Çobanýn özgür iradesi ile oy vermeyeceðini, aðanýn, þeyhin etkisinde kalacaðýný’’ belirtti. Gazeteci Atilla Sertel de orta yolcu bir tavýr takýnarak, Can Ataklý'ya karþý çýkan bayana hitaben, ‘’Nasrettin Hoca hesabý sen de haklýsýn sen de haklýsýn’’ cevabý vererek bayanýn söz hakký doðduðunu belirtmesine raðmen bir daha söz hakký vermemiþtir.

Bir de anlayamadýðým, ikide bir dile getirilen, duyduðumda tüylerimin diken diken olduðu konu, Aziz Nesin’e mal edilerek ‘’bu ülke halkýnýn % 60’ý aptaldýr ‘’ denmesi. Rahmetli Aziz Nesin’in böyle bir þey dediðine inanmýyorum. Dediyse bile hata etmiþ, halka karþý yanlýþ yapmýþ. Bu halka aptal diyen kendi aptallýðýný dile getirmekten baþka bir þey yapmýyor. Yine iki de bir de % 50 oy veren aptallar anlamýnda þeyler söyleniyor. Peki, iki de bir söz konusu edilen bu’’ % 60 aptallar’’ cahiller, ANAP iktidarýný, Doðru Yol iktidarýný, DSP, MHP, ANAP ittifakýný, bir gecede yýkmadýlar mý? Bu partilerin oy oranlarýný bir gecede yüzde birlere ikilere düþürmediler mi? Deniz Baykal’ýn baþkanlýðý dönemindeki CHP'yi baraj altýnda býrakmadýlar mý? Yalnýz þu bir gerçek, halk entrika çevirmede, darbe, komplo yapmada cahil, deneyimsiz, bilgisiz bu doðrudur. Ama ülke sorunlarýný kavramada hepimizden daha bilgili ve bilinçlidir.

Söyleþiyi izleyenlerden bir zevzek de de çýktý, referandumumda ‘’evet’’ diyenlerin aldýðý % 58 oyu kastederek, Aziz Nesin % 2 yanýlmýþtýr diye laf etti. Buna az da olsa bazý izleyiciler gülerek ve alkýþlayarak destek verdiler. Hazýmsýzlýk ve kabýzlýk çeken, eleðini elemiþ duvara asmýþ küçük burjuva aydýnlarýnýn bu tür ifade ve düþünceleri alkýþlamalarý ve sýrýtmalarý da incelenmesi gereken psiko-terapilik bir vaka.

Ben de referandumda ‘’evet’’ oyu verdim. Bir daha oylansýn bir defa daha veririm. Bu zevzekle bu konuda istediði yerde tartýþýrým. Bu tipler politik olarak yaþamlarýnda hiç bedel ödemeyen deve kuþlarý misali gerçeklerden saklanýyorlar. Bu aptal dediðin halk, 12 Eylül’ün en sýký döneminde sýkýyönetim, Türkiye’nin her yerine boy boy resimlerimi asarak aradýðýnda, Eskiþehir de, Afyon'da, Karabaðlar'da, Kadifekale'de, Þemikler'de, Buca Yaylacýk mahallesinde ev verdi, iþ verdi, aþ verdi, baðrýna bastý, bal gibi biliyorlardý sýkýyönetimce arandýðýmý, beni sýkýyönetime senin gibi yarý aydýn geçinen korkak, inançsýz, güvensiz küçük burjuva aydýnlar ihbar edip yakalattý.

Hem bu halka aptal diyeceksiniz hem de bu halktan medet umacaksýnýz. Gerçi halk bu zevzeklerin sözüne bakmaz, gerektiðin de ve zamaný geldiðinde en doðru en gerçekçi tavrý koyar. Ama asla ve asla kendilerine güvenmeyenleri, sevmeyenleri unutmaz ve karþýlýðýný da verir.

AKP bilemiyor ki, propaganda olarak hiçbir þey yapmasýna gerek yok. Halka ‘’aptal, cahil, bir þey bilmez..’’ diyenleri bir araya getirecek, bütün masraflarýný karþýlayacak, altlarýna birer araba verecek. Özellikle ‘’aptal, cahil’’ dedikleri bölgelerde ki halkýn bulunduðu yerlere göndererek, AKP hakkýnda istediði olumsuz propagandayý yapmalarýný, ama sadece bir tek þartý olacak, Selçuk ilçesinde halk için söylediklerini de bu toplantýlarda söylemesini isteyecek. AKP'nin % 50 oy oraný bir ayda yüzde kaça çýkar, göreceðiz.

Bu ülke 72 milyon, yaklaþýk, 45 milyon oy var. Halkla ilgili bu tür söylemleri dikkate alan partilerin iktidar olma þansý hiç yok. Çünkü söylediklerinin içinde birlik, bütünlük yok, sevgi yok, güven yok. Ayaklarý yere basan çözüm önerileri yok. Tam tersine ayrýþtýrma var, ötekileþtirme var. Bu durum korkutucu bir durumdur. Hele de toplumda önde görünenlerin hýrslý bir þekilde düþüncelerin de ýsrar etmesi gerçekten seksen öncesi deneyimlerimin verdiði hisle beni korkuttu.

Ülkenin kurtuluþu Mustafa Balbay’ýn tahliyesine endeksleniyor. Evet, geciken adalet adalet deðildir. Bir an evvel yargýlanmalarý, maðdur olmamalarý herkesin isteði. Bunun için mücadele edilmesi gerekir. Ama tüm sorunlarýn çözümünün bu tahliyelere baðlý kýlýnmasý asýl sorunlarýn göz ardý edilmesine neden olacaktýr.

Bu ülkeye hiçbir zaman demokrat bir iktidar gelmedi ki, adalet, eþitlik, özgürlük ilkeleri hiçbir dönem hayata geçirilmedi ki. AKP iktidarý, sizin deyiminizle býrakýn ‘’kendi ayaklarýna dolanmayý’’, Deniz Feneri, Uludere, þike davalarý, eðitimde 4+4+4 uygulamalarý, çevre duyarsýzlýðý, tek dil, tek din açýklamalarý, memurlara, iþçilere önerilen zam oranlarý, Sayýþtay’ýn askeri harcamalarýnýn denetlemesini engellemeleri, dýþ politikadaki tutarsýzlýklarý ile kendi ayaklarýný prangalýyor. Halk her þeyi biliyor ama Ahmet Altan’ýn dediði gibi, halk AKP’nin kapýsýnýn önüne çýkýyor, gidecek baþka bir kapý bulamayýnca geri dönüyor. Sizin ve sizin gibilerin aðzýna bakan partiler kapýlarýný halka açamýyorlar ki.

Selçuk’a gelen sayýn gazeteciler, salona girdiðinizde izleyiciler sizi misafir olarak ayakta alkýþlayarak karþýladý deðil mi? Keþke bu konularda hiç konuþmasaydýnýz da gelen izleyicinin kafasýnda, sizlerin konuþmadan önceki tahayyül ettiði haliyle kalsaydýnýz. Söyleþi bittiðinde izleyicilerin çoðunluðundan ayný coþkuyu ve uðurlamayý göremediniz deðil mi?


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

28.05.2012

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.