Ýnsanlar affeder ama tarih affetmez
27 Ekim 2012 13:02 / 1504 kez okundu!
23 Ekim Salý akþamý Emekli Büyük Elçi ve Eski CHP Millet Vekili Onur Öymen Selçuk’ta ‘’Dýþ Politika’’ konulu bir söyleþi yaptý. Tam bir bürokrat edasý ile sakin sakin insanlarý ajite etmeden Tarih dersi verircesine düþüncelerini açýkladý.
Dýþ Politikanýn temel baþlangýç noktasýný da Lozan Antlaþmasý olarak kabul ederek konuþmasýna baþlayan Sayýn Öymen, 1. Dünya savaþýnda kaybedenlerin dýþýnda Lozan Antlaþmasýyla baþarýlý çýkan tek Türkiye olduðunu ifade etmiþtir. Doðrudur. Ama bu baþarýyý devletçi, bürokrat ve resmi ideoloji açýsýndan anlatarak eksik býrakmýþtýr. Þöyle ki;
‘’20 Kasým 1922 de Lozan görüþmeleri baþlamýþ. Osmanlý borçlarý, Türk- Yunan sýnýrý, Boðazlar, Musul, Azýnlýklar ve Kapitülasyonlar üzerinde uzun görüþmeler yapýlmýþtýr. Ancak Kapitülasyonlarýn kaldýrýlmasý, Ýstanbul’un boþaltýlmasý ve Musul konusunda anlaþma saðlanamamýþtýr. Temel konularda anlaþma saðlanamamasý ve önemli görüþ ayrýlýklarýn çýkmasý üzerine 4 Þubat 1923 de görüþmelerin kesilmesi savaþ ihtimalini yeniden gündeme getirmiþ. Mustafa Kemal Paþa Türk Ordusuna savaþ hazýrlýklarýnýn baþlamasýný emretmiþtir. Lozan Barýþ Antlaþmasýna katýlan Sovyetler Birliði eðer tekrar savaþ çýkarsa bu sefer TÜRKÝYE’NÝN YANINDA SAVAÞA gireceklerini duyurmuþtur.’’ Bu ihtimali göze alamayan itilaf devletleri, barýþ görüþmelerini tekrar baþlatmak için TÜRKÝYE‘yi tekrar Lozan’a çaðýrmýþtýr.’’ Bu alýntý Google’ a ‘’Lozan Antlaþmasý’’ yazdýðýnýzda karþýnýza çýkacak bir ifadedir, o dönem de ki SOVYETLERÝN bu tavrý, tarihi belirleyen önemli bir tavýrdýr. Ama maalesef Sayýn Öymen bu konudan hiç bahsetmemesi büyük bir eksiklik olduðu gibi hala eski resmi tarih anlayýþýný deðiþtirmediðinin de belirtisi olduðudur. Ýþte bizim yýllardýr tarihimizle yüzleþme dediðimiz budur. Gerçeklerin öne çýkmasý ve bu gerçeklerle yeniden düþünme, yeniden yapýlanma, yenileþme, politika üretme bunun gibi deðerler üzerine olmalýdýr.
Bundan daha da önemlisi ve de halen ülke gündemimizin en önemli sorunlarýndan biri olan Kürt sorunu açmazýnýn kökeninde yatan gerçekliðin açýklanmasýnda Lozan Antlaþmasýnýn rolüne hiç deðinilmemiþ olmasýdýr. Bu konuda da ‘’izmirizmir net’’ internet sitesinde yazan tarihçi Ayþe Hür’ün yazýsýndan alýntý ile açýklamak istiyorum.
‘’ 1923 tarihli Lozan Barýþ Antlaþmasý’nýn 39. maddesinin 4. Fýkrasý (ki Türk tarafýnýn önerisi ile eklenmiþtir) Herhangi bir Türk uyruðunun, gerek özel gerekse ticaret iliþkilerinde, din, basýn ya da her çeþit yayýn konularýyla açýk toplantýlarýnda, dilediði bir dili kullanmasýna karþý hiçbir kýsýtlama konulmayacaktýr. Derken 5. Fýkra, Devletin resmi dili bulunmasýna raðmen, Türkçeden baþka bir dil konuþan Türk uyruklarýna, MAHKEMELERDE KENDÝ DÝLÝNÝ SÖZLÜ OLARAK KULLANABÝLMELERÝ bakýmýndan uygun düþen kolaylýklar saðlanacaktýr "diyor.
Ayþe Hür yazýsýna devamla, ‘’Lozan’ýn bu maddelerine yazýk ki baþýndan itibaren uygulanmadý. Ama Kürtçe konuþmanýn cezalandýrýlmasý fikri 13 ÞUBAT 1925'de patlak veren Þeyh Said isyanýndan sonra ortaya çýktý.’’ diyerek devam ediyor.
Ne yazýk ki tam 87 yýldýr bu yasak sürüyor. Bu yasaklar nedeni ile on binlerce insan öldü, yüz binler sürüldü, tutuklandý, köyler yakýldý, bombalandý. Ve de hala her gün bu ülke insanlarý ölmekte…
Ýþte 87 yýl önce tarihe düþen bu not yýllar sonra tradejik bir dram olarak ülke gündeminde. Demek yüz yýlda geçse yapýlan hata, tarih tarafýndan affedilmiyor. En acý tarafý da tarihin bu dram yaný baþarý ve zafer olarak hala insanlarýn önüne konmasýdýr. Bu konunun bir tek umut edici yaný, CHP Genel Baþkan yardýmcýsý, GÜLSEREN ONANÇ’ýn CHP’sini temsilen katýldýðý BDP kongresi izlenimlerini Cumhuriyet Gazetesine anlatýmýnda ‘’ BDP topu Ýmralý’ya atmamalý, aktif olmalarý lazým. Özerk Bölge önerisini oturup gerçekten tartýþmamýz gerekiyor. ANA DÝLÝNDE EÐÝTÝM TABU OLMAMALI, bu bir çocuk sorunu ‘’ þeklinde açýklamalar yapmasý oldu. Belki parti içindeki þoven ýrkçý duygularý aþarda Sayýn Gülseren Onanç’ýn önerisi tartýþmaya açýlýr.
Sabahattin ÝZCÝOÐLU
26.10.2012
