Eski bir çapulcu olarak...

19 Haziran 2013 18:28 / 1263 kez okundu!

 


Ne yazýk ki bu ülke, yýllardýr keyfi yönetimlerle yönetilmesinin tahakkümünden kurtulamadý. Bizler de yaþýmýzýn mý, baþýmýzýn mý, kaderimizin mi sonucu her neyse bu keyfi yönetilen düzene karþý 68 ve 78 döneminde ‘’çapulcu‘’ olduk. Bu çapulculuðumuzun karþýlýðýný da acýlar çekerek, iþkenceler görerek, yýllarca tutuklanarak, idamlar edilerek yani çok büyük bedeller ödeyerek aldýk.

Bu çapulculuðumuzun karþýlýðýnýn en acý, en tradejik yaný da darbecilerin, komplocularýn, ýrkçýlarýn kendi hedeflerine ulaþmalarýnda bu ortamý ve durumu kullanmalarý olmuþtur. Bence tüm bu dönemlerin tek olumlu yaný eþitlik, özgürlük, adalet gibi soyut düþünce tohumlarýnýn çok azda olsa kýrýntý þekilde etrafa yayýlmasý oldu. Bir de o dönemin insanlarýnýn yani bizlerin kendi çocuklarýmýzý bilinçli veya bilinçsiz de olsa yeni ‘’çapulcularýn’’ yetiþtirilmesindeki katkýlarýmýzýn olmasýdýr.

Ýþte bu yeni çapulcular bizim gibi komplo teorileri üretip soyut dünya tahlilleri yapýp bir kelime yüzünden ayrýlýkçýlýk yaparak katý ideolojik yapýlaþmaya gitmediler, fraksiyonlar oluþturmadýlar, kýrmýzý çizgiler koymadýlar, kimseyi ötelemediler yani bizim gibi bodoslama gitmediler. Somut günlük, tüm insanlarýn istekleri doðrultusunda meþru eylemler yaptýlar.

Þiddete, öfkeye ayrýmcýlýða, keyfi yönetilmeye karþý çýktýlar. Ve de en önemlisi ülkede ve dünyada ki tüm politik hareketlere, sivil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine, sendikalara hayatýn tüm alanlarýndaki grup ve örgütlere Türkiye’nin gerçek resmini, görülmeyen bilinmeyen yerlerinin röntgenini gösterdiler. Baþta gençler olmak üzere kitlelerin geliþen ve deðiþen dünyada bu geliþime ve deðiþime ne kadar çabuk uyum saðladýðýný, politik partilerin bunlarý anlamada yakalamada ne kadar geri kaldýðýný ve de tüm politikalarýný ‘’kökü dýþarýda, faiz lobisi’’ gibi söylemlerle demagoji üzerine yaptýklarýný gösterdi. Toplumun büyük çoðunluðunun deðerleri ile özellikle iktidarýn ve diðer politik hareketlerin deðerlerinin uyuþmadýðýný gösterdi. Ýktidarlar için demokrasinin bir yaþam biçimi deðil, bir araç olduðu görüldü.

Yalnýz burada bir noktayý da aydýnlatmada fayda var, her ne kadar göstermelik ve kendileri için demokrat olan iktidarýn yine kendi iktidar koltuðunu korumaya yönelik askeri vesayet sistemine karþý olmasý ve barýþ sürecini baþlatmasý bu hareketlerin baþlamasýna da etken olmuþtur. Eðer bugün ülkede barýþ süreci olmayýp her gün onlarca cenaze olsaydý, askerin eski geleneksel vesayeti olup her zaman ki tarafgirliðini sürdürseydi, kitlelerin masum da olsa meþru hak da olsa bu eylemleri baþlatabilirler miydi? Ýþte bazý katý statükocularýn vesayetçilerin, bir dönem iktidarýn bu durumunu destekleyen liberal ve bir kýsým solun tavrýný anlayamamalarý tam bu noktadýr... Yani iktidar kendine demokrasi isterken farkýnda olmadan hatta istemeden kitlelerin gözünü açmasýdýr.

Son yirmi günlük eylemlerin olumsuz yanlarý olarak da, her ne kadar genç ve yeni ‘’çapulcular’’, soðuk savaþ döneminin argümanlarý ile dalga geçse de, bazý statükocu, þabloncu görüþlere karþý tavýr alsa da eylemlerde yer yer bizim eski, yaþlý çapulcularýn etkisinin görülmesi oldu. Bu eylemlere de kendilerini hiçbir politik yerde görmeyen % 70 sivil toplum hareketine þiddet bulaþmamalýydý. En zor koþullarda olsa da ve yönetimin çok büyük þiddet uygulamalarý olsa bile sivil toplum hareketi, karþýlýk olarak þiddet sarmalýndan uzak durmalýydý. Geçmiþteki biz yaþlý çapulcularýn siyasi kavramlarý kullanýlmamalýydý.

Ülkemiz cumhuriyet tarihinde, gerçek anlamda ve somut olarak ilk defa bu eylemlerle herkes için demokrasi, özgürlük, eþitlik, adalet tohumlarý cýlýzda olsa atýldý. Bu tohumlar bazý aport ta bekleyen ýrkçý, statükocu politik kesimler tarafýndan organikliði bozulmadan yetiþtirilmeli, ülkemizde baþlayan barýþ süreci ile bütünleþtirilerek demokrasi, barýþ eþitlik, özgürlük, adalet ilkeleri ete kemiðe büründürülmelidir. Umarým yeni ‘’Çapulcular’’ bizim 68 ve 78'de düþtüðümüz hatalara düþmeden, herkesimin düþüncelerine saygý göstererek, hatta yýllarca laiklik adýna, Cumhuriyet adýna ötelenen, ayýrým yapýlan kesimleri de kucaklayarak, önce demokrasiyi, özgürlüðü eylemlerin baþladýðý ilk üç gündeki gibi uygulayarak hayata geçirmelidirler. Ülkede ki bu sürecin baþlamasýna vesile olan barýþ süreciðine ‘’fakatsýz, amasýz’’ destek verilmedir. Yoksa yine eskiden veya þu anda komþu ülkelerde olduðu gibi düþünemeyeceðimizden çok daha büyük acýlar travmalar yaþarýz. Bir önemli tehlike de bu eylemler karþýsýnda zor durumda kalan iktidarýn dikkatleri ve çeliþkileri baþka yöne kaydýrmak için barýþ sürecini yokuþa sürebilir, bu ise ülkemiz için en büyük tehlikedir.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

19.06.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.