Eðer CHP iktidar olmak istiyor ise…

12 Mayýs 2015 13:43 / 1179 kez okundu!

 

 

Bazý otoriter, elit cumhuriyetçiler, 60-70 yýldýr ayný þeyleri söyleyip de deðiþimin farkýnda olmayanlar ve büyük oranda CHP'li bir kesim seçim arifesinde bunlar da yazýlýr mý, diye öfkeleneceklerinden adým gibi eminim ama seçmenin  8 Haziran sabahý sukutu hayale uðramamasý için haddimize düþmez ama Nasrettin hoca misali, testiyi kýrmadan önce zihinlere ayna tutmak için bir þeyler söylemek ihtiyacý hissetim. Çünkü gördüðüm kadarý ile CHP seçmenin de beklenti çok fazla oysa þu an araþtýrma þirketlerinin iddiasýna göre % 27-28 bandýnda çakýlý kaldý. Her ne kadar iktidar partisinin oylarý düþse de % 40-41 ile birinci parti, bu partinin iktidar olmasý, HDP’nin % 10 barajýný geçmesine baðlý HDP barajý geçtiðinde Ülke yeni bir deðiþime yeni bir yönetim anlayýþa sahip olacaktýr. Peki iktidarýn bu kadar yolsuzluk, usulsüzlük, yanlýlýk, yanlýþlýk yaptýðý iddialarýna karþýlýk neden diðer politik hareketler önde olup iktidar olamýyorlar?

CHP yaklaþýk 25-30 ilde oy oranýný % 2-4'den yukarý çýkaramýyor. Bunun anlamý da bura halklarý ile baðlarýný koparmýþ demektir. Bu bað üç günlük, üç aylýk, üç yýllýk kopma deðil, ta Kurtuluþ savaþýnda Türkiye ye Sovyetlerden destek saðlamada aracýlýk eden Türkiye Komünist Parti yönetiminin siyaset yapmak için ülkeye girmesine müsaade edilmesine raðmen parti yöneticileri Mustafa Suphi ve arkadaþlarýnýn Karadeniz’in azgýn sularýnda Topal Osman tarafýndan boðulmasýndan (ki Topal Osman kimin adamý olduðu malum), Dersim Katliamýndan, insanlarýn bölgeden sürülmesinden Doðu ve Güneydoðu köylerinin yakýlmasýndan, Maraþ, Çorum, Sivas gibi illerdeki alevi vatandaþlarýmýza yapýlan faþistlerin, þeriatçýlarýn saldýrýlarýndan koruyamamasý, mütedeyyin gruba yapýlan ince, dolaylý baskýlarýn yavaþ yavaþ birikmesi ve de derin devleti teþhir edip gerekli mücadeleyi yapmamasý ile oluþmuþ bir kopmadýr. Yani daha açýk ifade ile kurulan Otoriter Cumhuriyeti Demokratik Cumhuriyete dönüþtürememiþ bir parti. Bu nedenle eðer, CHP’nin iktidar olmasý için geride kalan yaklaþýk 50 ilin ortalamasýndan % 80 oy alýrsa Türkiye ortalamasý % 40 olur. Matematik ortada, býrakalým matematiði bu ülkede hiçbir görüþ ve düþünce birbirinin istediðini önceden anlayamadýðý gibi gücünü ve yapabileceklerini de kestiremiyor, hesaplayamýyor. Nasýl ki On üç yýl önce otoriter Cumhuriyetçi kesim, halkýn deðiþim isteklerini ve bu deðiþimlerini de gündemine alan AKP’nin güç oluþumunu anlamadýysa, þimdi de tüm politik görüþler HDP’nin gücünü ve deðiþim isteðini kavramýyor ve anlamýyorlar.

Þu da bir gerçek ki ülkede otoriter, milliyetçi, ittihatçý eðilim her politik harekette  güçlü bir damar olarak var, böyle bir politik düþüncenin bu anlayýþla, bu ülkede bu devir de asýllarý varken CHP içinde utangaçça bazý deðiþimler yapýlsa, söylem deðiþikliði olsa, milliyetçi hareketin gücü azalsa da  iktidar olma þansý yok. O zaman ne yapmalý? Bir kere ortada hala ödeþilmemiþ anýlar, yüzleþilmemiþ tarih var. Belki bu zamana kadar, otoriter ve ulusçu damar nedeni ile bu ödeþme ve yüzleþme yapýlamamasý anlaþýlýr bir durum. Ama þimdi bu konularda utangaçça bir þeyler söylenip deðiþim havalarý esme eðilimi görülüyor ama maalesef bu da yetmez. Tamamen yepyeni açýk þeffaf bir anlayýþ ile bir yüzleþme, geçmiþle bir hesaplaþma yapmak gerekir. Ýþte bu seçim tam bu yüzleþmenin, bu bölge halkýnýn gönlünü alma zamaný, politikada üç gün bile çok önemli, zaman var, yüzleþmek için bir parti ile de masaya oturmak da zorunluluk deðil açýkça ilkeli olarak, gerçek anlamda halklarýn kimliklerinin tanýnmasý, çözüm sürecinin birlikte yapýlabileceði, ana dilde eðitimi, uzatýlan barýþ dostluk ellerini geri çevirmeden özgürlük, eþitlik, adalet temelinde tüm halklarýn yanýnda olacaðýný deklere edilmesi bu zamana dek yapýlanlarýn, yanlýþlýðýný eksikliðini eveleyip gevelemeden, hiçbir yoruma meydan vermeyecek þekilde açýklanmasý, Türkiye demokrasi mücadelesinin önünü açacaktýr, bu ayný zamanda bir öz eleþtiri niteliðinde olacaðý için kalýcý bir barýþýn temellerini de atacak, bu hem baþta Türklerin olmak üzere tüm halklarýn özgürleþmesini, tüm inanç gruplarýnýn eþitliðini, hem de tüm ülkede hukukun adaletin üstünlüðünü saðlayacaktýr. Bir de bunun yanýnda açýkça böyle düþünenlerle de ittifak yapacaðý söylendiðinde ülkenin kaderi demokrasi barýþ lehine tamamen deðiþeceði, akan ve akacak kanýn duracaðý inancýndayým. Bu gün hala Anayasada vatandaþlýk ve kimlik tanýmýnda mealen ‘’Türkiye sýnýrlarý içinde yaþayan herkes Türk’tür’’ anlamýna gelecek maddeleri ile bu ülkede baþka hiçbir halkýn kimliði tanýnmamaktadýr. Yasal güvence olmadan kuru kuru kardeþiz, dostuz hikayelerine artýk kimse inanmýyor, eðer bir devlet hukukçusu istesin daha önce olduðu gibi bir TC vatandaþý ben maddeyi kabul etmiyorum Türk deðilim, Kürdüm, Ermeniyim veya Çerkez’im dediðinde mevcut Anayasaya göre dava açabilir, mahkum da edebilir. Ne yazýk ki bu çaðda biz hala kimlik sorunuyla uðraþýyoruz, durum bu söylemesi bizden.  

 

Sabahattin ÝZCÝOÐLU

12.05.2015

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.