Düþünmek ve güzellik üzerine...

14 Nisan 2015 20:14 / 1256 kez okundu!

 

 

Her þeyin çok karmaþýk olduðu dönemlerde düþünmek ne kadar zahmetli zor bir iþmiþ, hele de yýllardýr duygularýmýzýn hasar gördüðü bu durumda güzelliklerden bahsetmek daha zor bir þey. Bana göre böyle durumlarda yapýlacak en doðru þey yalnýzlaþma, daha açýk ifade ile yalnýzlýk, korkulacak, karamsarlýða düþülecek bir durum olmadýðý gibi tam tersine güzel ve huzurlu bir þey. 

Aslýnda çok þeyi de ciddiye alýp hiçbir þeyi de zorlamamalý, zorla güzellik olmuyor iþte, belki de güzellik de izafi bir kavram. Gül açtýðýný bilip de güzelliðinin farkýnda mýdýr acaba? Hiç zannetmem. Farkýnda olmadýðýmýz o kadar çok þey var ki, hiç birimiz bir dakika nefes almasak yaþayamayýz deðil mi? Ama hiç kimse ben nefes almak için yaþýyorum demez. Iþýðýn özü bizzat karanlýksa belki de güzelliðin özü çirkinliktedir. Demem o ki; çirkinlik olmasaydý güzellik olur muydu? Býrakalým çirkinliði güzelliði, insanýn bizzat varoluþuna özgü olan bir karanlýktan gelmiyor mu? Ama her þey de bu karanlýktan doðar geliþir güzelleþir, sevgiye, aþka dönüþür. Onun için insan yüreði çok þeye dayanýyor, savaþa, ihanete, nefrete, aptallýða ama tek dayanamayacaðý þey sevgisizlik. ‘’Dertleri bile zevk’’ edinir, sonra da ‘’bende neþ'e ne arar’’ der. Nietsche’nin dediði gibi ‘’insan dünyada o kadar ýstýrap çeker ki, bütün canlý yaratýklar arasýnda yalnýz o gülmeyi icat etmek zorunda kalmýþtýr.

Derinlemesine ve felsefi olarak düþünce, estetik, güzellik, iyilik üzerine yazmak niyetinde deðilim ama düþünce içinden düþünce çýkararak deðiþimi, dönüþümü yakalamak yani en yüzeysel ifade ile kötü, çirkin, karanlýk diye kavramlar yok bence, bunlara bu anlamlarý yükleyen insanlar, yaþama katýlan her farklý kavram ve olgu, yeni deðil, ayný zamanda zýtlýktýr, kökeni veya baþlangýcý da zýt olanýn gün gelip bir baþka zýtlýða dönüþeceði kesin ve nettir, zaten eðer bu zýtlýklar olmaz ise yaþamýn anlamý kalmaz hatta yaþam olmaz. Ýþte bu da deðiþimdir. Gökyüzüne baktýðýmýzda dünyanýn sanki hiç hareket etmediði sanrýsýna kapýldýðýmýz gibi günlük yaþamda da sanki hiçbir þeyin deðiþmediði algýsý hepimizde aðýr basar, hiçbir þeyin deðiþmediðini sanýrýz oysa her þey müthiþ bir devinim içindedir, yani hiçbir þey tekerrür etmez. Bu nedenle dýþýmýzda göremediðimiz yaþam tüm canlýlarýyla, cansýzlarýyla o kadar renkli, hareketli, coþkulu, o kadar hýzlý ki maalesef biz onu yakalayamýyor veya bizim anlayýþýmýzla örtüþmüyor. Ýþte hayat da bu anlayýþý yakalamayanlarý, geç kalanlarý cezalandýrýyor gibi. Belki de içinde yaþadýðýmýz bu dünya, dönemi, bu deðiþiklikleri yakalamayýp, yapamadýklarýmýzýn bir ceza karþýlýðý olmasýn...         

Neyse, düþünmeyi bu kadar ciddiye almakla beraber Kafka’nýn dediði gibi; "ölümün olduðu bu dünyada hiçbir þey çok da ciddi deðildir aslýnda."

 

Sabahattin ÝZCÝOÐLU

08.04.2015

 

Son Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2015 17:05

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.