Çok yanlýþ hareketler bunlar

21 Þubat 2013 23:08 / 1197 kez okundu!

 


Dünyadaki en büyük çatýþma ve savaþlarýn temelinde ekonomik ve politik nedenler yatsa da, bunu tetikleyen en önemli etken ýrkçýlýk olmuþtur. Alman faþistlerinin çýkardýðý Ýkinci Dünya Savaþý'nda 70 milyondan fazla insanýn ölümü ile sonuçlanmasý bunun en somut göstergesidir. Bizim ülkenin ittihatçýlarý da sözde ulusalcýlýk ve milliyetçilik adýna Alman Emperyalistleri ile iþbirliði yaparak baþlattýðý hâkim olma psikolojisi koca imparatorluðu parçalamada önemli rol oynamýþtýr.

Aydýnlýk bir yüzyýldan gelmeyen ülkemizde de son yýllarda geliþen olaylar gösteriyor ki, dönem dönem nükseden bu etnik hakimiyet isteðinin devam etme eðiliminde olduðudur. Onlarca yýldýr süren bu çatýþmalar ve hâkim olma isteðini meþruluk kazandýrmak için her politik görüþ kendine, meþrebine göre ve zamanýn ruhunu dikkate almadan ulus, millet, milliyet tanýmlarý yapmakta, bunlarý halkýn sinir uçlarýna dokunacak þekilde dile getirmektedirler. Oysa yaþam ve realite artýk bu soyut tanýmlarý geçersiz kýlýyor. Örneðin ‘’Misaký Milli sýnýrlarý içinde yaþayan herkes Türk'tür’’ anlamýna gelen tanýmlar bunlardan biri. Oysa bu sýnýrlar içinde yaþayan ve hala da yaþamak isteyen Kürt, Ermeni, Rum.. olarak kendini ifade eden milyonlarca insanýmýz var. En son olarak da Suriye iç savaþýndan kaçarak Türkiye’ye gelen 110 bin Suriyeli insan, þimdi Türk mü olacak? Hadi þimdilik bu insanlar geçici diyelim, ya uzun vadede kalýcý olup da temelli yerleþirlerse bu insanlarýn etnik kimliði Türk mü?

Þu cahil halimle otursam birbirinden farklý ulus, millet tanýmlarý yaparým, bu tanýmlarýn geçerliliði, yaþamda uygulanabilirliði olmazsa ne iþe yarar. Milliyetçilik býçak sýrtý gibidir. Kimlik tanýmýnýn ötesinde küçücük bir tahrip farkýnda olmadan insaný ýrkçýlýða, ayrýmcýlýða götürebilir. Nitekim yýllarca etnik yapýlar üzerine bilinçli veya bilinçsiz olarak yapýlanlar bir de buna bu ayrýmcýlýktan çýkarý olanlarýn, karanlýk güçlerin tahriki ile yapýlanlar eklenince ýrkçýlýk yaný hep aðýr basmýþtýr. Tabi ki her ülkenin ve vatandaþlarýnýn adý soyadý gibi bir de millet kimlikleri olacak. Bu kimliklerin hiç biri diðerinden üstün olamaz. Böyle bir þeyin tartýþmasý bile ýrkçýlýktýr, þovenliktir. Yani böyle ayýrýmlarý söz konusu etmeden, hiçbir kimliði diðeri üzerine baský kurmadan, ‘’çatýydý, bacaydý, eþit deðildi, sen ülkede öncesin ben önceyim’’ gibi anlamsýz, etnik kimlikleri rencide ederek, soyut, neyi içerdiði belli olmayan kavram karýþýklýðý yaratan tanýmlarla deðil, eþit koþullarda, hayatý insanca yaþamak olarak bakmak daha doðru deðil midir? Tersi olursa, yani herkese Türk’üm dedirtmeye kalkarsanýz, direnmeler baþlar. Bu direnmelere karþý önce yasayla, olmayýnca baský ile hâkim olmaya kalkýþýlýr, o da olmayýnca iþte yýllardýr ülkenin içinde bulunduðu duruma düþülür. Dünyada da Milliyetçiliði öne çýkaran hiçbir ülkeye hayýr getirmemiþtir.

Teröre, þiddete, bölücü eylemlere bulaþmaksýzýn, yasalara uygun olarak, dinini, dilini, etnik kimliðini eþit ve özgürce kullanmanýn kime ne zararý olur. Nerelisin, Türkiyeliyim, kimsin Türk’üm, Türkiyeliyim Kürdüm, Türkiyeliyim Ermeniyim. Alman vatandaþýyým Türküm, Amerikan vatandaþýyým Arap’ým… Yunan vatandaþýyým Türk’üm…Ve de insaným ve de hepsi insan. Ýþte Ulus, millet, milliyet tanýmý.

Bugünlerde her ne kadar içeriðini bilmesek de ülkemizde barýþ oluþturma süreci yaþanmakta. Savaþtan nemalananlar, politik varlýk nedeni çatýþmaya ve etnik ayýrýmlara baðlý olanlar dýþýnda halk bu barýþ sürecini destekliyor. Yalnýz, büyük bir kesimin, bu süreci yürüten iktidara karþý da endiþeleri, kuþkularý var. Ýki üç ay önce ‘’Biz milliyetçiyiz, devletçiyiz’’ diyen iktidar þimdi, ‘’milliyetçiliði ayaklar altýna aldýk’’ diyor. Ayrýca iktidarýn her konuda toplum mühendisliðine soyunmasý, dinci gençlik yetiþtirme istekleri, eðitim ve öðretimde yapýlan deðiþiklikler, insanlarýn giyiminden kuþamýndan içeceðine kadar her konuda ideolojik yaklaþýmlar kuþkularý arttýrdýðý gibi, barýþ sürecini de olumsuz etkilemektedir. Artýk, daha önceki bazý politik görüþlerin yaptýðý gibi pragmatik ve oportünist politikalar býrakýlmalý, net açýk þeffaf ve tutarlý olunmalý. Ýþinize gelecek,’’Kurtuluþ savaþýný beraber verdik, kardeþiz diyeceksiniz, Ermenilerle Kürtleri kavga ettireceksiniz, iþinize gelmediðinizde Türk ulusu ile Kürt milleti eþit olamaz, sonuna kadar savaþacaðýz’’ diyeceksiniz. Artýk bu saatte kimse bu çeliþkileri görmemezlikten gelemez.. Fakat ne olursa olsun bu barýþ sürecine barýþ demokrasi, adalet, özgürlük yanlýlarý tüm güçleri ile omuz vermelidir.

Her ne kadar soðuk savaþ döneminden sonra ulusalcýlýk ve milliyetçilik hortlasa da bunu bir süre daha devam eden çocukluk hastalýðý olarak nitelendirmek gerek. Dünyadaki her þeyin küreselleþmesi, teknolojinin ilerlemesi ile birlikte Avrupa Birliði gibi önümüzdeki son elli-altmýþ yýlda Asya Birliði, Afrika Birliði, Amerika Birliði gibi birliklerin kurulmasý kaçýnýlmaz olacak, hatta Dünya birliðinden bile söz edebileceðiz. Oysa biz hala ulus tanýmý ile uðraþýyoruz. Yarýn bu tür ýrkçý, anlamsýz savaþlardan sað kalan torunlarýmýzýn bizleri hem kýnayacaklarýndan hem de zekâmýzla alay edeceklerinden adým gibi eminim.


Sabahattin ÝZCÝOÐLU

21.02.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.