Aynayý kim kýrdý?

02 Temmuz 2014 15:30 / 1103 kez okundu!

 

 

Yere düþüp kýrýlan aynaya baktýðýmýzda, ilk etapta Picasso’nun kübist eserlerindeki gibi anlamsýz görüntüler görürüz. Ayna parçalarýndan birinde gözümüz, diðerinde kulaðýmýz aðzýmýz, burnumuz, diðer parçalarda da etraftaki eþyalarýn anlamsýz parçalarý yansýr. Bence ülke bugün politik ve ekonomik anlamda genelde de, yerelde de yere düþen aynanýn verdiði görüntüler gibi. Burada, üzerinde durulmasý gereken ya da düþünülmesi gereken, hiçbir politik görüþ aynayý düþürüp kýrdýðýný üstlenmediði gibi, birkaç aydýn dürüst yazar, düþünürün dýþýnda, toplum tarafýndan da aynanýn gerçekten kimin düþürdüðünü öðrenmek istememesi ve de çok daha önemlisi de politikacýlarýn görünen tabloyu baþarýlý göstermesi.

Eðer tam olarak ülkede var olan partilerin gerçekten iç yapýlarýný öðrenmek istiyor iseniz, bunun için de durumunuz ve zamanýnýz elveriyorsa, aklýnýzý, vicdanýnýzý, ahlakýnýzý hiçbir gruba, ideolojiye baðlamadan, çýkar gözetmeden, sadece tüm canlýlarý ve çevreyi öne çýkaran yaþam ve ahlak düsturu temelinde var olan bu partilerin politikalarýný bizzat içine girerek, özellikle de mutfaklarýný görecek þekilde takip ettiðinizde hiçbirinin birbirinden farký olmadýðýný göreceðinizi kesin olarak iddia edebilirim.

Öncelikle, hiçbiri modern partiler deðil, doðal olarak da devlet hiçbir zaman modern olamadý, yetiþtirdiði halk da modern deðil. Burada sorun sadece yolsuzluk, usulsüzlük de deðil. Sorun, problemleri tanýmlamakta yanlýþlar yapýlmasý, problemlerin çözümünde yanlýþlar ve problemleri yok saymak en büyük hatalardan biri. Bu ülkede bildim bileli, siyaset kaba esnaf anlayýþý ile ve de tek adam yönetimi ile yapýlýyor. Bütün partiler kendilerini kusursuz görüyorlar, ama birinin yaptýðý kusuru kendisi de yaptýðýnda ya doðal görüyorlar ya da görmemezlikten geliyorlar.   

Çaðlar deðiþiyor, kendiliðinden de olsa, doðanýn ve bilimin gereði de olsa yeni sosyologlar, yeni talepler de üretiliyor,  buna baðlý olarak da en tabandan yeni sýnýf hareketleri baþlýyor. Tüm bunlarýn karþýsýnda partiler hala bildikleri, ezberledikleri türküleri yorum gereði bile duymadan ayný þeyleri söylüyorlar. Dönem, dönem bu deðiþiklikleri bir kýyýsýndan yakalayan ve de kaba ulusalcýlýktan, milliyetçilikten ince bir çizgi ile diðer partilerden ayrýlan partiler iktidara gelse de, kýsa zamanda eski düzene yani veraset sistemine dönüveriyor. Veraset sadece askerden oluþmuyor, her parti kendi verasetini oluþturarak sýðýnacak bir ideoloji de buluveriyor.

Tüm bu kaotik, teorik yazýma karþýlýk gelmese de, daha somut düþünmemiz için bir tek örnekle sormak istiyorum. Sosyal demokrat olduðu iddiasýyla 1989-1994 yýllarý arasý, Ýstanbul Belediye Baþkanlýðýna ve daha sonra da milletvekilliðine aday gösterilip seçilen Nurettin Sözen’in yetersiz, beceriksiz yönetimi nedeniyle Ýstanbul Belediye Baþkanlýðý seçimini Recep Tayyip Erdoðan kazanmasaydý, bugün Recep Tayyip Erdoðan Cumhurbaþkaný seçilebilir miydi? Üç ay önce de Selçuk’ta Belediye Baþkanlýðý seçiminde de ayný þey olmadý mý? Açýk yüreklilikle ve dürüstçe cevap verelim. Politikacýlar, bu ülkede bu halka hayatý hep beklemekle ve de kötünün iyisini tercih ettirerek geçirttirdi. Bekleyelim ve kötünün iyisini (ehveni þer) tercih edelim, sonucu da yine hep beraber görelim bakalým. 

 

Sabahattin ÝZCÝOÐLU

02.07.2014

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.