İnsanlığın Gelecekteki Din'i

24 Mart 2017 09:36 / 1312 kez okundu!

 

 

Her gün milyonlarca insan akıllı telefonlarının hayatlarını biraz daha kontrol etmesine izin veriyor. Daha etkin antidepresanlara başlıyor, İnsanlar sağlık, mutluluk ve gücün peşinde bir bir özelliklerini değiştirecekler, ta ki artk insan olmadıkları güne kadar.

*****

 

İNSANLIĞIN GELECEKTEKİ DİN'İ

Nasıl ki günümüzde bildiğimiz semavi dinlerin tamamı özellikle de Hristiyanlık ve İslamiyet, kendi anlayışı dışında kalan, davranan şeyleri, insanları ''kafir'' olarak niteliyorsa, artık geleceğin yepyeni dini kabul edilen ve bunu haykıra haykıra günümüzde hepimize duyurmakta olan, bizim değilse de en azından torunlarımızın ve onlardan doğacak nesillerin din’i olacağı varsayılan, ''VERİ DİNİ''  de; bilgiyi özgürleştirmeyen, ucunu açmayan, set çeken kişileri ve söylemleri ''kafir'' olarak niteleyecek..
Bir başka deyişle ''DATAİZİM'' Diye de isimlendirebileceğimiz bu yeni din akımı günümüzde kendini hızlı bir şekilde bize hissettirip bir yerlerden içimize girmekte,
Hiç kasmayın, zaten bir uçtan Google ve Facebook bizi öylesine tanıyor ki, kime ne tarzda mail atmışız, resimler yollamışız, maillerimizde kullandığımız kelimeler, kurduğumuz cümleler adreslerimiz ve akıllı telefonlarımıza yüklediğimiz aplikasyonlarla aslında ne menem bir insan olduğumuz Google ve Facebook tarafından bilinmekte..
Eskiden çok kızdığımız hackerlara artık kızmaya hakkımız yok.
Onlar bizim saklamaya çalıştığımız bilgilerin peşindeler ve bu konuda çok da başarılılar.
Şimdi siz bir yandan Facebook sayfası açacaksınız ama diğer yandan da, kimlerle arkadaş olduğunuzu gizleyip sinir olduğunuz bazılarına da bildirimlerinizi kapatarak ( ya da tam tersini yaparak.) hem arkadaş kalıp, hem de sizin detayınızı bilmemesini sağlayacaksiniz.
Bu en basiti. 
Siz ne kadar saklansanız da birileri sizi gözetliyor..
Üniversitede profesörsünüz, bazı araştırmalar yapıp bunları sizin eseriniz olarak kaleme alıyosunuz belki de kitap yazıyorsunuz, çok güzel harika..
Bununla da yetinmeyip araştırmanızı internet üzerinden yayınlıyorsunuz buraya kadar çok güzel.
Ama istiyorsunuz ki bu araştırmanız, zahmetiniz, gecenizi gündüzünüze katarak hazırladığınız sunum size sorulmadan internet denizinde boğulmasın kimse tarafından izinsiz okunup kopyalanmasın, çalınmasın.
Şu an bu satırları okuyan birçok kişiye göre bu olması gereken çok normal bir durum..
Ama öyle düşünenlerin tamamı ''VERİ DİNİ'' ne göre kafir.
Geleceğin dini ''DATAİZİM'' diyor ki; ''Bilgi özgür olmak ister. ''Bu yeni din akımının sloganı bu.. 

 

ÖMRÜMÜZ

Hastalıklar, Savaşlar ve Kıtlıklar yüzünden 1900 lerde ortalama insan ömrü 40 yıl iken, 20. Yüzyılda ortalama insan ömrü, ikiye katlanarak 70 yıla yükseldi. Bu sürecin bir kez daha katlanmasını sağlamak adına 21. Yüzyılda iddia odur ki; on yılda bir sadece hastalıklarımızı tedavi etmek için değil, aynı zamanda ölen dokularımızı yenileyip el, göz ve beyinlerimizi daha iyileştirerek bizi baştan yaratacak tedaviler için gideceğimiz klinikler olacak.
İnsanların daha büyük çoğunluğu artık savaşları tasavvur edemiyor. 
İnsanlık hedefine daha cüretkar hedefler koymayı hedefliyor.
Yeni hedef, eşi görülmemiş refah, sağlık seviyelerine uyum içinde yaşayarak, bilgiyi paylaşarak, özgürleştirerek, ''ölümsüzlük.''  En azından ona ulaşılamazsa da ''ölümle savaş''
İnsanlar bir şeyler yüzünden öldüğü sürece, ölümü yenmeye dönük çalışmalar son bulmayacak.

 

SAPİENS'İN TANRILAŞMASI

Daha önce okuduğum ''Yuval Noah Harari'' nin kitabı Sapiens '' İnsanlardan Tanrılara'' kitabından etkilenerek ve de National Geographik kanalından izlediğim Stephan Howking programına dayanarak kaleme aldığım ''Ben Pişman Değilim Sevgili Sapiensler'' başlıklı yazım bu günlerde Harari'nin devam kitabı ''Homo Deus'', ''Yarının Kısa Bir Tarihi'' ile tamlanıp günlerdir doluya koyup iyice taşırdığım, boşa koyup hiç ama hiç aldıramadığım bana fazla gelen bilgilerle, beynim yüreğim ve tüm bedenim sarsılmakta.
Yukarıda yazdığım hepimize doğru gelen Bir Profesörün araştırmasını gizlemesi ve kendine sorulmadan izni olmadan bilgilere erişilememe konusu geleceğin yeni dini ''DATAİZİM'' de adeta kafirlik düşüncesi size yakın geliyor mu? Geliyorsa yenilikçi bir insan olduğunuz söylenebilir.
Geleceğin Mesleği siborg mühendisiği organik olamayan biyonik eller, yapay gözler ve sıkı durun, kan dolaşımımızda seyerederek sorunlarımıza teşhis koyup hasarları onaracak nanorobot araçları üreterek hayata geçirecek..
İnsanlık muhtemelen kendini bir üst sürüme güncellerken robotlar ve bilgisayarlarla birleşecek, gelecekteki nesiller artık,
İncil'i yazan, Çin Seddi'ni inşa eden ve Charlie Chaplin'in şakalarına gülen hayvanlar olmadıklarını fark edecekler.

 

BİRİ BU GİDİŞATA DUR DESİN

Her gün milyonlarca insan akıllı telefonlarının hayatlarını biraz daha kontrol etmesine izin veriyor. Daha etkin antidepresanlara başlıyor, İnsanlar sağlık, mutluluk ve gücün peşinde bir bir özelliklerini değiştirecekler, ta ki artk insan olmadıkları güne kadar.

Size sorsam şimdi bana, bahsedilen süperinsandan bahsedildiğinde; ''Umarım o vakitten önce bu dünyadan göçmüş olurum!'' der misiniz?  Dersiniz ve merak buyurmayın göç edeceksiniz.
Yani bu anlatılanlar sizin için değil, siz şu an durmadan tüm bilgilerinize ulaşılmasına izin veren bir konumdasınız..
Harari'ye göre biz, avcı bir Neandartal, Wall Street'e ne kadar yabancı hissederse konuya o kadar yabancıyız...

 

BİLGİ ÖZGÜR KALMAK İSTİYOR

Bilgi akışı eğer yaşamın devinimi ise bize düşen bilginin derinleşmesini, yayılmasını sağlamak olmalıdır diyor ''DATAİZİM'' insanlık zamanla gezegenimizin sınırlarını aşıp galaksiye hatta tüm evrene yayılacak. Bu kozmik bilişim sistemi, adeta Tanrı gibi her yerde olacak, her şeyi kontrol edecek, insanlarınsa sisteme dahil olup onunla kaynaşmaktan başka şansı kalmayacak.
Birey devasa bir sistemin içinde kimsenin tam olarak anlayamadığı minicik bir çipe dönüşüyor.
Her gün elektronik postalar, telefon konuşmaları ve makalelerden oluşan sayısız veri bitini absorbe ediyor, tüm veriyi işliyor ve daha fazla elektronik elektronik posta, telefon konuşmasını küçük veri bitleri halinde geri aktarıyoruz.
Büyük resimdeki yerimizi ya da bizim veri bitlerimizin Dünyadaki milyarlarca insan ve bilgisayar tarafından üretilen diğer veri bitleriyle nasıl bağlandığını bilmiyoruz. 
Tek yaptığımız ''kaydet, yükle, paylaş''
Eski alışkanlıklarına göre Dünyada bir kısım insan da şimdiki sistemi uzaktaki ya da yakındaki bazı insanların iç dünyalarını anlamak onlar hakkında onlarla hiç konuşmadan sadece wikipediada ya da facebook sayfalarında, - bu örneğin bir yazar ise her şeyiyle ortaya dökülmüş vaziyettedir,- görüp anlamak ve o insan için tek yanlı, onun kitabını okuyup okumayacağına karar vermek için kullanıyor, bu hünerleriyle de öğünüyorlar. Onlara göre sonuç kesin ve yüzde yüz doğru. ‘’O adam bir erkekle evli ve yazdıkları bir amaca yönelik.’’  Yazdıklarının bir kısmı doğru dahi olsa bir yönlendirme varsa kafamızı meşgul etmesi sadece zaman kaybıdır.’’ Bu kategorideki insanlar özgür bilgiyi insan anlamak yolunu görmek açığa çıkarmak amaçlı kullanırlar, Bu düşünce bilgiyi özgür kılmadığından ya da özgür olan bilgiyi alıp çöpe attığından, hadi biraz daha yumuşatayım, sadece kendinde tutup özgürleştirmediğinden, yine ‘’VERİ DİNİ’’ ne göre kabul edilemez noktadadır.
Bilginin özgürleşmesi benim anladığım kadarıyla engelsiz ulaşım ve elde edilen bilginin kötüye kullanılmadan daha da özgürleşmesi, evrene yayılması uzayın her noktasındaki insanın gelecekte bilgiyi kendinden sonra da özgür bırakması anlamına geliyor. 
Tıp ve genetik bilimleri konularında şimdiki anlayışımızdan adeta bizim nesle ‘’uçmuş bunlar’’ dedirten noktada, her türlü sağlık sorununu aşmış, Yüzotuz yaşında, kendini çok dinç hisseden bir süperinsan elitinin gelecekte bir uzay gemisinde galaksiler arası seyehatte bilgiyi nasıl özgürleştirip ‘’DATAİZM’’ e hizmet ettiğini düşünün.
Harari de sanırım bu noktaya dikkat çekmek istiyor, Sapiens kitabında nasıl ki insanın evrimleşmesine katkıda bulunmayan insanı tanımlayıp onun, onların neler yaptığını söylüyorsa, Homo Deus kitabıyla da bunu 
İnsanın yolunun açılıp ‘’Tanrılaşması’’ halinde bir şarta bağlıyor:
Bilginin özgürleşmesi.

 

Özdener GÜLERYÜZ

24.03.2017

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.