İBB davasında buruk tahliye sevinci

17 Nisan 2012 16:04 / 2395 kez okundu!

 


İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'den seçilmiş belediye başkanı ile bazı üst düzey bürokratlarının ve ayrıca belediye ile iş yapan bazı özel sektör temsilcilerinin, bazı sendikaların üyesi işçilerin aralarında bulunduğu, toplamda 130 kişinin yargılandığı İzmir Özel Yetkili 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ceza davasında Nisan ayında on gün süreyle yapılan duruşmalar sona erdi.

Bir sonraki duruşma Temmuz ayında yapılacak. Yargılanan kişiler bu on günde mahkemeye savunmalarını verdiler, tutukluların avukatları tahliyelere yönelik savunmalarını yaptılar.

Sonuç; artı iki - eksi on sekiz! Yani sadece “… iki kişinin tahliyesine, tutuklu on sekiz kişi için tutukluluk hallerinin devamına….” oldu.

On gün boyunca, İzmir Adliyesi ulusal ve yerel medyanın, CHP'li vekillerin, partililerin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, tutuklu yakınlarının yoğun ilgi odağındaydı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı duruşmaları başından sonuna kadar yakından izledi ;savunmaları dinledi; elinden geldiğince tutuklulara moral destek vermeye çalıştı. Mayıs ayında tutuklanan kişiler için onbir ay, Kasım ayında tutuklanan kişiler içinse beş ay geçmişti. Mahkeme Heyeti genel olarak tutuklu ve tutukluların avukatlarına karşı saygılı ve sabırlıydı. Bu tutum duruşmaları izleyen pek çok kişi tarafından takdirle karşılandı. Ancak finalde ne yazık ki ezber bozulmadı!..

Duruşmalar boyunca savunmaları dinlediğinizde yer yer gözleriniz yaşarıyor, kara mizah diyebileceğimiz esprili anlatımlara gülümsüyor, savunmalarda şaşkınlık yaşadığınız anlar oluyor, kendini savunan kimi sanıklara ise cüppe takdim etmek isteyecek kadar hayranlık duyuyordunuz. Sona doğru yaklaştıkça gönlünüzden geçen ve toplumun ortak beklentisi, artık hepsinin tahliye edilmesi ve tutuksuz yargılanmaları oluyordu. Duruşma sürecinde 60 yaşlarındaki tutuklu bir bayan bürokratı savunan avukat eşinin çabaları, belediye ile iş yapan bir firmada çalışan çok genç tutuklu bir çocuğun babasındaki gözlerden kaçmayan büyük moral çöküntü, bir sendika üyesi tutuklu iki işçinin avukatının dosyada mevcut kuvvetli suç şüphesi yarattığı iddia edilen bazı delillerdeki çelişkilere dikkati çeken etkileyici görsel savunması, başlangıçta sert bir imaj veren bayan avukatlardan birinin savunmasının sonunda boğum boğum olan sesi hafızanıza yerleşen izler oluyordu.

Anayasa’mızda yargı bağımsız olarak tanımlı. Yasama ise hepimizin bildiği gibi yargının uygulayacağı yasaları yapar. İsterdim ki; T.B.M.M.’ de milletimizi temsil eden diğer siyasal partilerin İzmir vekilleri ,parti temsilcileri ,belediye meclis üyeleri de duruşmalara gelerek bu davayı izlesinler ve değerlendirsinler. Savunmaları dinlesinler . Herkes bu ülkenin bir evladı. Bir yerlerde bir yanlış varsa bunu düzeltmek önce insanlık sonra yurttaşlık görevi.

Denetimli Serbestlik Yasasını çıkarıyoruz ,hüküm giymiş kişilerin tahliyelerini sağlıyoruz da nedense örgütlü suçları- ki masumiyet karinesine göre herkes aksi ispatlanana dek masumdur - bunun dışında bırakıyoruz ve olaya hala “..üç kişi bir araya geldiğinde bu bir örgüttür” yaklaşımı ile bakabiliyoruz. Tutukluluk sürelerini kısaltmak için adli yargı reform paketlerini hazırlıyoruz. Ama özel yetkili mahkemeleri bir süre daha kaldırmak istemiyoruz. Görev alanını daraltamıyoruz. Uzun tutukluluk süreleri nedeniyle İnsan Hakları Mahkemesi ‘nin ülkemizi tazminata mahkum eden kararlarından rahatsızlık duyuyoruz ama uygulamaya gelince yanlışın nerede olduğunu göremiyor ya da görmek istemiyoruz.

Sonuç olarak; elbette tutuklularla ilgili mahkemenin verdiği karar, heyetteki yargıçların bir takdiridir; yasal itiraz haklarının kullanılması dışında bir şey söylenemez. Umarız 5 Temmuz’daki duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere daha çok tahliye edilen kişiler olur. Dileğimiz, hepsinin ve ülkemizde bu durumda olan insanların bir an önce özgürlüklerine kavuşması ve tutuksuz yargılanmalarıdır; yasalarımızdaki mağduriyet yaratan yönlerin de düzeltilmesidir. Hukuk düzeni olan her ülkede yasalar önünde herkes eşit olduğundan, kişilerin, isnat edilen suçlarla ilgili olarak yargılanmaları ne kadar doğal ise onların cezaya dönüşmeyen bir biçimde, tutuksuz yargılanmaları da o kadar doğal kabul edilmelidir.


Av. Nilay Sermi KÖKKILINÇ

17.04.2012


Son Güncelleme Tarihi: 24 Nisan 2012 09:33

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.