Bir fotoðrafýn hikayesi

04 Þubat 2014 18:31 / 3526 kez okundu!

 

 

Partinin, Sivas Gençlik Kollarýna baðlý neferleri yine olaðan bir toplantýda, beyin fýrtýnasý yapmak için bir araya gelmiþlerdi. Bilseler ‘TinkTank’ adýný verecekleri bu halýfleks kaplý karargahta, her hafta çoraplý gençler, çay ve kýr pidesi eþliðinde Usta’nýn çizdiði yolda, gösterdiði hedefe adým adým yürürlerdi.

Ah kaç kere bozmuþlardý o küresel ‘Büyük Oyunu’ bu Anadolu bozkýrlarýnda. Ateþli tartýþmalarda yürekleri ülke sevgisiyle pýrpýr atar, genelde de konular herþeyin en doðrusu ve güzelini onlarýn yaptýklarýna dair bir fikir birliðiyle biterdi. Aslýnda hiçbiri kötü çocuklar deðillerdi.

Yine bir çeþit beyin fýrtýnasý baþlamak üzereydi, televizyonda pür dikkat konuþan kadýn spikere odaklanmýþlardý; çýt çýkmýyordu. Kadýn spiker, biten Gezi olaylarýný birkaç konukla beraber yorumluyor, demokratik eylemlerin aþýrý güç kullanýlarak bastýrýldýðýndan söz ediyordu. Program, jenerik müziðinin girmesiyle birlikte bitti; stüdyonun ýþýklarý da kapandý. Bir sessizlik çökmüþtü, televizyondaki bu muhalif gibi yorumlardan sonra, odada kim ne diyecek diye herkes birbirine bakýyordu. Her an bir akýlcý bir analiz gelebilirdi.

"Bak, bak, or..spuya bak!"

Muharrem odanýn bir ucundan kükredi, evet ilk ateþ açýlmýþtý. Bir politik analizden daha çok kadýn spikerin cinsel hayatýndan bahsediliyordu artýk. Çok renkli fanteziler ortaya dökülmeye baþlanmýþtý. Aslen Kangal’lý ve yaþça daha küçük olan Remzi, her zamanki gibi sessiz sedasýz bir köþede otururken, küfürlerdeki o pozisyonlarý hayal etmeye çalýþtý; edemedi.

Baþkan Ýzzet, aralarýnda en kýdemli ve en zeki olandý, bu yola baþ koymuþtu; milletvekili olacaktý.

Baþlayan küfür çaðlayanýný da “sessizlik!” diyerek bitirmiþti. Satýlmýþ Gezi’ciler, altý üstü bir parkýn yýkýlýp AVM yapýlacak olmasýný kullanýp, ülkeyi teröre boðmuþ; camiye ayakkabý ile girip, kutsala hakaret eder gibi bira içmiþti. Þimdi bir de üstüne olaylar bittikten sonra demokrasi dersi veriyorlardý! Bazýlarý evlerinde zor durmuþtu; yol verilse ezer geçerlerdi. Allahtan parti içinde böyle düþünmeyen, protestolara legal siyasetle cevap vermek gerektiðine inanan, saðduyulu kesim çoðunluktaydý.

Gerçi genel olarak hepsi çok öfkeliydi ama Baþkan Ýzzet çözümün küfretmekten çok akýlcý bir çözüm üretmekten geçtiðini biliyordu ve her zamanki vakur tavrýyla konuþmayý açtý.

“Arkadaþlar, ülkemizin birlik ve beraberliðe en çok ihtiyacý olduðu þu günlerde, biz ülkemiz üzerinde büyük oyunlar oynandýðýný biliyoruz. Gezi bitmiþtir ama büyük oyun devam etmektedir. Baþýmýza musallat olanlar bu dýþ mihraklar, ülke yönetiminin ilk kez Türklerin eline geçmesini hazmedemedi.”

Odadakiler, ‘Faiz HOBÝSÝ’ ve ‘Dýþ MÝHRAPLAR’ diyerek, Ýzzet’i onayladý.

Ýzzet devam etti;

“Bu süreçte bize düþen büyük görev, OTPOR ve Lufthansa’nýn kirli emellerini ve partimizin büyük mücadelesini halkýmýza anlatmaktýr. Sayýn liderimiz, Büyük Usta’nýn bu eðilmeyen, dik duruþunu desteklemektir.”

“Baþganým bir de Zello vardý” dedi biri.

Remzi köþede hala o küfürleri hayal etmeye çalýþýyordu.

“Gezi’deki o çadýrlarda da oroyin içiyorlarmýþ” dedi Uzun Mehmet.

“Salak salak gonuþmayýn lan. Oroyin baðýmlýlýk yapar, insanýn ganý caný çekilir, görmüyonuz mu filmlerde, hrtlaða dönderiyo. Orda pekmez akmasýn diye it gibi goþuyodu herifler, olsa olsa kokoyindir o” dedi Muharrem.

Arkalarda partiye yeni katýlan ve lise arkadaþý olan Metin ile Erhan ise kendi aralarýnda hararetle konuþuyor, toplantýda olduklarýný unutmuþ, diðerlerini dinlemiyorlardý;

“Bak, mesela ailenden baþka hiç akraban kalmamýþ. Askere gideceksin ama gözün de arkada kalmasýn istiyosun. Gezi’ye katýlan birine ananý, bacýný emanet eder misin?”

Metin, daha Erhan’a küfretmeye vakit bulamadan, gruptan biri konuþmaya baþladý da onlar da tekrar sohbete döndüler. 

“Peki o zaman baþkaným, biz bunu halka nasýl anlatýrýz?” dedi Salih. Özellikle iyi bir üniversite kazandýðýndan beri parti içinde gözbebeði olmuþtu ve gelecek vaadediyordu.

“Arkadaþlar, Salih arkadaþýmýz doðru söylüyor. Biz asrýn liderinin yaþadýðý bir dönemdeyiz ve hala ona biat etmeyen insan var, uzakta aramayýn; etrafýmýzda bile var. Niye? Çünkü halkýmýz CAHÝL. Baþbakanýmýzýn hem bir dünya lideri olduðunu hem de ülkemizin de artýk bir süper güç olduðunu herkese anlatmamýz lazým” dedi Ýzzet.

Küçük Remzi, hala “yok ya, o kadarcýk yerden nasýl geçsin ki o?” diye kendi kendine düþünüyordu.

“Baþkaným, biz daha geçen sene yerli uydu Göktürk-2’yý uzaya fýrlattýk. Bence bu artýk bir süper güç olduðumuzun kanýtýdýr” dedi Salih.

Herkes Salih’i onayladý; akýllý çocuktu.

Uzun Mehmet, yanýndaki Muharrem’e dönüp; “sence UFO’lar gerçek mi lan?” diye sordu.

“He” dedi Muharrrem. “Hep Suþeher’inin oralarda geziyolar, daðlarýn altý silme madenmiþ”.

Baþkan Ýzzet o tarafa bakýnca sustular.

“Þehrimizi, dünya liderimiz sayýn Baþbakanýn sözleriyle donatalým o zaman. Bu büyük baþarýlarýmýzý halkýmýzla paylaþalým.”

Herkes bu fikri destekledi. Karar, coþkuyla ve oy birliðiyle alýnmýþtý.

Ýzzet özellikle mutluydu; milletvekilliðine giden yolun böyle ülke genelinde ses getirecek eylemlerden geçtiðini biliyordu. Gençlik Kollarý’nýn neferleri ise yine baþarmýþtý. Bu büyük mücadelede yine akýlcý bir yöntemle rakiplerini –özellikle Gezizekalýlarý- alt edeceklerdi. Minicik yürekleri, coþkuyla, gururla ve heyecanla çarpýyordu.

Bir sonraki toplantý yani büyük gün gelmiþ, pankartlar hazýrlanmýþ ve sokaða çýkmaya hazýrlardý. Ayakkabýlarýný giydiler ve önde Ýzzet Baþkan liderliðinde, arkada neferler binadan aþaðýya harala gürele inerken baðýrdýlar;

“Arkadaþlar, gazanýz mübarek olsun!”

Ve coþkuyla dýþarýya çýktýlar…

 

Fatih BALTAÞ

04.02.2014

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.