YAÞAM AÞKLA SÜRMELÝDÝR…
20 Kasým 2009 23:57 / 1821 kez okundu!
Sayýn Birsel LEMKE ve Murat NARÝN'e
Yirmi binden fazla aþýðý öldürüyorlar ve biz bilmiyoruz bile.
Onlar sevgililerine aþk þarkýlarý söylüyorlar.
Daðarcýklarý çok zengin ve çapkýn þarkýlarla yüklü.
Neþeli, homurtulu, titrek ses tonlarýný karýþtýrarak diþilerine kur yapýyorlar.
Rakip erkeklere de sertçe uyarýlarda bulunmuyor da deðiller hani.
Aradaki sert vurgular onlar için!
Teksas A&M Üniversitesi ile Teksas Üniversitesi’ndeki bilimciler, insan kulaðýnýn duyamayacaðý kadar çok yüksek frekanstaki bu þarkýlarýný kaydederek çözümlediler. Yaklaþýk üç yýl sürdü bu çalýþmalarý. Yüz binlercesini incelediler. Özel ses kayýt cihazlarý kullanýldý bu iþ için.
.jpg)
Sevgililerine aþk þarkýlarý söylüyorlardý. Þarkýlar belli bir formatta ve belirli bir dizgiye sahiptiler.
Daha da ilginç olaný ayný bölgedekiler, ayný þarkýlarý söylüyorlardý.
Diþilerini çekebilmek içindi bu sesler; neþeli, homurtulu ve titrek…
Diþiler elbette baþtan çýkýyorlardý. Hangi can dayanabilirdi ki böylesi aþk çaðrýlarýna? Hem doða da yasasýyla emretmiyor muydu böyle olmasýný?
Doðumhaneleri de vardý, emzirme odalarý da.
Toplumsal dayanýþmada baþkaca bir canlýnýn onlarla boy ölçüþmesi düþünülemezdi bile.
Anasýnýn memesindeki sütü yetmeyene, bir diðeri süt annelik yapmaya uçuyordu hemen.
Binlerce ve binlerce yýldýr bu ekosistemde yaþýyorlardý. Zeytin sineði ile de beslendikleri için, zeytinin bu bölgede var olmasýný saðlamýþlardý.
O zeytin ki, üreticinin ekmeði idi, aþý, çaresi idi. Lokman Hekim’in Adana’daki Misis Köprüsü’nden düþürdüðü ölümsüzlük reçetesinden okunabilen tek madde bu zeytin denilen meyvenin yaðýydý. Yiyene, içene þifaydý bu zeytin.
Bu zeytin ile büyük bir dayanýþma içindeydi yarasalar. Binlerce yýldýr birlikte var olmuþlardý.
Þimdi birlikte yok olacaklardý. Ama iþin ironik tarafý, binlerce ve binlerce yýldýr yapay olarak sulanmadan yaþayan verimli zeytin aðaçlarýnýn sulanmalarý gerekmiþti birdenbire! Birileri böyle gerek görmüþtü. Zeytinler sulanacaktý!
72 Milyon TL. harcandý ve baraj yapýldý. Artýk yarasalarýn maðaralarý; doðum yaptýklarý, yavrularýný emzirdikleri ve hep birlikte yaþadýklarý maðaralarý sular altýnda kalacaktý. Tüm maðaralarý ve kendileri; yok olacaklardý, öleceklerdi! Uluslararasý anlaþmalara imza atýlmýþ olmasýnýn ve TBMM’ce çýkarýlmýþ yasalarýn bir hükmü yoktu. Aþýklar öldürüleceklerdi. Onlarý, halkýn çok güzel yakýþtýrmasýyla TOKÝ konutlarýna yerleþmeðe zorluyorlardý. Oysa ýsý, nem, ýþýk, bakteriler hepsi birden bir ekosistemdiler. Kendi doðal maðaralarýnda öyle yaþýyorlardý.
O zaman 3 milyonTL. Daha harcandý. Yaþadýklarý ekolojik maðaralarýndan, TOKÝ maðaralarýna tünel açýldý. Çok yoðun çalýþmalar sonunda, elektrik getirildi daðýn tepesine. Maðaranýn içine kablolar döþendi. Iþýklar yakýldý. Can dayanmaz gürültüler yapýldý. Aþýklar uzaklaþtýrýldý yuvalarýndan. Su tutulur hâle getirilmeye çalýþýlýyordu böylece.
Zavallý köylüler de suyu bekliyorlardý. Sebze, meyve ve zeytin için. Oysa yarasalarla birlikte bu deðerler de yok olacaktý. Meydan zeytin böceðine kalacaktý. Doða böyle istemiyordu amma…
Niðde Ulukýþla Maden Köyü’ndeki altýn iþletmesine, Bergama’dakine ve diðerlerine çok çok su gerekliydi. Köylünün ihtiyacý içinse bu barajlar ve göletler, nerede sulama kanallarý? Programlarda bile yok. Bugün yapýyorum deseniz sulama kanallarýný en az beþ yýl gerekli. O zamana kadar, ne Allianoi kalýr, ne sevgili yarasalar. Altýný alan Türkiye’yi geçmiþ olur. Ama gelecek nesillere “geçmiþ olmaz”!
Bu nedenlerle Balýkesir Havran’da yapýlan barajý iyi deðerlendirmemiz gerekir. Yaþamdan yana düþünüyorsak, bu yanlýþýn önüne geçmek üzere, DSÝ Genel Müdürlüðü’ne demokratik tepkimizi bildirmeliyiz; “hayýr olamaz böyle þey!” diyen e-postalarýmýzý, fakslarýmýz v.b. yaðdýrmalýyýz.
Yaþam aþkla sürmelidir!
Ertuðrul Barka
18.11.2009
