HAYIR, ÇARESÝZ DEÐÝLÝZ!
09 Nisan 2010 19:41 / 1879 kez okundu!
Toplumun en üst kesimlerine bile öðrettiniz çaresizliði; sýradan insanlara haydi haydi… Bireysel olarak uðraþtý insanlar. Topluca uðraþtý halk. Yürüdüler. Mahkemelere gittiler. Kazandýlar.
Ama siz, yasalarý çiðnediniz. Hukukun arkasýndan dolandýnýz. Sömürgecilerin ABD’de hazýrladýklarý yasalarý geçirdiniz meclisinizden. Þiddet uygulattýnýz halka. Ya da uygulanan þiddete göz yumdunuz. Uygulamadýnýz yargý kararlarýný.
“Yapýlacak bir þey yok artýk” dedirttiniz insanlara. Kabullendi insanlarýn çoðu çaresizliði. Öðrettiniz çaresizliði. Dünyanýn sonsuza kadar sizin olarak kalacaðýna inandýrdýnýz insanlarý. Aldýðýnýz komisyonlar karþýlýðýnda ülkelerinin pazarlanmalarýna seyirci kalmalarýný saðladýnýz. Ýdeolojik olarak ta din bataðýna soktunuz ülkeyi. Sömürgecilerin tasarýmlarý da tam böyleydi. Zaten sömürgeciler hep sizin gibi gerici, tutucu çevrelerle iþbirliði yaparlar, desteklerler. Onlardan güç aldýnýz. Halklarýn güçsüz olduklarýný zannetmelerini saðladýnýz. Seyirci kaldýlar böylece çoðu hýrsýzlýklarýnýza, yaðmalarýnýza, talanlarýnýza. Yitirdi insanlar özgüvenlerini. Yitirdiler yaþama sevinçlerini. Satar oldular bir gündeliðe tüm deðerlerini. Olumlu tüm güdülerini kaybettiler. Duyarsýzlaþtýlar, komþularýna, hýsýmlarýna, akrabalarýna. Duyarsýzlaþtýlar yaþanan acýlara. Aldýrýþ etmez oldular ülkelerinin hâline. Sanki baþkaca insan yoktu etraflarýnda. Yönetenler ne derse onu yapmaya baþladýlar. “Yalaka inek kasabýn býçaðýný yalar” deyiþini haklý çýkardýlar. Oysa yanlýþý ve doðruyu görüyorlardý, biliyorlardý. Bile bile böyleydiler; otorite öyle olmalarýný istiyor diye. “Böyle gelmiþ, böyle gidecek” diye düþünüyorlardý. Bu durumlarýndan ne bir suçluluk duyuyorlardý ne de bir piþmanlýk belirtisi gösteriyorlardý.
Siz, sömürgeciler ve iþbirlikçileri siz yaptýnýz bunu böyle!
Cahil kalmalarýný, aç kalmalarýný saðladýnýz. Böylece öðretmeniz kolaylaþtý çaresizliði.
“Allahýn ipine tutunun” dediniz. Her þeyin; acýlarýn, çekilenlerin geçici olduðunu düþünmelerini saðladýnýz. “Gelen gideni arattýrýr” diye düþünmelerini saðladýnýz.
Elbette çaresizliði öðrenmiþ ve kabullenmiþler olduðu sürece, tüm gelen yönetimler ve yöneticiler, geçmiþtekiler gibi, ayný zulmü uygularlardý.
Tüm yönetimler, yöneticiler de geçicidir fakat!
Bunu bilincinde olanlar vardýr. Çaresizliði öðrenmemiþler vardýr. Mücadeleyi bilenler vardýr. Kurtuluþun ekolojik, toplumcu, eþitlikçi, paylaþýmcý bir düzende olduðunu bilenler vardýr.
Ekolojik emperyalizme bunun için direnenler vardýr.
Haydi, kurtuluþ için çaresizliði kabul etmeyenlerin saflarýna!
“Ben varým, bir þey yapabilirim; iyi günler için, özgürlük için, onur için, ekmek için” diyenlerin saflarýna!
Haydi, yeni bir Türkiye düzeni, yeni bir dünya düzeni için çaresizliði reddedenlerin saflarýna!
Emperyalizme, kapitalizme karþý savaþanlarýn saflarýna!
Haydi, çaresizliði reddetmenin saflarýna!
Çaresiz deðiliz, çare biziz ve güçlüyüz; bilincimizle, eylemlerimizle, direþkenliðimizle, özgürlük, eþitlik, kardeþlik ve barýþ isteðimizle.
Ertuðrul Barka
09.04.2010