Nerden nereye

07 Ocak 2013 16:58 / 2125 kez okundu!

 


Yeni bir yýlýn ilk günlerini yaþýyoruz, bizim kuþak, özellikle 50’li yýllarýn ilk yarýsýnda doðanlar, Türkiye’deki köklü deðiþimlerin hemen hemen hepsini yaþayarak bugünlere geldi.

Ailenin ilk çocuðu olarak, 1973 yýlýnda ODTÜ’yü kazandýðým için Ankara’ya gideceðim günler yaklaþtýkça, üniversiteyi kazanmanýn saðladýðý sevinç yerini yavaþ, yavaþ hüzne býrakýyordu. Babam her zaman olduðu gibi duygularýný belli etmemeye çalýþsa da, annem bana sýk sýk “Oðlum haftada bir telefon açmayý unutma” diye tembih ediyordu. Telefon açmanýn o zaman ne kadar pahalý olduðunu bilen annem, kaþýyla gözüyle iþaret diliyle, “sana ayrýca para yollarým” diyordu. Annem, babamýn yolladýðý paradan ayrý olarak, bir yýl boyunca yazdýðý her mektubun içine telefon parasý koyup gönderirdi.

O yýllarda telefon açmak pahalý olduðu gibi, hiç de kolay bir þey deðildi. O günlerde, her yerde telefon kulübesi olmadýðý gibi, þehirlerarasý telefon görüþmesi yapmak ise pahalý olmasý bir yana, tam bir eziyetti.

Ankara’nýn dýþýnda olan ODTÜ’den, bir pazar günü Kýzýlay’daki büyük postaneye gelip, Diyarbakýr için telefon yazdýrarak, sizin gibi þehirlerarasý yazdýranlar arasýnda sýraya girerek, beklemeye baþlýyordunuz. Bundan sonrasý ise þöyle oluyordu; sizin verdiðiniz adrese Diyarbakýr postanesinden bisikletli görevli gidip haber veriyordu. Evdekiler hemen ayaklanýp postaneye gidiyor ve biz geldik diyerek, onlar da orada sýraya giriyorlardý.

Karþýlýklý olarak uygun durum oluþtuðunda telefon görüþmesi yapmak için telefon kabinine girmekle de sorunlar bitmiyordu. Ankara’dan Diyarbakýr’a kadar onlarca aktarma olduðundan, ya görüþmenin bir anýnda kopma olurdu (özellikle kýþ aylarýnda) ya da araya aktarma olan illerden telefon görüþmesi sesleri karýþýrdý. Ýþte onca hengame arasýnda sevdiklerinin seslerini duymanýn hazzýný yaþayarak, bir sonraki haftayý bekleyip dururdum.

Þimdi öyle mi? Þimdilerde Türkiye’de bütün evlerdeki ev halkýndan cep telefonu olmayan yok gibi. Ýsteyen cep telefonundan býrakýn ülke içini, dünyanýn en ücra köþesini bile rahatlýkla arayýp görüþebiliyor. Þimdilerde sýkýntý cep telefonundan seyrettiði TV’nin veya internetinin baðlantýsýnýn kopmasý veya zayýf baðlantý kurulmasý.

Nerden nereye geldik... Ýnsan içinde yaþarken bilse de, çok fazla fark edemiyor yaþadýðý deðiþimleri. Sanki hep bugünde doðmuþ ve yaþamýþýz gibi zannediyoruz. Deðiþimin nelere baðlý olduðunu, nasýl ve ne yöne olduðunu bilmediðimiz için, cep telefonundan internet baðlantýsýnýn kopmasýna haklý olan tepkimizi, sanki dünyanýn sonu gelmiþ gibi çok fazla abartarak gösterebiliyoruz.

Bizim kuþak, özellikle 50’li yýllarýn ilk yarýsýnda doðanlar, Türkiye’deki köklü deðiþimlerin hemen hemen hepsini yaþayarak bugünlere geldik. Telefondaki deðiþim sürecinin aynýsýný TV'de yaþadýk. Paket yayýn TV’den siyah beyaz canlý yayýna, arkasýndan çok kanallý renkli TV’li günlere geldik. Abaküs'ten, Facit'e ve buradan da dijital hesap makinelerine geldik.

Çok küçüktüm, annemin ateþ üstünde kazanda çamaþýr kaynatýp, tokmakla çamaþýr yýkadýðýný hatýrlarým. Daha sonra ocakta ateþin yerine gaz ocaðýnýn geçtiðini hatýrlarým. Çok iyi hatýrlarým çünkü, gaz ocaðýna hava pompalanmasý, týkanmýþsa iðnesi ile gaz çýkan deliðinin açýlmasý ve en sonunda gaz ocaðýnýn yakýlarak çalýþýr duruma getirilmesi benim görevimdi de ondan. Arkasýndan tek gözlü soldan saða, saðdan sola döndüren çamaþýr makinesi müthiþ geliþme iken, daha sonra bir gözünde yýkayan, diðer gözünde kurutma yapan çamaþýr makineleri büyük ilerleme sayýldý. Þimdilerde ise çamaþýr makinelerinin vardýðý teknolojik seviye hepimiz tarafýndan bilinen bir gerçeklik.

Hayatýmýzdaki bu teknolojik ve ekonomik geliþmeler olurken, toplumsal yaþantýmýzda idari ve düþünsel deðiþimler olmadý mý? Olmaz mý. Bizim kuþak her konuda olduðu gibi bu noktada da bütün deðiþimleri gördü. Askeri darbeleri gördük. Generallerin kendilerini ilah ve imparator gibi gördükleri günlerden, genelkurmay baþkanlarýnýn tutuklandýðý, eskiden olduðu gibi hava atamayýp, seslerinin soluklarýnýn kesildiði günleri görür hale geldik.

Bizim kuþak açýsýndan en önemli geliþmelerden bir tanesi de, çok büyük acýlarýný çektiðimiz, iþkencelerine tabi olduðumuz, hayatýmýzý alt üst eden 12 Eylül darbecilerinin yargýlandýklarýný görmektir herhalde. Hani derler ya “Ölsem de gam yemem”, benim için darbeci terörist, eli kanlý çete baþý Kenan Evren’in ceza almasa bile, sanýk durumunda yargýlanmasý ve “eðer referandumdan yargýlanmam çýkarsa intihar ederim” lafýný yalayýp yuttuðunu görmek bile, varýlacak (tamamý demiyorum), keyifli noktalardan bir tanesi idi.

“Kürt diye bir millet yoktur”, “Kürtler kart kýrttýr”, ”uyduruk bir dilleri var ve zaten uyduruk bir millettir” vs denilen günlerden, Kürtlerin varlýðýnýn kabul edildiði, üniversitede Kürdoloji bölümünün açýldýðý, 24 saat Kürtçe yayýn yapýldýðý günlere geldik. Askeri vesayetin önemli ölçüde geriletildiði, 141-142 ile yasaklanan komünizmin alenen savunulduðu ve komünist örgüt kurmanýn serbest olduðu günlere geldik. Vs...

Kuþkusuz, zorlukla þehirlerarasý görüþme yaptýðýmýz günlerden, internette geldiðimiz þu aþama, nasýl bizi tatmin etmiyorsa, daha iyiyi, daha hýzlý internet ve daha ucuz teknoloji istiyorsak, siyasi taleplerde de daha iyisini, güzelini istemek de anlaþýlýr bir þeydir. Daha da güzeli, neyi ne zaman istendiðinde uygulanabilir ve hayata geçirilebilir olduðunu anlamaktýr diye düþünüyorum. Demir tavýnda dövülür. Neyin ne zaman gelebileceðini anlamak da bireyin düþünsel olarak vardýðý olgunlaþma düzeyini gösterir.

Önümüzdeki yýllar da, bugün yaþadýðýmýz bir çok sorunun yaþanmayacaðýný, yaþanmadýðý gibi, “vay be bu ülkede neler yaþanmýþ”, “nasýl da ilkel uygulamalar varmýþ” diyerek anacaðýmýza inanýyorum. Yeter ki zamanýn ruhuna ve þartlarýna uygun talepleri ve uygulamalarý istemesini bilelim. Yeter ki enerjimizi, uygulanmasý ve gelmesi imkansýz olan þeylerle harcamayalým, enerjimizi boþa harcamamýzý isteyenlere uymayalým.

“Ýnsanlarýn gözlerinin rengi farklý farklý da olsa, gözyaþlarýnýn rengi aynýdýr.”

Hepinize yeni yýlda, saðlýklý, mutlu, huzurlu günler geçirmenizi dilerim.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

07.01.2013


 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.