Ermeniler ve Sinek köyümüz

21 Ocak 2013 18:16 / 4845 kez okundu!

 


Sevgili Hrant Dink’imize, Ahparigimize, verdiðimiz söz üzerine “buradayýz” demek için, ailece gittiðimiz Agos’un önünde, bu ülkeyi sevdiði için, terk etmeyen ve bu uðurda katledilen Hrant Dink’i düþünürken hatýrladým köyümüzü.

Köyümüz Sinek (Diyarbakýr-Çermik) köyünün, bir internet sitesinin olduðunu, bir yakýnýmýn söylemesi ile, babamýn vefat ettiði 2006 yýlýnda bilgi sahibi olmuþtum. Yakýnýmýn bana, köyün okuyan aydýnlarýnýn isim ve bilgilerinin sitede toplandýðý bilgisini vermesi üzerine, Dicle Köy Enstitüsü'nün ilk mezunlarýndan olan ve Sinek köyünün de ilk okuyanlarýndan olan babam Mustafa Eþsizoðlu’nun bilgilerini vermek üzere yetkiliye ulaþtým.

Bu arada internet sitesini de irdelemiþtim. Ýnternet sitesinin hemen giriþinde, bir doða harikasý olan güzelim köyümüzün tanýtýmý yazýlý olarak site yöneticisi tarafýndan þöyle anlatýlýyordu:


SÝNEK KÖYÜNÜN TARÝHÝ

Sinek köyü ile ilgili yaptýðým araþtýrma ve incelemelerime göre, köyün tarihini anlatan herhangi bir yazýlý kaynaða rastlayamadým. Köyün kuruluþ tarihi çok eskilere dayanmaktadýr. Sinek köyü Çermik’in en eski köylerinden biridir. Rivayetlere göre köyün büyük bir bölümünde Ermeniler yaþamaktaydý, nedeni bilinmemekle beraber daha sonralarý Ermeniler bu köyden göç etmiþlerdir. Bu köyün þimdiki sakinleri çeþitli köylerden ve ilçe merkezinden köye yerleþmiþlerdir. Köye ilk gelip yerleþen aile VURAL ailesidir. Köy, tepe yamacýnda kurulup su kaynaklarý itibariyle zengin bir köydür. Köy, ilçeye en yakýn köy olmasýyla da önemlidir. (http://okulweb.meb.gov.tr/21/03/553337/)

Ýnternet sitesindeki bu tanýtým ve özellikle “ …. köyün büyük bölümünde Ermeniler yaþamaktaydý, nedeni bilinmemekle beraber daha sonralarý Ermeni’ler bu köyden göç etmiþlerdir. ….” satýrlarý çok dikkatimi çekti. Bu satýrlara iliþkin yazmadan önce Sinek köyü hakkýnda biraz ön bilgi vermek istiyorum.

Sinek köyü anlatmakla tasvir edilemeyecek kadar güzellikte bir köy. Sinek köyü Gelincik daðýnýn zirvesine yakýn bir yerdedir. Rakým 760 de, sýrtýný Gelincik Daðý'na yaslayan köyümüzün ön kýsmý aþaðýya doðru, köyün sýnýrlarý içerisinde çýkan Sinek çayýna kadar inen, tabir yerindeyse yeþil bir cennettir.

Yaz aylarýnda ise yerleþim sinek çayý etrafýndaki bostanlarýn içindedir. Yazlarý Sinek çayý etrafýnda geçen yaþamýn da ayrý bir güzelliði var. Köyde yaþayan hemen hemen herkesin çay kenarýnda bostaný vardýr. Yine herkesin tarlasý, baðý vs.si de ayrýca vardýr. Köyümüzün soðaný, patlýcaný, biberi domatesi vs sebzesi, narý, kýþ armudu, elmasý, vs. meyveleri o civarda çok meþhurdur.

Þimdilerde de sinek çayý etrafýnda mesire yerleri, kendin piþir kendin ye mekanlarý vs. de geliþmeye baþlamýþ.

Bunlarý neden anlattým? Þunun için: Sinek köyünün internet sitesindeki anlatýma dikkat ederseniz, "Rivayetlere göre köyün büyük bir bölümünde Ermeniler yaþamaktaydý, nedeni bilinmemekle beraber daha sonralarý Ermeniler bu köyden göç etmiþlerdir", yani köyün eski sakinleri olan Ermeni'ler, nedense bilinmeyen bir sebepten dolayý köyü terk edip gitmiþler.

Bu anlatým bana ilginç gelince, bundan altý yýl kadar önce sitenin sorumlusuna yazarak, hazýrladýðý internet sitesi için teþekkür ettikten sonra,

"Bu kadar güzel bir köyü, Ermeniler neden durup dururken terk etmiþler?" diye sordum.

Köyün güzelliðini, verimliliðini yakýndan gören ve bilen bir yaþayaný olarak, mantýklý bir yanýt vermekte, haklý olarak, çok zorlandý bu arkadaþýmýz.

Siz olsanýz terk eder miydiniz durup dururken?

Bu anlayýþ bir zihniyet olarak topluma nüfuz etmiþ olsa gerek. Bir televizyon kanalýnda, tarihçi olduðu söylenen bir profesör 1915’i anlatýrken öyle bir anlatýþ tarzý vardý ki, nerdeyse mealen “Pikniðe çýkacak kadar donanýmlý þekilde yola çýkan Ermeni’lerin bir kýsmýnýn onca uyarýya raðmen dikkat etmeyip ayaðý kayýp uçurumdan düþerek, bir kýsmý yüzme bilmediðinden girdiði nehirde boðularak, bir kýsmý aðaçtan aþaðýya kendini býrakarak, bir kýsmý ayaðý yere takýlýp taþýn üstüne kafa üstü düþerek, bir kýsmý bulaþýcý hastalýklar vs. sonucunda ölmüþlerdir” diyecek kadar pervasýz olursa, gerisini varýn siz düþünün.

Bu konu her açýldýðýnda kendim düþündüðüm kadar, herkese sorar ve düþünmeye davet ederim:

“1915’den önce Anadolu’nun dört bir yanýnda, Hakkari’den, Edirne’ye, Ýzmir’e kadar, Ermeni’lerin yaþadýðý onbin (10.000) civarýnda köyden sadece bir tane köyün (Antakya’daki vakýflý köyünün) kalmasý üzerine düþünmek lazým” derim.

Gerçekten de ne oldu bunca köyde yaþayan Ermeni’lere? Buhar olup uçtular mý? Bu köylerin sakini olan Ermeni’ler, Sinek köyünün sitesini hazýrlayan yetkilinin dediði gibi, “bilinmeyen bir sebepten dolayý” mý terk ederek ölüm yolculuðuna çýktýlar.

Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

21.01.2013


Son Güncelleme Tarihi: 21 Ocak 2013 18:35

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.