12 Eylül Darbecileri mahkum olmalý

26 Kasým 2012 15:49 / 2069 kez okundu!

 


Ne zaman annemle 12 Eylül’e, Kenan Evren’e dair sohbet etmeye kalksam, annem terörist baþý Kenan Evren’e olan tepkisini dile getirmeden önce, “…. eðer o olmasaydý sen dahil bir çoðunuz sað kalmayacaktý ….. ” diye bir cümle ile baþlar söze. 12 Eylül döneminde ailece yaþadýðýmýz acýlarý ve sýkýntýlarý anlatýrken, yüzüne ve gözyaþlarýna yansýyacak boyutta etkilenerek anlatýp, tepkisini dile getirse bile, bu ilk cümleyi kurmadan baþlamaz sohbete.

Bana göre 12 Eylül darbecilerinin baþarýlarýndan bir tanesi de budur. Darbenin üzerinden 32 sene geçmesine raðmen, hala zihinlerde tazeliðini koruyan bir geçerliliði o günlerden sunarak, “Kardeþ kavgasýný önledik, daha fazla ölümlere engel olduk, bölünmeyi engelledik ...” demiþlerdi. Bu güçlü argüman sayesinde sadece demokrasiyi katletmekle kalmadýlar, bugün yaþadýðýmýz temel sorunlarý kazýdýðýmýzda altýndan 12 Eylül darbesinin çirkin yüzünün çýktýðý görülür.

Kenan Evren’in nasýl bir unutkan ve üç kaðýtçý olduðunu anlamak için fazla uzaða gitmeye gerek yok, daha yakýn zamanda, 12 Eylül 2010 tarihinde yapýlan referandumdan önce þöyle demiþti: “Beni yargýlamak mý istiyorsunuz? Buyurun gidip halka sorun. Bir referandum yapýn. Eðer halk ‘Evet yargýlansýn’ derse, milletimin önünde herkese söz veriyorum. Bu iþi yargýya býrakmam. Ýntihar ederim. Evet, açýk açýk söylüyorum. Ýntihar ederim. Çünkü bu lekeyle yaþayamam.”

Kenan Evren de, bazýlarý gibi, kendisinin yargýlanmayacaðýndan o kadar emindi ki, rahatlýkla bu þekilde vaatler vererek iþkembeden atýp tutuyordu. Aynen geçmiþte yaptýklarýný unuttuðu gibi bu dediklerini de çoktan unuttu.

Bugün rahatlýkla yalan söyleyen, inkar eden, söylediðini unutan bu darbeci teröristler, geçmiþte de bol bol yalan söyledikleri gibi, halkýn yararýna olacak yararlý iþler yapmadýlar. Ne yaptýlarsa hepsi bugün yaþadýðýmýz sorunlarýn kaynaðý oldu.

Bu ülkede yaþayan bir halkýn dilini anayasa ile yasakladýlar. Konuþulmasýný suç saydýlar. Kendi dillerinde þarký ve türkülerini söylemelerini yasakladýlar. Bütün kültürel haklarýný yok saydýlar. Bu yüzden de tepkisel olarak ayrýmcý hareketlerin güçlenmesini, geliþmesini saðladýlar.

Ülkemizdeki demokratik geleneðin temsilcisi olan partileri ve seçim sistemini bir gecede yok sayýp kapatanlar onlardý. Anayasayý deðiþtirmek isteyenlere önlem olsun diye darbe yapýp, asýl anayasanýn "ýrzýna" geçerek tümden deðiþtirenler onlardý. Mevcut anayasadan daha geri bir anayasa getirenler onlardý.

Sendikal örgütlenmeyi yasakladýlar. Sendikalarý kapattýlar. Sivil toplum kuruluþlarýný kapattýlar, hatta darbe öncesinde suç sayýlmayan þeyleri kendi yasalarýnda suç kabul ederek yargýladýlar.

Anayasa profesörlerini, aydýnlarý, demokratlarý, siyaset adamlarýný, bilim adamlarýný zindanlara atanlar onlardý. 30 bin kiþinin iþine son verdiler.

16 yaþýnda bir çocuðun yaþýný bilimsel olmayan, hukuki olmayan bir yöntemle, göz kararýyla büyüttüler. Sonra da astýlar. 12 Eylül döneminde 7000 kiþinin idamý istendi. 517 kiþiye ölüm cezasý verildi. Askeri Yargýtay 124 idam cezasýný onayladý. “Bir saðdan bir soldan astýk” diyerek toplamda 55 kiþi idam edildi.

Günümüzde defalarca deðiþtirildiði halde bir türlü bir düzene koyulamayan, kendi içinde demokratik bir bütünlüðü saðlanamayan bir anayasa sayesinde çarpýk ve gerici yasalarý onlar koydular.

Bir milyon civarýnda insaný fiþlediler. On binlerce kiþi kaçarak ülkeyi terk etti.

Terörü bitireceðiz diye geldiler. Bu ülkeyi bölünmenin eþiðine getirecek, çok tehlikeli bir iç savaþýn eþiðine getirenler onlardý.

Ýþkencelerde bir sürü insaný öldürdüler. Ýþkencelerde öldüðü belgenen insan sayýsý 171. Yargýsýz infazlarla insanlarý katlettiler. Cezaevlerinde kuþkulu ölümlerle ölenlerin sayýsý 300.

Sanata ve sanatçýya düþmandýlar. Dünyanýn en çok satan karikatür dergisini onlar kapatarak, yok ettiler. Dizileri daha yayýnlanmadan yok ettiler, bir çok filmi ve kitabý imha ettiler. Bugün rahatça bulunan, hatta devletin eðitim müfredatýna alýnan kitaplarý bile toplatýp yakanlar onlardý. Bu kitaplarý evlerinde bulunduranlarý fiþleyip yargýlayan onlardý. Þarkýlarý yasakladýlar, türküleri yasakladýlar, sinema eserlerini yasakladýlar, tv dizilerini yasakladýlar. Yakaladýklarý sanatçýlarý cezaevine týktýlar, yakalayamadýklarýnýn yurt dýþýna kaçmasýna vesile oldular, bir kýsmýnýn oralarda vatan hasretiyle ölmelerine sebep oldular.

Cinsiyet ayrýmcýlýðý yaparak sanatçýlara yasaklarý onlar koydular. Hem de Türk Sanat Müziði sanatçýlarýna yasaklar koydular.

Kendilerine hakaret edildi diye, koyduklarý yasaklara uyulmadý diye, binlerce insana verdikleri cezalarýn, bir üst mahkemeye bile itiraz etmeleri yasaklandý. Yargýlamada dediðim dedik hukuka aykýrý bir yöntem izlediler.

Üniversitelerde bilimsel araþtýrmayý yasakladýlar, üniversitelerin lise ayarýnda kurumlar olmasýný saðladýlar. Bunu yapmasý için de YÖK’ü kurdular.

Tutuklulara cezaevlerinde özellikle Diyarbakýr cezaevinde olmadýk iþkenceler yaptýlar. Böylece oralarda bilene bilene gün dolduranlar tahliye olur olmaz daða çýktýlar. Yasa dýþý örgütlere katýldýlar. Yasa dýþý örgütlerin, tarihinde en büyük kadro sahibi olmasýný saðladýlar. En büyük bahaneleri "Anarþiyi" durdurmaktý, ancak onlar býrakýp gittiklerinde Türkiye tarihinin en büyük "Anarþisiyle" baþ baþaydý. Onlarýn eseriyle Ülkemiz on binlerce evladýnýn ölümü pahasýna, ekonomisini týkama pahasýna boðuþup durdu.

Darbe öncesinde ellerinde her türlü imkan varken bunlarý deðerlendirmediler. Ýlla da koltuk, illa da koltuk dediler. Kendi aralarýnda yaptýklarý toplantýlarda "Daha henüz þartlar olgunlaþmadý, Darbeyi ilerki bir tarihte yaparýz" diye kararlar alýyorlardý. Bu kararýn hemen arifesinde kanlý çatýþmalar ve de suikastlar düðmeye basýlmýþ gibi artarak, bir kaç ay daha sürmekteydi. Ta ki arzuladýklarý ortam oluþana kadar.

Tarihin en büyük rüþvet skandallarý onlarýn döneminde oldu.

Mahkemelerde baðýmsýz yargýçlar yerine, kendi atadýklarý askeri hakimler koyarak, yargý üzerinde ve verdikleri kararlar üzerinde karanlýk gölgeler oluþturdular. Askeri mahkemelerin verdiði bütün kararlar temelden bozularak, tazminat ödemenin ilk þartý oldu. Bunlarýn yüzünden Türkiye’nin prestiji ve imajý dünyada sarsýldý.

Ýnsani olan þeylerin hepsini yasakladýlar. Düþünceyi yasakladýlar. Ýnanç özgürlüðünü yasakladýlar. Ýnsanýn kendini ifade etmesini yasakladýlar. Giriþim özgürlüðünü yasakladýlar. Ýnsanlarýn örgütlenmesini yasakladýlar. Ellerinden gelse toplumdaki bütün fertleri tek tip insan yapacaklardý.

Özetle yaþamýn her alanýný alt üst ettiler. Bugün boðuþtuðumuz bütün sorunlarýn temelini onlar o günlerde attýlar.

Demokrasinin içselleþip bir yaþam biçimi haline gelebilmesi, gelecek nesillerin özgür ve demokratik bir toplumda yaþayabilmesi için her þeyi allak bullak eden 12 Eylül Darbecileri, mutlaka ama mutlaka mahkum olmalýdýrlar.


Sevgiyle kalýn.


Ergün EÞSÝZOÐLU

26.11.2012

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
04 Aralýk 2012 09:19

Orhan Yýlmaz KALE

Sevgili Ergün,

Bir zamanlar fiziksel mücadele vermiþ kiþilerin savaþý da, barýþý da kalemleriyle yapmalarýndan daha güzel bir þey göremiyorum. Bu anlamda bu yazýný beðeni ile okudum. Yaþadýðýmýz son 50 yýllýk süreçte çok yanlýþlar yapýldýðýna inanan biriyim. Bu yanlýþlarý sýralamanýn bu aþamada kimseye faydasý yok.

Silav/Selam Ýzmir yazýn da beðendiðim yazýlarýndan biriydi. Ülke olarak hepimiz yaþanan savaþ ortamýndan rahatsýzýz. Ancak herkes rahatsýzlýðý dile getirirken herhangi birinin bir çözüm ürettiðini ne yazýk ki göremiyorum.

Silav/Selam Ýzmir yazýnda Kadifekale’de ikamet eden gençlerin duvara yazdýklarý bir yazýdan bahsetmiþ, baþka bir bölgeden geldikleri halde Ýzmir’i sevmiþ, artýk Ýzmir’li olduklarýný yazmýþtýn. Ben de ailesi Diyarbakýr’da ikamet eden bir iþ arkadaþýmýn Diyarbakýr’a hayran kaldýðýný, Diyarbakýr’ý sevdiklerini söylemiþti. Yani kimse bölgesel bir ayrýmdan söz etmiyor. Her þehrin, her yörenin sevilecek bir sürü argümaný olduðuna inanýyorum.

Bir söz vardýr. “Savaþýn galibi yoktur” diye. Bu savaþýn elbette faydasý yok. Ayrýca Ýki yanlýþ da bir doðru etmiyor . Akan kan yine bu ülkenin kaný. Kaybedilen servet yine bu ülkenin ser veti.

Bir zamanlar seninle ayný okulda, farklý taraflarda olduk. Bugün artýk hepimiz olaylarý biraz daha net görebiliyor, empati yapabiliyoruz.

Bu savaþýn sona ermesi için düþündüðün projeyi öðrenmek isterim. Yani kimliði dile getirmek istemediðimden sadece doðu bölgesinin halký neyi istiyor, neyi hayal ediyor öðrenmek isterim. Daða çýkan benim kardeþimin aklýndaki proje ne. Hayali ne.

Bir takým kültürel haklarýn dýþýnda istedikleri nedir. Daða çýkan kiþi yan yana yaþamýþ kardeþine sadece kültürel haklar için nasýl kurþun sýkabilir, nasýl kýyabilir. Biri bana anlatsýn lütfen.

Özellikle senin çözümün beni rahatlatacaktýr.

Sevgilerimle…


Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.