Keşke konuşmasaydın Halil Berktay

11 Mayıs 2012 00:06 / 1904 kez okundu!

 


Halil Berktay hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalışıyor. Bugün Taraf'ta çıkan yazısında "çevreye verdiği tahribatı" görmediği gibi doğruları ifade ettiğini anlatmaya devam ediyor. Bir yerde ise "Bazı sitelerde üç beş günde "her şey" konuşulmuşçasına hüküm verilmiş : 'Uyduruk tezler iflâs etti.' Bu aculluk biraz komik oluyor doğrusu" diyor.

Doğrusu ben ve daha birçok kişi Berktay ve Taraf'ta onu destekleyenlerin ileri sürdüğü tezlerin çürütüldüğünü ifade ettik. Ve ileri sürdüğü tezlerin çürüklüğünü görmeyen Berktay gerçekten çok komik değil ama kötü bir durumda.

Berktay ne diyordu: Otelden ve Sular İdaresi'nden ateş açılmadı. Kendi gözleminin ve Yıldıray Oğur'un aktardığı İshak Işıtan'ın ifadeleri kullanıyordu. Bugün ortaya çıktı ki İshak Işıtan Yıldıray'ın aktardığı gibi şeyler söylememiş. Demek ki Yıldıray Oğur yanlış anlamış ama sonuçta Berktay ve diğerlerinin bu iddiası çürüdü.

Halil Berktay'ın kişisel gözleminin karşısında sayısız çok sayıda insan tersini söyledi. Ben kendi adıma Sular İdaresi'nin üzerinden ateş eden görmedim. Bunu ifade etti de ama benim gözlemim nihai ve yeterli gözlem mi? Hayır. Çok sayıda insan tersini söylüyor. O gün benim yanımda olan yoldaşlarımdan, konu üzerine yazan bir çok insana, Gezi Parkı merdivenlerindeki kürsünün ses kayıtlarına kadar.

Yani ateş açılmış. Halil Berktay yanılıyor.

Bazıları kurşunla ölen çok insan var diyor, bazıları (ben de) 3-5 diyor. Yetmez mi? İlle yüzlerce insanın ölmesi mi gerekli.

Berktay'a karşı ne deniyor, bu katliamın arkasındaki gücün amacı yeterli paniği, korkuyu yaratmaktı. Sadece o gün, 1 Mayıs 1977 için değil daha sonrası için de. Nitekim o gün yeterli panik yaşandı, daha sonra da bugüne kadar hala 1 Mayıs katliamının korkusu insanların üzerinden kalkmadı.

1 Mayıs 1977'de hedef uzun dönemli bir korku, panik yaratmaktı. Başarılı oldu.

Berktay keskin nişancılar olsa çok insan ölürdü diyor. Yanılıyor. Keskin nişancılara ihtiyaç yoktu ki. Herhangi birinin korkuyu, paniği arttırıcı bir düzeyde ateş açması yeterliydi.

Berktay alana giren panzerin insanları ezmediği, boşluklarda gidip geldiğini söylüyor. Yanılıyor. En az bir kişi panzerin altında kalıp ezildi. Polis telsizleri panzerlerin kalabalığı dağıtmak için alana sokulduğunu söylüyor, zaten panik halindeki kalabalık ise panzerlerle daha da panikledi.

Kısacası Berktay gene yanılıyor.

Bütün bunlardan sonra neden sol bu katliamın sorumlusu oluyor ve neden Yıldıray Oğur ve Melik Altınok bu iddianın üzerine atılıyor?

Solun sorumluluğu

Herkes ama herkes 1 Mayıs öncesi gelişmelerden sonra 1 Mayıs günü tedirgindi. Maocular ile Sovyetçi TKP ve onun yönetiminde etkin olduğu DİSK arasında bir çatışma olacağını tahmin edebiliyordu.

Nitekim beklendiği gibi oldu. Çatışma çıktı, ateş edildi. Ama zaten provokasyonu hazırlayanlar da bunu bekliyordu ve harekete geçtiler. Sonuçta sol içi gerginlik, provokasyonla birleşince ortaya katliam çıktı.

Şimdi katliamı sol mu üstlenmeli? Sol provokasyona ortam hazırlama sorumluluğunu üstlenmeli. Bu açık ve nitekim bir dizi grup bunu 1 Mayıs 1977'de ve sonrasında yaptı.

Bugün, aradan 35 yıl geçtikten sonra sanki solun provokasyona çanak tutan tutumunu yeni keşfetmişçesine ileri sürmek abes. Lafı uzatmaya ve sayısız örnek vermeye gerek yok. Kurtuluş Hareketi'nin çıkardığı özel sayı şöyle diyor: "1 Mayıs katliamına Türkiye sosyalist hareketi içindeki 2 şabloncu çizgi çanak tuttu." Daha fazla eleştiriyi gene aynı özel sayıda bulmak mümkün. Bu iddia 2012'de değil, 10 Mayıs 1977'de ifade ediliyor.

Türkiye solunda öncü savaşı eleştirisi yapan sayısız grup vardı vs. Bütün bunlar Berktay, Oğur ve Altınok'un keşfi değil.

Tabii bu arada 20 bin silahlı İGD'li iddiası var ki evlere şenlik. Bu konuya daha önce değindiğim için tekrar girmeyeceğim ama bir tarihçinin, üç gazetecinin bu kadar saçma bir iddiayı öne sürmeleri gerçekten anlaşılır gibi değil. TKP/İGD çizgisi "faşizme karşı silahlı mücadeleyi" reddettiği için eleştirilen bir politik örgütlenmedir ve 20 bin İGD'li bu nedenle de çok saçmadır.

Solun 77 1 Mayıs katliamına çanak tutan politik çizgisi tartışılmak zorunda. Neden Maocu, Sovyetçi ayrımı yaşadık? Bu ayrım gerçek miydi? Çin'de Kültür Devrimi'nde, Sovyetler Birliğinde 1920'lerin ortasından başlayarak süren terör hangi politik, teorik sonuçları ortaya çıkardı. Türkiye sosyalizmi ile Kemalizm arasındaki ilişki. Bütün bunlar tartışılması gereken konular ve Berktay ne derse desin tartışılıyor da.

Ne var ki, Berktay ve onu destekleyen Taraf yazarlarının başlattığı garip tartışma aslında bütün bunların tartışılmasını kolaylaştırmadı tam tersine zorlaştırdı. Berktay'ın bu gerçeği görmesi çok yararlı olurdu. Eğer sol içi şiddetin tartışılmasını istiyorsa o vakit önce kendi yaptığı yanlışı görmeli, mümkünse düzeltmeli ve sonra tartışamaya katılmalı. Tartışma zaten var. Özgürlükçü sosyalizm tam da bu tartışmanın üzerine şekilleniyor.

Bir de bütün bu tartışmanın tabii ki darbeler, Ergenekon süreçleri ile bağlantısı var.

Daha önce yazıldı, 12 Eylül generallerinin yargılandığı davanın iddianamesi çok açık ve net biçimde Berktay'ın iddialarını çürütüyor. Katliamın planlı olduğunu vurguluyor. Berktay alınıyor ama kusura bakmasın, onun iddiasını ancak Kenan Evren savunmasında kullanabilir, "bakın tarihçi Berktay'da, üstelik görgü tanığı da" diyerek solu suçlar ve gerçekleştirdiği darbenin sorumluluğundan kurtulmak için kullanabilir.

Berktay ve diğerleri görmüyor mu bütün bu tartışma Taraf'a ağır zarar verdi. İki yazarı ayrıldı. Birçok okuru küstü. Ve Taraf düşmanlarının eline büyük bir koz geçti. "Taraf tarih yaratıyor" iddiası bu gazetenin çok cesurca, çok sağlam bir biçimde yaptığı özgürlük mücadelesini, darbelere karşı tutumu zayıflatıyor. Taraf ne yazık ki açık verdi. Ulusalcı sosyalist çizgi bunu kullanmaya başladı, hatta bazıları Berktay'ın anlatımını 12 Eylül davasının çıkışı olarak göstermeye başladı bile.

Son olarak Yıldıray Oğur'a birkaç şey söylemek gerekiyor.

"Hep Yanlışsız Hep Mağdur" başlıklı son yazısında anlattıkları gene yanlış. Halkın Kurtuluşu grubunun yazdığını söylediği bildiri Aydınlıkçıların, yani Berktay'ın grubunun bildirisi. Ama Yıldıray son zamanlarda o kadar çok maddi hata yapıyor ki, bunu da onların arasına katalım. Yanlış bilgilendirilmiş, dikkatsiz davranmış, kandırılmış vs.

Oğur devam ediyor: "Ülkücülerin kanlı tarihi çoktan lanetlendi. Ama solun devrimci şiddeti hâlâ faşistlere karşı verilmiş iftihar vesilesi bir haklı savaş olarak başı dik dolaşıyor aramızda."

Yıldıray Oğur haklı, devrimci hareket "şiddeti hala faşistlere karşı verilmiş iftihar vesilesi bir haklı savunma (savunma benim eklemem) savaşı" olarak görüyor. Bunu kimse saklamıyor.

Önce "komandolar" adı ile ortaya çıkan hareketi hatırlayın, bu hareketin komando kamplarını, başındaki darbeci eski subayları. Nasıl silahlandıklarını, nasıl sosyalistlere saldırmaya başladıklarını ve birçok sosyalist öldürdüklerini. Bunlar 1960'ların sonunda oldu. 1970'lerde sol yeniden toparlanmaya 1976'da başladı, hemen Ülkücü faşist hareket çıktı ve saldırıya başladı. Sayısız insanı öldürdü, sokağa egemen olabilmek için sokak terörünü arttırdı.

Bir süre sonra Ülkücü faşist hareket darbecilerin kullandığı bir harekete dönüştü. Bahçelievler'de 7 TİP'li gencin hunharca öldürülmesi. Bu katliam sadece düşmanın 7 kişisini öldürmek için gerçekleşmedi, terörü, korkuyu, dehşeti yaymak için yapıldı. Sonra 16 Mart, öğrencilerin üzerine bomba atılması. Aynı hedefe sahipti. Çorum, Sivas, Maraş. Bütün bunlarda Ülkücü faşistlerin rolünü ben söylemiyorum, 12 Eylül iddianamesi anlatıyor. Yıldıray Oğur bir zahmet bakıversin o iddianameye.

Ve günümüz. Hrant, Malatya katliamı, papazın öldürülmesi vs. Ülkücü faşistlerin kontrgerilla, Ergenekon ile işbirliği, Ülkücü faşistlerin Mafya içinde yerleşmesi. Bütün bunları bilmiyor mu Yıldıray Oğur? Biliyor, öyleyse neden faşistlerin aklandığını sıranın sola geldiğini anlatıyor.

Sosyalistler yanlışlar da yaparak, büyük yanlışlar da yaparak faşist harekete karşı direndiler. Neleri yanlış yaptıklarını tartışıyoruz, tartışmaya da devam edeceğiz ama Yıldıray Oğur ve Halil Berktay söylediği için değil. İsterlerse bizim sürdürdüğümüz tartışmalara katılır, yer alır, fikirlerini söylerler. Kimseye, hiçbir düşünceye yasak yok ama tahrifata, yanlış, gerçek dışı olguları kullanmak da yok.

NOT: 1 Mayıs'77 üzerine Halil Bertay'ın ileri sürdüğü yeniden tarih yazımı tezleriyle tartışan önde gelen yazarların görüşleri yeni bir web sitesinde toplandı. Sitenin (Blog'un) adresi şöyle:http://1-mayis-1977.blogspot.com/


Doğan TARKAN

10.05.2012

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.