ForumFikrim Geldi!  Yeni Konu 

Vira bismillah ve uygarlıklar çatışması

03 Eylül 2008

hurkus



Vira, İtalyanca bir sözcük.

Bismillah ise Arapça.

Bu iki sözcük bir araya gelince, Türkiyeli balıkçıların, mevsim açılırken balık avının bereketli geçmesi için seslendirdikleri bir ritüeli oluşturuyor.

Vira bismillah, hem Doğu-Batı, hem de Hıristiyan-İslam kültürlerini de içeren bir nevi uygarlık kalıbı aslında; yüzlerce yıldır birbirinden hiç ayrılmamış iki sözcükten ibaret... Yani ilk bakışta öyle gözüküyor.

Ama aslında kültürleri buluşturan, buluşturmanın ötesinde hayat pratiği içine yerleşmiş, aynı zamanda da biraradalığın net bir örneği bu iki sözcükten çıkan duygu.

Akdeniz halkları, binlerce yıldır zaten uygarlıklarını birbirlerinden hiç ayırmadılar; ama halkların dışındaki güçler (siyasi, dini ve ekonomik), bir bakıma zorlayarak bu uygarlıkları birbirlerine düşman etmeye çalıştılar; ne var ki öz duyguda bu kutuplaşma hiçbir zaman gerçekleşemedi.

Vira bismillah buna iyi bir örnek bence; balıkçılarımız, iki gün önce yine vira bismillah sesleriyle demir alıp denize açıldılar.

Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı), kendi uygarlık birikimi ve anlayışı içinde Akdeniz’i altıncı kıta olarak ilan etmiştir,

Uygarlıklar ittifakının son yıllarda sıkça dile getirilmesini; ideolojik ve siyasi olarak Doğu-Batı diye –pek yapay bir biçimde- ikiye ayrılmış gösterilen bu uygarlıkların, siyasilerin marifetiyle bir araya getirilme projesinin ne kadar sahici olduğunu da bir düşünmek gerekir.

İspanya Başbakanı ile Türkiye Başbakanı, uygarlıklar çatışması tezine karşı, Uygarlıklar İttifakı Projesi’nin eş başkanı durumundalar şimdi. Binlerce yıldan beri Akdeniz halkları, uygarlıkları bir araya getirip; hayatlarında onları içselleştirmiş ve haz alarak çok derin bir kültürel, sanatsal, edebi alışveriş içinde bulunmuşlardır zaten; bu uygarlıklar bütünlüğü günlük hayatlarına sinecek kadar hem de.

Aynen “vira bismillah”ta olduğu gibi; yüzlerce yıldır balıkçılarımız balık mevsimini açarken bu deyişi kullanıyorlar.

Türkçeye girmiş, otuz binden fazla yabancı kelime var. Bu kelimelerin pek çoğu bize yabancı diye öğretilmiş uygarlıklara ait. Bu yabancı kelimeler kümesinde yer alan Batı-Hıristiyan kaynaklı kelimeler, gündelik dilimizde, sözlü ve yazılı edebiyatımızda sıkça kullanılırlar.

Türkiye’de Müslümanlar hâlâ kiliselere gidip mum yakar ve dilekte bulunurlar. Ayrıca Hıristiyan ve Museviler içinde, Türkiye’deki İslami değerlere ve ritüellere önem veren, hatta bilfiil katılan insanlar vardır. (Yakın zamana kadar Haliç’te bir Ortodoks kilisesinde Mevlevi sema ayini gerçekleştiriliyordu.)

Bu nasıl bir ayrılık, nasıl bir çatışma peki?

Anadolu zaten her zaman için bir uygarlıklar ve kültürler havuzu olmuştur; edebiyatın bin bir çeşidi Anadolu’da yeşermiştir.

Akdeniz uygarlıkları insanlarının kullandıkları bir ortak dil var neredeyse; birbirlerinden alıp verdikleri sözcükler, deyimler ve bunların oluşturduğu ortak duygular var hatta.

Bu dil, adeta büyüler insanı.

İçinde Latince, Arapça, İtalyanca, İbranice, Fransızca, Grekçe, Türkçe, Portekizce olan dünyanın en lezzetli, hümanist ifadesidir bu.

Yeni Türkü, “Vira Vira” adlı şarkısında der ki:

“Vira vira demir aldı dünya

Açılmış hayalleri rüzgârlara

Vira vira dalgalandı dünya

Terk edip halatları limanlarda”

“Vira bismillah”, Uygarlıklar İttifakı Projesi’nin uluslararası sloganı olmalı bence.


Taraf
03.09.2008
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0