Teþekkürler Hayat
11 Þubat 2009 14:31 / 2320 kez okundu!
Bu dünyada iyi þeyler de yapýldý...
Tanju Okan "Kadýným" dedi. Giuseppe Tornatore "Cennet Sinemasý"ný, Metin Erksan "Sevmek Zamaný"ný çekti. Da Vinci ilahi güzellikte çizdi. Vahi Öz "Horoz Nurimiz" oldu. MFÖ "Gözyaþlarýmýzý bitti mi sandýn"ý, James Taylor "You've got a friend"i söyledi. Celaleddin-i Rumi hayatýn özünü anlattý.
Mimar Sinan ve Antoni Gaudi masalsý þehirler yarattý. Bülent Ortaçgil "Benimle Oynar mýsýn? "dedi.
Robin Williams "Günaydýn Vietnam" diye seslendi. Halil Cibran "Ermiþ"i
yazdý. Sadri Alýþýk "Turist Ömer", Yeþil kurbaðacýk ise "Kermit" oldu
güldürdü. "Küçük Prens" büyük sözleriyle düþündürdü.
Ve nice sanatçýlar.., nice bilgeler...
Anlattýlar, þekil verdiler, yazdýlar, seslendiler, çizdiler,
oynadýlar, boyadýlar, dans ettiler.
Hissetti ve hissettirdiler.
Hissetmemizi canlandýrmak, hatýrlatmak ne denli zor ve ne denli
kolaydý belki de. Buna hazýr olmamýzdý asýl önemlisi... ne kadar
duygumuz var içimizde? Nedir bizleri onlarýn söylemek istediklerine
baðlayan, onlarý hiç ama hiç bir zaman için unutmamamýzý saðlayan?
Küçüktüm ve radyoda dinlediðim þarkýyý söyleyen þarkýcýnýn ismini sol
avucuma bir tükenmez kalemle yazmýþtým... Bu ismi unutmamalýyým
diyerek. Stevie Wonder'ý bir daha hiç unutmadý kalbim... Sol avucumun
içi de unutmadý... Onlarýn bize neler verdiðini ise bugün yaþadýðýmýz
her þey belli ediyor... Ama hala onlarýn neler verdiðini hatýrlamakta
direnebiliyorsak elbette...
Güzeldi...
Dedikleri, hissettirdikleri gerçekten hissedebilmemiz içindi.
Öylesine çok sanatçý, bilge insan öylesine çok þey verdi ki. Hatta
bazýlarý, bugün yaþamasalar bile seslerini, renklerini, biçimlerini,
düþüncelerini söylemeye hep devam ettiler, edecekler... Bedenleri
yeryüzünde artýk olmasa bile söylemeye, izletmeye, hissettirebilmeye
devam etmeleri onlarýn hayatýmýzda hep varolacaklarý, hep yaþayacaklarý
anlamýna gelmektedir. Artýk varolmasalar da hissettirmeye devam ediyor
olmalarý ne kadar gerçeküstü bir durum aslýnda...
Madde olarak yaþam içerisinde "yok"sun... Ama aslýnda öylesine "var"sýn
ki, belki de yaþadýðýn zamandan daha fazla varsýn...
Küçücükken duyduðumuz bir akordeon sesi bilinçaltýmýzýn hangi
köþesine yerleþmiþtir kim bilir? Bunu biz özenle arasak da
bulamayabiliriz... Ama bir anda öylesine bir anýmýzla gelir ki... Ýþte
o an, o ses yýllarý, renkleri, kokularý da getiriverir beraberinde...
Anýlar...
Ve o anýlarý kendimizin hatýrlamasýnýn yaný sýra, benzerlerini ya da
belki de yakýn anýlarý yaþamýþ insanlarý aramaya çalýþmaz mý kalbimiz
eninde sonunda?
Ortak hisler, ortak ya da benzeri anýlarla daha da anlam kazanmaz mý?
Paylaþabilmenin özellikle de hissetmeyi paylaþabilmenin, zaman
içerisinde en büyük lüksüm olabileceðini düþünemezdim.
Neyse ki ve ne mutlu ki zaman zaman yalnýz olmadýðýmý, birileri bazý
cümlelerinin içinde bana hissettirebiliyor...
Herkes kendi geçmiþini, kendi anýlarýný yaþýyor. Hepimizin sesleri,
renkleri, hisleri ve anýlarý belki çok ayrý, çok farklý. Ama dönem var
yaþanýlan...Elimizde olmadan yaþanýlan dönemler bunlar... Sadece
yaþamamýz gerektiði için yaþadýðýmýz dönemler ve bunun beslemiþ olduðu
duygular.
Duygular ...
Hangi dönemi yaþamýþsa yaþasýn, verilenleri alabilen bireylerin
duygularý eninde sonunda bir isim, bir þarký, bir kitap, bir resim, bir
filmde bir þekilde birleþebiliyor. Hayat çok tuhaf sürprizlerle
yüklü. Ve ne pahasýna olursa olsun yaþamaya , hissetmeye deðer. Çünkü
tüm sunduklarýyla bize verilmiþ olan en büyük ödül, "Hayatýn" ta
kendisi...
Kalbimizin en derin köþelerindeki tüm sesler, görüntülerin sonucunda
bizi biz yapan her türlü görünen ve görünmeyen deðer için...
Renkler, sesler, düþünceler, biçimler, kelimeler ve kokularýn
oluþturduðu anýlar için...
Ve anýlarýmýzýn oluþmasýna neden olmuþ, gördüðümüz ya da hiç
görmediðimiz ya da hiç bir zaman göremeyeceðimiz "insan"larýn varlýðý
için...
Sunduðu güzellikleri algýlayabilmemize izin verdiði için...
"Hayata" teþekkür ediyorum...
10. 02. 2009
Ýstanbul / Dolunay Zamaný