İtalyan yasakları ve özgürlük

29 Ağustos 2018 12:23 / 997 kez okundu!

 

 

İtalya da Türkiye gibi neşeli ve ilginç bir memleket. Ne de olsa ikisi de Akdeniz ülkesi. Kültürler ve davranış tarzları birbirine çok benzer. İtalya ve Türkiye’nin demokrasileri de Avrupa’nın köklü demokrasilerine nispetle hayli genç ve zayıf. Demokrasi ikisine de bir ölçüde dış dünya tarafından empoze edildi. Hem İtalya hem Türkiye istikrarsız, sıkıntılı parlamenter sistemler kurdu ve yaşatmaya çalıştı. Her ikisi de sonunda sistemi ıslah etmeye çabaladı. İtalya her seçimde mutlaka iktidar üretecek bir parlamentarizm yaratma yolunda kurallar geliştirdi. Türkiye ise “Cumhurbaşkanlığı sistemi” adı verilen bir tür melez bir sistemi denemeye başladı.

 

****

 

İtalyan yasakları ve özgürlük

 

İtalya da Türkiye gibi neşeli ve ilginç bir memleket. Ne de olsa ikisi de Akdeniz ülkesi. Kültürler ve davranış tarzları birbirine çok benzer. İtalya ve Türkiye’nin demokrasileri de Avrupa’nın köklü demokrasilerine nispetle hayli genç ve zayıf. Demokrasi ikisine de bir ölçüde dış dünya tarafından empoze edildi. Hem İtalya hem Türkiye istikrarsız, sıkıntılı parlamenter sistemler kurdu ve yaşatmaya çalıştı. Her ikisi de sonunda sistemi ıslah etmeye çabaladı. İtalya her seçimde mutlaka iktidar üretecek bir parlamentarizm yaratma yolunda kurallar geliştirdi. Türkiye ise “Cumhurbaşkanlığı sistemi” adı verilen bir tür melez bir sistemi denemeye başladı. 

İtalya zaman zaman insanı şaşırtan ve güldüren yasaklarla da adını duyuruyor. İtalya’daki en ilginç yasaklara örnek olarak televizyon izleme, sakız çiğneme, araçta öpüşme ve hayat kadınları ile konuşma yasağı gibi yasaklar gösteriliyor. Geçtiğimiz yıllarda İtalya’nın Milano kentinde 16 yaşından küçüklere alkol satışı yapılmasının yasaklanmasıyla birlikte ülkede uygulanan çok ilginç yasaklar yeniden gündeme geldi. Il Giornale Gazetesi, İtalya’nın belirli şehirlerindeki tuhaf yasakları sayfalarına taşıdı.

İşte çok konuşulan yasaklardan bazıları ve uygulandıkları şehirler: 

1- Milano: 16 yaşından küçüklere alkol satışı yapmak,

2- Lecco: Dilenmek,

3- Venedik: Güvercinlere yem vermek,

4- Orbetello: Sakız satmak ve çiğnemek,

5- Chiavari: Hayat kadınları ile konuşmak,

6- Reggio Emilia: Tarihî eserlerin basamaklarına oturmak,

7- Eboli: Araçta öpüşmek,

8- Noceto: Televizyon izlemek (13 yıldır)

9- Roma: Aşk Çeşmesi etrafında yemek yemek ve meşrubat içmek,

10- Roma: Plastik torbalarla eşya taşımak,

11- Verona: Parklarda sigara içmek,

12- Vicenza: Banklara yatmak

13- Floransa: Işıklarda duran araçların camlarını silmek,

14- Positano: Havai fişek atmak,

15- San Remo: Lamba direklerine çıkartma yapıştırmak,

16- Is Aruttas: Plajda sigara içmek,

17- Voghera: Gece banklara oturmak,

18- Forte Dai Marmi: Hafta sonları ve tatil günlerinde çim biçme makinesi kullanmak,

19- Genova: Meşrubat şişesiyle şehir merkezinde dolaşmak,

20- Lerici: Plaj dışında mayoyla dolaşmak.

Bu yasaklar ciddî özgürlük ihlâlleri sayılabilir mi?

Sanırım bu soruya herkesin katılacağı bir cevap vermek (evet veya hayır demek) zor.

Yasaklara uğrayanların özgürlük kaybı hissi olan biteni uzaktan takip edenlerin tahmin veya hayal edebileceği özgürlük kaybı hissine nispetle çok daha yoğun ve güçlü olacaktır. Ama haksız yere engellenme hissinin yoğunluğu her zaman bir özgürlük ihlâlinin göstergesi, delili, işareti olmayabilir.

Başka ülkelerde de benzer tuhaf yasaklar var. Meselâ ABD’de kaldığım yıllarda (1996-1997) Virgina’daki evimizde kışın bir türlü ısınamadık. Çünkü Virgina Eyaleti ‘enerji etkinliği’  gerekçesiyle ev içi azamî ısıyı 17 derece ile sınırlamıştı. Sıcak ülkelerden gelen insanlar için bu açık bir zulümdü elbette. Diğer taraftan evlerini ne kadar ısıtacaklarının ev dışından insanlar –yani bürokratlar ve politikacılar- tarafından belirlenmesi evin içine bir tür müdahaleydi.

Ev kiralamada da benzer sorunlar vardı. Bazı yerlerde ailenin genişliğine paralel olarak kiralanabilecek evlerin kapalı birim miktarı (metrekare ve oda sayısı) regüle edilmişti. İsteyen istediği evi tutamıyordu.

Bu yazıda sözü edilen yasaklar ifade özgürlüğü, din özgürlüğü gibi temel özgürlükler karşısında ehemmiyetsiz meseleler gibi görülebilir. Yasakların özgürlük açısından önemli bir problem teşkil etmediği düşünülebilir. Ancak, ateş düştüğü yeri yakar. Bizim ABD’de kendi evimizde eyalet regülasyonu yüzünden üşümemiz gibi, başka insanlar da başka şeylerden ciddî biçimde mustarip olabilir.

Bana öyle geliyor ki özgürlük meselesini sadece genel ilkeler üzerinden konuşmak eksik ve yetersiz. Yukarda saydığım türden meseleler üzerinde de düşünmek ve tartışmak lâzım.

 

Atilla YAYLA

gazeteyeniyuzyil.com

28.08.2018

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.