BÝRLEÞÝK ARAP EMÝRLÝKLERÝ NEDEN DÖNÜÞ YAPTI ? / HARÝÇTEN GAZEL

11 Eylül 2021 15:45 / 771 kez okundu!

 

 

"Germany Institute Security Affairs'de yayýmlanan analizin ve arkasýna eklediðimiz Middle East Eye’de yayýmlanan yazýnýn çevirisi okunduðunda; BAE'nin Türkiye'ye karþý düþmanca tutumundan neden dönüþ yaptýðýný anlayabiliriz.  

Bizim deðil BAE'nin Türkiye'ye yaklaþmaya çalýþtýðýný net þekilde okuyacaksýnýz. Ve bu iki analizle yine dýþ politikamýzýn gücünü ve içerideki mücadelenin de en az dýþarýsý kadar önemli olduðunu birkez daha göreceksiniz." 

 

***

 

BÝRLEÞÝK ARAP EMÝRLÝKLERÝ NEDEN DÖNÜÞ YAPTI ? / HARÝÇTEN GAZEL

 

Buyrun ilk olarak Germany Institute Security Affairs'de yayýmlanan analiz👇 
 
*
 
Ankara, Kabil havaalanýnda mevcudiyetini sürdürmek için olasýlýklarý araþtýrýrken, uzmanlar bu geliþmenin Türkiye’nin Washington ile iliþkileri üzerindeki etkileri ve içerdiði riskleri tartýþýyor.
 
Ankara ve Washington arasýndaki iliþkiler tarihi olarak bir dip noktasýna ulaþmýþtý. Ýki ülke arasýndaki jeopolitik ayrýþma, biriken karþýlýklý beklentiler ve çoðalan krizler son dönemde iki ülke arasýndaki politikayý özetliyor.
 
Türkiye bir süredir Washington’a önemini hatýrlatmak için “faydalý jeopolitik krizler” üzerinden etki politikasý uyguluyor. Türkiye’nin temel çýkarlarýný riske atmadan farklý cephelerde kazanýmlar elde ediyor. 
 
Özellikle NATO ve ABD açýsýndan Ukrayna krizi, Türkiye’nin Ukrayna yanlýsý bir pozisyon benimsediði ve büyük ölçüde bir NATO gücü olarak faaliyet gösterdiði bir nokta olarak çok önemli. Gelinen noktada ise Ankara, Afganistan’ý ABD ile iliþkileri onarmak için baþka bir jeopolitik açýlým olarak görüyor.
 
Büyük ölçüde tek boyutlu ABD-Türkiye iliþkisi, ana krizlerin de yer aldýðý jeopolitik ve güvenlik iliþkileri etrafýnda dönüyor. Örneðin Suriye’de, her iki ülke diðerinin yerel ortaklarýna terörizm merceðinden bakýyor.
 
Türkiye, Rus yapýmý S-400 hava savunma sistemini edindiðinde, Washington CAATSA yaptýrýmlarý uyguladý. Bu tür bir geliþme Türkiye’nin batýlý kurumlarda ve özellikle NATO’daki yeri ve geleceði konusunda tartýþmalara yol açtý. Fakat ters bir baðlamda Türkiye’de, ABD’nin Suriye’de desteklediði gruplar hakkýnda ayný fikirde.
 
Ocak 2021’de göreve baþladýktan sonra ABD Baþkaný Joe Biden ve ekibi baþlangýçta Türkiye’ye beklenmedik bir þekilde omuz verdi. Türkiye de olumlu mesajlar göndererek karþýlýk verdi.
 
Örneðin, Türkiye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan Haziran ayýndaki NATO zirvesinde ittifakýn ateþli bir savunmasýný yaptý.
 
Fakat gelinen noktada “araçsal bir jeopolitik kriz” olan Afganistan, Ankara ile Washington arasýndaki atmosferi iyileþtirme potansiyeline sahip.
 
Tüm NATO müttefikleri Afganistan’dan ayrýlmaya hazýrlanýrken Türkiye Afganistan’da kalmaya hazýr. Ankara, Taliban ile daha yakýn iliþkiler kurmak istiyor ve hala batýdaki diplomatik varlýðý ve Afganistan’ýn dünyanýn geri kalanýyla baðlantýsý için kritik olan Kabil havaalanýnýn iþletilmesinde rol almak istiyor.
 
Türkiye, Katar ve Taliban bu konuda görüþmelerde bulunuyor. Ankara, Taliban’ýn, büyük olasýlýkla Katar ile ortaklaþa olarak Kabil havaalanýný iþletmesine izin vermesini umuyor. Taliban ise çok temkinli ama Türkiye ile çalýþma isteðine uzak deðil.
 
Türkiye Cumhurbaþkaný Erdoðan, Türkiye’nin Afganistan ile 2019’da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile kurduðu güvenlik iþbirliði ve deniz sýnýrlarý konusundaki anlaþmaya benzer bir ikili iliþki kurma niyetinde. 
 
Afganistan’da Türkiye, iki Müslüman ülke iþbirliði yanýnda NATO kimliðinden de yararlanmaya devam edecek; Yani Afganistan’a yönelik Müslüman kimliði, Batýya dönük se NATO kimliði ile hareket edecek.
 
Erdoðan’ýn kumarý birçok bölgede olduðu gibi burada da meyvesini veriyor gibi görünüyor. ABD Dýþiþleri Anthony Blinken bu geliþmelerin ardýndan Türkiye’yi “bölgede çok deðerli bir ortak ” olarak tanýmladý. Görünen o ki; Afganistan kesinlikle iki ülke arasýndaki buzu kýrma potansiyeline sahip, hatta ikili iliþkilerde derin bir dönüþümü  baþlatma potansiyeline sahip.
 
Fakat Türkiye Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, Kabil havalimanýnýn güvenliðini saðlamak ile ilgili hayati rolü için yaptýðý baský, iç siyasi düþmanlýkla karþý karþýya. Türk iç muhalefeti, Türk askeri personeline yönelik riskleri iþaret ediyor.
 
Ankara, iç siyasi desteði artýrmak ve Afganistan’ý Orta Asya ve Türk dünyasýnýn daha geniþ jeopolitiði içinde konumlandýrmak için, Orta Asya’daki Türk halklarýyla dayanýþmayý araçsallaþtýrabilir. Bunun Türkiye’nin bölgedeki konumunu yükselteceði ortada. Ama bunun için önce iç muhalefeti ikna etmesi gerekebilir.
 
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ
 
***
 
Middle East Eye’de yayýmlanananaliz ise "Türkiye; Mýsýr, Suud ve BAE ile yakýnlaþmaya çalýþýyor" eleþtirilerine verilen bir cevap olmuþ. Biz deðil onlar yükselen Türkiye ile iliþkileri düzeltme peþinde. 
 
Türkiye tarafýnda, Türkiye Ekseni'nin yanýnda olan kazanýr. Buyrun analizin tamamý👇
 
*
 
Ankara ekonomik bir perspektiften kazanç saðlamaya devam ederken, Abu Dabi bölgesel izolasyondan kaçýnmaya ve Trump sonrasý dönemde kendisine bir yer saðlamak için hevesli davranýyor.
 
Geçen ayýn sonlarýnda bildirildiðine göre; Türkiye Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan ve Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed,  ikili iliþkiler ve bölgesel meseleleri tartýþtýklarý nadir bir görüþmede bulundular. BAE’nin resmi haber ajansý Wam’a göre iki lider;  “Ýki ülke arasýndaki iliþkiler; iki ülkenin ortak çýkarlarýna hizmet edecek þekilde ve güçlendirme umutlarý çerçevesinde gözden geçirdi”.
 
 
BAE cumhurbaþkanlýðý danýþmaný Enver Gargash ise bir tweet atarak bu telefon görüþmesini “çok olumlu ve dostça” diyerek tanýmladý. Enver Gargash; “BAE bölgedeki iliþkilerini;  yeni köprüler inþa etmek, ortaklýklarý en üst düzeye çýkarmak ve herkes için onlarca yýllýk bölgesel istikrar ve refahý garanti etmek için yeni bir aþamaya” taþýdý diyerek özetledi. Ve ülkesinin keskin U dönüþünü haklý çýkarmaya çalýþtý.
 
Bu geliþme bazý gözlemcileri þaþýrtsa da, Ankara ile Abu Dabi arasýndaki son birkaç aydaki ikili geliþmeler ýþýðýnda aslýnda beklenilmesi gereken bir durumdu. Trump döneminin sonunda Abu Dabi, Türk iþadamlarýna karþý kýsýtlamalarýný hafifletti ve iki ülke arasýndaki günlük uçuþlara yeniden baþladý. Bunun ardýndan ise el-Ula anlaþmasý ile Katar ablukasýný resmen sona erdirdi. Ankara, BAE’nin mesajlarýný olumlu karþýladý, ancak daha samimi, somut ve yapýcý adýmlar talep etti.
 
Ankara, ciddiyetini ve açýklýðýný göstermek için Abu Dabi’ye yeni bir büyükelçi atadý. Ve kýsa süre sonra BAE Dýþiþleri Bakaný Abdullah bin Zayed, Nisan ayýnda Türk mevkidaþý ile telefonda görüþerek Ramazan’ý ayýný tebrik etti.
 
Aðustos ayýnda iki ülke liderleri arasýndaki gerçekleþen telefon görüþmesinden birkaç gün önce ise BAE’nin ulusal güvenlik danýþmaný Þeyh Tahnoun bin Zayed, Erdoðan’la görüþmek için bir Ankara ziyareti yaptý. Görüþmeden sonra Türk Cumhurbaþkaný Erdoðan, BAE’nin Türkiye’deki “ciddi yatýrýmlarý” hakkýnda görüþtüklerini söyledi. Bu geliþme bazýlarý tarafýndan, Þeyh’in portföyünü göz önünde bulundurarak güvenlikten ziyade finansman görüþmeleri olduðu þeklinde yorumlandý.
 
Ortak bir zemin bulmak
Sebeplerin birincisi; Türkiye, istihbarat kanallarý aracýlýðý ile ortak bir zemin bulmak i.inMýsýr ve Ýsrail gibi diðer ülkelerle de keþif görüþmeleri baþlatmasý süreci etkin bir hale getirdi. Bu kanal son aylarda BAE ile de aktif hale geldi.
 
Sebeplerin ikincisi;  BAE “yeni yüzünü” yýkýcý bir güç yerine uzlaþtýrýcý ve yapýcý bir oyuncu olarak tanýtmaya çalýþýyor. Türkiye ve Katar gibi ülkelerin bu mesajý ciddiye almalarýný istiyor fakat bu aþamada dýþiþleri bakanýný Ankara’ya göndermesi bu amaca tam olarak hizmet etmeyecektir. Zira Abu Dabi, 2016’da da Ankara ile bu yaklaþýmý denedi ve iyi bir sonuç alamadý.
 
Üçüncü sebep ise; 2020’de Tahnoun’da kurulan Mali ve Ekonomik Ýþler Yüksek Konseyi’dir. Emirlik; ADQ, First Abu Dhabi Bank ve Royal Group gibi birçok büyük þirkete baþkanlýk eden devasa bir iþ imparatorluðunu yönetmektedir. Bunu akýlda tutarak, ekonomik iliþkilere ilgili bir bakýþ açýsý sergilemek daha uygundur.
 
Ancak asýl soru þu: BAE, özellikle son birkaç yýldýr yeminli düþman olarak gördüðü bir ülkeyle neden iliþkileri onarmaya çalýþýyor?
 
Abu Dabi Trump bahsini kaybederken,  ABD Baþkaný Joe Biden’in zaferi ve el-Ula anlaþmasý yeni gerçeklikler yarattý. Sonuç olarak, Abu Dabi’nin müttefikleri Suudi Arabistan ve Mýsýr, Türkiye ve Katar ile birlikte çeþitli düzeylerde yakýnlaþma çabalarýna giriþtiler.
Geçtiðimiz Nisan ayýnda Suudi Arabistan Kralý Selman, Katar emirini krallýða davet etti. Birkaç hafta sonra, Suudi Arabistan sýrayla Doha ve Riyad’a büyükelçi atadý. Bu geliþmeler doðrultusunda Mýsýr Dýþiþleri Bakaný Sameh Shoukry, ülkesinin  Katar ile “baltayý gömdüðünü” açýkladý ve yýllar sonra ilk kez Doha’yý ziyaret etti.
 
Ýkili ticaret
Hem Mýsýr hem de Suudi Arabistan, Katar’ýn birincil bölgesel müttefiki olan Türkiye ile iliþkilerini bir dereceye kadar geliþtirdi. Kral Selman ve Erdoðan doðrudan konuþurken, dýþiþleri bakanlarý ikili iliþkileri görüþmeye devam etti.  Ayný zamanda Mýsýr-Türkiye iliþkileri geliþti. Mýsýr, 2013 askeri darbesinden bu yana ilk kez bir Türk heyeti ile görüþmeler yaptý.  Bu görüþmelerin önümüzdeki haftalarda da devam etmesi bekleniyor.
 
Bu geliþmeler, özellikle Suudi Arabistan ile Abu Dabi arasýnda çeþitli ikili ve bölgesel meseleler üzerinde geniþleyen bir çatlaðýn ortasýnda, BAE için bölgesel izolasyon riskini artýrdý. Ayrýca BAE-Mýsýr iliþkileri de bir zamanlar olduðundan daha soðuk görünüyor.
 
Trump sonrasý dönemdeki uluslararasý ve bölgesel dinamikler Abu Dabi için uygun geliþmedi ve rolünü önemli ölçüde azaltýyor. Paradoksal bir þekilde Türkiye ve Katar, özellikle Afganistan’da yaþanan en son örnekle birlikte bölgede ve ötesinde giderek yükseliyor.
 
Abu Dabi, kayýplarýný azaltmak, izolasyondan kaçýnmak ve yeni bölgesel oyunda kendine bir yer saðlamak için Türkiye ve Katar karþýsýndaki konumunu yeniden ayarlýyor ve kendisini yapýcý bir oyuncu olarak tanýtýyor. Bu mesaja inandýrýcýlýk kazandýrmak için Abu Dabi, Tahnoun’a misyon veriyor ve ortak bir zemin bulmanýn bir yolu olarak ideolojiden ziyade ekonomiye öncelik veriyor.
 
Katar-Körfez krizinin ardýndan, Türkiye ile BAE arasýndaki ikili ticaret hacmi 2018’de yaklaþýk 15 milyar dolardan 7 milyar dolara düþtü. Bunun ana nedenlerinden biri Ankara’nýn Doha’ya verdiði destekti. Geliþmeler ile açýkça görülüyor ki, ekonomik iliþkileri Körfez krizi öncesi seviyelere yükseltmek için bir alan var.
 
Covid-19 sonrasý dönemde, ekonomik fýrsatlarý test etmek ve sorunlarý onarmak için uygun olacaktýr. Türkiye, BAE ile ekonomik ve yatýrým iliþkilerini güçlendirmeye büyük ilgi duyuyor. Ancak BAE’nin Ankara ile iliþkileri tamamen normalleþtirmek ve kendisi için yeni bir bölgesel rol bulmak için bunun ötesine geçip geçmeyeceði henüz belli deðil.
 
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ
(Kaynak: M5 Dergi)

Middle East Eye’de yayýmlanan analiz dostlar.

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.