Edebiliyorsanız eğer içinizdeki erkeği ve sistemi idam edin

18 Şubat 2015 19:43 / 1234 kez okundu!

 

 

Türkiye'yi ayağa kaldıran tecavüz- katletme- yakma olayının son kurbanı Özgecan Aslan şahsında idam ve hadım cezası psikolojisi bizi nereye götürür bilinmez. Bilinen o ki erkek egemen bir sistemin kadın bedeni üzerinde uyguladığı tecavüz; bir insanlık suçudur. Kadın bedeni üzerinde uygulanan cinse dayalı bir soykırımdır.

Özgecan üniversite öğrencisi genç bir kadındı. O, bir Dersimli idi ve sevgi dolu yetiştirilmiş bir inancın ışığıydı. Hira dağı kadar Türk olan faşistler tarafından katledildi. Şimdi ise Özgecan’nın canı gitti, Özgesi kaldı… Gökten yağmur değil, zulüm yağıyor üzerimize.

Özgecan'nın bir fotoğraf karesindeki gözlerine her baktığımda yüreğim kanar. Tecavüze uğrayan, yakılarak katledilen benim bedenimmiş gibi tenim acır. Fırtınalar kopar içimde. Öfke, isyan, direniş kol kola gezer ruhumun derinliklerinde.

Bir insan, bir kadın, bir ana olarak içim acıyor, kaç gündür yüreğim öfke dolu ama asla idamdan yana olacak kadar da ilkel ve çağ dışı düşünmüyorum.

Sistemin Özgecan şahsında yasallaştırmak istediği İdam cezasına karşı ısrarla karşı durmak gerek. İdam cezasını istemek tehlikeli sularda yüzmek demektir. Bu yasa çıkarsa eğer en çok da bizim gibi sisteme muhalif olanlar idam edilir. Devlet yetkililerinin idam cezasını dillendirmesi aslında; saraylarını, saltanatlarını korumak içindir. Yoksa can kızımız Özgecan’ı düşündüğü için değil… Devlet kadın cinayetleri ve tecavüz konusunda samimi olsaydı eğer, Engelli bir kıza defalarca tecavüz eden AKP ilçe başkanının davasını ertelemez, Polislerin tecavüzüne beraat vermez ve 13 yaşında, yüz kişinin tecavüz ettiği N.Ç davasında kamuoyu tepkisini ciddiye alır, en ağır cezaları verirdi. Ve bu gün Özgecan Aslan aramızda olurdu….

Sizin hiç teniniz acıdı mı?

Siz hey Hira dağı kadar Türk, tanrı dağı kadar Müslüman olanlar!

Gencecik bir bedenin çırpınışları ya sizin kızınız, kız kardeşiniz, karınız, anneniz olsaydı ne yapardınız? Bir gün sıranın onlara da geleceği hiç aklınıza geldi mi?

Siz nasıl böyle bir canavarsınız? Adeta ülkemiz taciz ve tecavüz cenneti oldu. Nereye gidiyor Türkiye? Toplumsal hafızası unutmaya meğilli olan bir halk olarak, umarım 1-2 hafta sonra Özgecan olayı diğer tecavüzler gibi üstü örtülüp, unutulmaz.

Ülke gündemi; özellikle burjuva ve siyasal İslam medyasının ısrarla kadın cinayetleri, tecavüz ve katliamlarla yoğunlaşmasını ise hiç samimi bulmuyorum. Bu beni korkutuyor. Korkularım yersiz korkular değil, hiç değil. Özgecan'nın katledilmesiyle idam cezasının yeniden ülke gündemine girmesi ve siyasi erki elinde bulunduranların telaffuz etmesi, beni en az Özgecan'nın katli kadar korkutuyor. İktidar; Özgecan’ın katliyle birlikte aklı sıra bir taşla iki kuş vuracak. Nasıl mı?

13 Şubat günü ülke gündeminde gerici ve tek tipçi eğitimi ''Boykot'' etmek isteyen geniş yığınların tepkilerini bu sayede minimize edip, unutturup, nabzı düşürecek ve Özgecan’ın katliyle de idamı yasallaştıracaklar. Özgecan; tek tipçi, ırkçı bir eğitim sisteminin kurbanı. Daha Özgecan’ın yasını bile tutmadan dün iki acı haberde İstanbul’dan geldi, iki genç kızdan bir haftadır haber alınamıyor. Bilimsel, demokratik, eşitlikçi, çağdaş ve özgür bir eğitimle yetişmeyen bir toplum, daha çok Özgecan’ların canına kıyacak… Sadece eğitim değil, Adalet dediğimiz Yargı da bağımsız ve güvenilir olmalı. Türkiye’deki tüm kadın cinayetlerinde katiller bulununcaya, failler yargılanıncaya kadar hiçbir kadın özgür olamaz.

Kadına yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik şiddeti önleyecek yasal düzenlemelerin derhal çıkarılarak, Özgecan'nın katilinin en ağır cezayı almasını ve kadını koruyup- kollayan demokratik yasaların çıkartılmasından yanayım ısrarla. Başka kadınların canı yanmaması için yapılması gereken de budur. Kadını özgürleştirecek yasalar çıkması için de direnmek gerek sokakta, fabrikada, tarlada, okulda...


Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede İdam cezası varken, bir tane bile tecavüzcü asılmadı. Eğer idam geri gelecekse önce 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenilir, deveyle cinsel ilişki kurulur, 5 yaşındaki kızımı kucağıma alamıyorum, tahrik oluyorum, övey kızla evlenilebilir diyen sapıklar asılmalı. Türkiye’nin de imzacı olduğu BM. Çocuk hakları sözleşmesine göre 18 yaşına kadar herkes çocuktur ve devlet tarafından korunmalıdır. Medya yoluyla yapılan bu fetvalar; imzacı olduğumuz, sözleşmeye rağmen ülkede yıllardır çocuk hakları ihlal ediliyor. Savunmasız çocuklarla evlenerek, tecavüz edilerek insanlık suçu işlenmeye ısrarla devam edilmektedir. Sistem, idam ve hadım cezası çıkaracağına, demokratik yasalar çıkarsın, insanlık dışı fetva verenleri yargılasın yeterli. İdam cezasının yürürlükte olduğu bütün İslam ülkelerinde özellikle İran ve Afganistan’da hep tecavüzcüsüne direnenler idam edilmiştir. Bakın bu gün İran’a; hep tecavüze uğrayan kadınlar ya da Kürt yurtseverler idam ediliyorLütfen artık görün bunu…

ABD’de katledilen 3 Müslüman için ‘’Hey Obama nerdesin’’ diyenler neden kendi ülkesinde Gezi direnişinde, Roboski’de insanlar katledilirken, Pozantı cezaevinde çocukların ırzına geçilirken, Özgecan tecavüz ve katledilirken neden ''Ey insanlık bu büyük acıyı görün'' diye canhıraş haykırmıyorlar. Özgecan’a yapılanlar tüm ülke kadınlarına yapılmıştır.

Kadını şeytan gören anlayışlar, önce beyinlerindeki tecavüz anlayışlarını idam etsinler. Bu gün mecliste, Sivas’da insanı yakanları savunan 6 avukat hala AKP’den milletvekili. Soyguncuların, talancıların, yakıp- yıkanların, tecavüzcülerin egemen olduğu bir meclis TC.vüz meclisidir.
Bundan tam 3 yıl evvel 2 Haziran 2012 tarihinde yine AKP’li bir bakan (Sağlık bakanı Recep Akdağ) şöyle seslenmişti televizyonlardan ülkeye;
"Tecavüz kurbanlarının tecavüzcülerinden hamile kalmaları halinde kürtaj olmalarına karşıyız. Kürtaj cinayettir; onlar doğursun, biz bakarız!".
Tecavüzün devlet eliyle desteklendiği bir ülkede, nişanlı ile el ele gezmek günahtır fetvası verenler neden bu tecavüzler içinde bir fetva vermiyorlar?. Sevmenin günah, tecavüzün sevap mı olduğunu okumalıyız tüm bu mesajlardan. Sevgili Rakel Dink'in, Hrant Dink katlediğinde söylediği ''Bebekten Katil yaratanlar'' dediği söz ne kadar da doğru. İşte böyle hayatlarımızı karartıyorlar. Bu anlayışla yönetilen devlet politikası adeta bir TC. avüz devletidir ve tecavüz devleti artık iflas etmiştir. Kadına yönelik psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet devlet eliyle tetikçilik yapılan politik bir cinayettir. Hala kadınlar için demokratik yasalar çıkarılmadığı için devlet suçludur.

Bu ülkede 15 Haziran 1915’de İstanbul Beyazıt meydanında Ermeni Sosyalisti Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 yoldaşı idam edildi.

1925 yılında darağaçlarında Şeyh Sait şahsında Kürtler, 1937'de Dersim Generali Seyit Rıza'nın yaşı küçültülerek, arkadaşlarıyla birlikte ve oğlu Hasan idam edildi.

6 Mayıs 1972'de Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucuları olan Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Yusuf Aslan idam edildiler. 1980’de ise yaşı büyütülerek YDGF’li Erdal Eren idam edildi.
Bir başka devrimci örgüt üyesi olan Levon Ekmekçiyan 29 Ocak 1983'te idam edildi. Bu ülke tecavüzlerin, katliamların, insan yakanların /kıyanların coğrafyası olarak hafızalarda hep yer alacak.

Bütün bu yaşadıklarımız 1915’in hesabını sormadığımız içindir. 1915’in ve Paramazların hesabını sorabilseydik eğer bu gün ne Şeyh Sait'leri, ne Seyit Rıza'ları, ne üç fidanı, ne levon'u, ne N.Ç. davasını ne de Özgecan’ı kaybederdik.

Bu ülkede idam ve hadım cezası kararı çıktığında darağacında ilk idam edilecek ve hadım edilecekler; geçmişte idam edilen halklar, devrimciler, yurtseverler, düşün emekçileri ve tecavüze uğrayan kadınlardır hiç kuşkunuz olmasın. 12 Eylül karanlığında cezaevlerinde hepinizin bildiği üzre çoğunlukla devrimci erkeklerin penisleri burularak işkence edilmiştir. Böyle bir yasa çıktığında idam edilecek olanlarda, hadım edilecek olanlarda yine muhalif kesimlerdir. Salt bu yüzden bile olsa idam ve hadım cezası değil, Adalet istiyorum. İdam ve hadım cezası uygulayan ülkeler ise seri cinayetler işleyen, çağdışı ülkelerdir. İntikam duygusuyla düşünmeden idam cezası isteyenler, devlet eliyle işlenecek tüm cinayetlere ortak olacaklardır. Bizler katil değiliz. Bizler bu ülkede cinayetler değil, Adaletin sağlanması için savaşmalıyız.

Hepinizin bildiği bu idamları bir kez daha sizlere hatırlatmak istedim.

İdam isteyen arkadaşlar lütfen bir kez daha düşünün… Sistemin ekmeğine su taşımayın. İdam ve hadım ceza yasası bu ülkede çıkarsa eğer Tecavüzcüler değil; devrimciler, muhalifler, İslam olmayan herkes yeni idamlar için birer adaydır… İdam bir ceza değildir, cinayetin devlet eliyle işlenmesidir. İdam cezası isteyenler, hiç düşündünüz mü ne kadar cellatlarımıza benziyoruz...


Canımız, kızımız Özgecan üzerinden başlatılan idam cezası ve hadım etme düşüncesi, sistemin zaten bizler için yapmak istediğidir. Lütfen bu oyuna gelmeyin…

 

Zeynep TOZDUMAN

18.02.2015

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.