Yeni Türkiye hedefinde ortaklaşmak... - Markar Esayan

17 Mart 2018 10:17  

 

Yeni Türkiye hedefinde ortaklaşmak... - Markar Esayan

İnsanları ırkı, cinsiyeti, dini, mezhebi, sosyal statüsü veya görüşleri nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakmak, evet bir suç, bir ahlaksızlıktır ama aynı zamanda müteselsilen birçok bozulmanın da başlangıç noktasıdır.

Ayrımcılık bir çürümedir, zeminin çatlaması, suyun zehirlenmesi, binilen dalın kesilmesidir.

Osmanlı bu noktayı iyi kavradığı ve çözdüğü için çok uzun süre ayakta kalabildi. Adalet merkezli bir sistemi vardı. Kendi dönemine göre en adil sistemin çalıştığı bir medeniyet olmuştu.

Ünlü tarihçi Kemal H. Karpat şöyle diyor: “Bunu yanında din esasına dayanan millet teşkilatı, ayrı dinlere mensup kimselerin ayrı din, dil ve kültürlerini koruyarak ortak bir siyasi irade altında birleşmeleri, Osmanlı’nın özelliklerinden biridir. (…) Merkezi idare, Müslüman ve gayrimüslim taşra elitleri ile yüzyıllar süren işbirliği sayesinde, taşranın kültürünü, kimliğini etkilemiş, kendisi de taşradan etkilenmiştir. Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında din, dil farkları bulunmasına rağmen, her iki grup da Osmanlı’nın yarattığı devlet seviyesinde siyasi kültürü paylaşmıştır.”(Türk Demokrasi Tarihi, Sayfa 14/15, Timaş Yayınları.)

İslamiyet’te ırkçılığın yasaklanmış olması, ümmet fikri, Medine Vesikası ve Veda Hutbesi gibi yol gösterici ilkeler sultanların işini kolaylaştırmış olmalı.

Modern zamanlarda ise, hem bu ortak kadim değerlere, hem de demokrasinin temel kurallarının yol göstericiliğine sahibiz.

Herkesin bize benzediği bir dünya hiçbir zaman olmayacak. Allah böyle bir varoluş istemedi. İnsan uygarlığına ve tabiata bakan herkes bu kuralı hemen fark edecektir. Çeşitliliğe karşı savaş açmak sadece acıyı çoğaltır.

Atalarımızın geçmişte gösterdiği bu muazzam beceriyi, bizler de bugün göstermekteyiz. Esasen bu yeteneğe sahip olduğumuzu defalarca ispatladık da. Son 16 yılda yapılan reformlar, atlatılan krizler bunun bir kanıtı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve yüzde 50+1 oy kuralı, tam da bu çoğulcu demokrasi anlayışının sonucu.

15 Temmuz gece yarısı “Ezanlar susmasın” diye sosyal medyada yazarken, ezanların sustuğu yerde, çanların da susacağını bilen kadim bilgiye dayanmıştım.

Bu ülke hepimizin… Herkes, tüm özellikleri, tüm farkları, renkleriyle kendisini birinci sınıf, özgür ve güvende hissetmeli. Birliğimizin temelindeki en güçlü harç bu duygudur.

Ülkemize düşmanca yaklaşanların da bu ortak duyguyu yok etmeye çalışmaları bir tesadüf değildir.

Markar Esayan/aksam.com.tr

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaş
0