Uyduruk tarih yazýmýna karþý, bir kere daha 1 Mayýs’77 üzerine…
08 Mayýs 2012 21:17 / 1626 kez okundu!
Bugün ‘Ermeni Soykýrýmý’ meselesinde tüm dünyanýn kanaatinin tersine bir tutum içinde deðil mi T.C. devleti? Ya memleket insanlarý? Ne diyor, “soykýrým olmamýþtýr” diyen resmi söylemin etkisindekiler?
“Ermeni mezalimi”, “Ýþte Ermeniler’in öldürdüðü Türkler”, “Onlar da yaptý, biz de yapmýþýz” gibi kanýtlara dayandýrmýyorlar mý tezlerini? Peki, yalan mý bunlarýn hepsi? Tabii ki hayýr. Ermeniler de Türkleri öldürmemiþler midir, o çatýþmalý ortamda? Elbette, öldürmüþlerdir. Peki bu gerçek, bir diðer tarihsel gerçeði perdeleyebiliyor mu? Yani, Türklerin Anadolu’nun kadim halklarýndan Ermeni’leri Anadolu’dan sürdüklerini, sürerken de imha ettiklerini, 24 Nisan 1915’te soykýrýmýn iþaret fiþeði olarak, iþe önce Ermeni aydýnlarýndan baþladýklarýný… Bunun da bir “soykýrým” olduðunu? Perdeleyemiyor tabii ki.
* * *
Son haftanýn ateþli konusu 1 Mayýs’77 üzerine tartýþmayý açan ve giderekten tarih profesörü ve Taraf gazetesi yazarý Halil Berktay’ýn yaklaþýmý biraz da böyle deðil mi?
“Efendim, sol çatýþmanýn içindedir, silahlýdýr, þiddetin tarafý olmuþtur, hatta kendi içinde de çatýþmýþtýr…” Dolayýsý ile; “1 Mayýs’77’de boþuna derin devlet parmaðý aramayýn…” Halil Berktay’ýn kendi ifadesi ile söylersek; “Devlet provokasyonu tezini sol kendi yarattýðý felaketi gizlemek için üretti.” “Sol, kendi rezilliðinden bir maðduriyet efsanesi çýkardý.” (Taraf Gazetesi, 2 Mayýs 2012)
Yeni tarih yazýmýna malzeme yapmak için þunu demektedir Berktay: Sol silahlýdýr, kendi içinde de çatýþmalýdýr, vukuatlarý çoktur. 1 Mayýs’77’deki katliamý da ‘iþte bu ‘sol’ yapmýþ’, sonra da ‘suçu devlete atarak’, bir ‘maðduriyetin arkasýna saklanmýþtýr…’
Devletin Ermeni tezine ne kadar da benziyor deðil mi?
Solun silahlý olduðunu, þiddete bulaþtýðýný, hatta kendi içinde (‘sol içi þiddet’) de çatýþtýðýný o zaman da görmeyen, bilmeyen yoktu. Þimdi de. Bu ifþaatýn hiç de “yeni” bir yaný yoktu. Taraf gazetesinin de destek ve pompalamasý ile sanki yeni bir ifþaatmýþ gibi bu görüþlerin üzerine atlanýldý.
BERKTAY’IN TEZÝ, DEVLETÝN ERMENÝ TEZÝNE BENZÝYOR…
Devletin Ermeni tezine karþý çýkan Berktay, konu 1 Mayýs’77 meselesi olunca “sol bitmiþtir” demek için, rahatlýkla devletin Ermeni tezini çaðrýþtýran bir tezi dillendiriyor. “Sol silahlýdýr, kendi içinde çatýþmalýdýr. Dolayýsý ile 1 Mayýs’77 katliamý devletin tertibi deðil, solun iþidir…” Yani Ermeniler de Türkleri öldürdü ise, katliamlar yaptýysa, Türklerin Ermenilere yaptýðý dönemin koþullarýnda “normaldir”, bir soykýrýmdan da söz edilemez…
Bu tartýþmada "oltaya" takýlanlar olduðu gibi, iþin rengini ortaya çýkaran bulgularý da sergileyen çokca sayýda kiþi oldu elbette.
"Devlet (dönemin Özel Harp dairesi/derin devlet vb.) kadar, solun da "suçlu" olduðunu" vurgulayan yeni bir "uyduruk tarih" yazýmý giriþimi/ operasyonu açýða çýktý.
Bütün yaþanan geliþmelere raðmen, “Manifestocu” köþe sahibi ve Yayýn Koordinatörü ile birlikte var güçleri ile Halil aðabeylerine “yeni tarih yazýmýnda” “uyduruk” tek tip argüman temin eden, son dönemde iyiden iyiye Taraf gazetesine egemen olan ideolojik yayýn çizgisinin hararetli savunuculuðunu yaparak kendine yer bulan "Solaçýk" adlý köþenin sahibi köþesinde hâlâ þöyle yazabiliyor: "Halil Berktay’ýn baþlattýðý 77 1 Mayýs tartýþmasýnýn, ilk günlerde ‘insaf, ayýp, günah’ ekseninde debelenen ortodoks solcularý bile ‘sol içi þiddet falan tamam da devletin hiç mi suçu yok’ noktasýna getirmesini bir kazaným olarak görüyorum.."
Aslýnda tartýþma bitti. Büyük ölçüde de "uyduruk iddialarýn iflasý" ile bitti… Ama yine de son birkaç þey eklemek istiyorum.
PEKÝ, KARA KUVVETLERÝ KOMUTANI NEDEN EMEKLÝYE SEVK EDÝLDÝ?
Sýkça yapýldýðý gibi anakronizme düþmeden Halil Berktay ve Taraf gazetesi neden þu konuyu gündeme getirmiyor, sorgulamýyor ve üzerinde durmuyor.? Anakronizme düþmeden diyorum, çünkü bu olayýn geçtiði tarihte askeri vesayetin egemenliði olanca gücü ile siyasete hakimdi, iki kutuplu dünyada ‘soðuk savaþ’ bir þekilde sürüyordu. Bir hükümet için herhangi bir generali isteði dýþýnda emekli etmek, hele de bir kuvvet komutanýna bunu yapmak çok zor bir iþti. Ama 1 Mayýs’77 katliamý ve Bülent Ecevit’e yapýlan Ýzmir Çiðli suikast giriþimi sonrasýnda Kara Kuvvetleri Komutaný neden re’sen emekli ediliverdi. Neden bu Berktaygillere hiçbir þey ifade etmiyor?
O sýrada, Genelkurmay Baþkaný Semih Sancar idi. Sancar, Süleyman Demirel’in sadýk dostu idi. 1978 Aðustos'una kadar makamýnda kalabilmiþti. Ama, darbeye zemin hazýrlama gerekçesi ile dönemin cuntalarýnýn bir üyesi olan Kara Kuvvetleri Komutaný Namýk Kemal Ersun 5 Haziran 1977 seçimleri öncesinde o zamanki tanýmlama ile “Özel Harp Dairesi/Kontrgerilla'nýn düzenlediði “1 Mayýs katliamý ve Ecevit’e baþarýsýz Çiðli suikastý” gerekçesi ile çok sayýda rütbeli subayla birlikte istemleri dýþýnda zorla emekliye sevk edildi.
Ecevit'in desteklediði Org. Adnan Ersöz ile Demirel’in adayý 3. Ordu Komutaný Ali Fethi Esener arasýndaki Kara Kuvvetleri Komutanlýðý çekiþmesi sonucunda ikisi de emekli oldu. Emekliliðini bekleyen en kýdemsiz Ordu Komutaný Kenan Evren böylelikle Kara Kuvvetleri komutaný oldu, ertesi yýl da Semih Sancar’ýn yerine Genelkurmay baþkaný oldu. Ýki yýl sonra da 12 Eylül cuntasýnýn baþýna geçti…
1 Mayýs’77 katliamýna yönelik, bu kadar ayyuka çýkmýþ “derin devlet tertibi” kanýt dosyasý generallerin önüne konmamýþ olsa idi, o dönemde kara Kuvvetleri komutaný ve bir grup subayýn “darbe giriþimi”nden görevden uzaklaþtýrýlmasý mümkün olabilir miydi?..
Velhasýl, “geçmiþimle yüzleþiyorum” , “tabularý yýkýyorum” adý altýnda solu katliamcý, devletle özdeþmiþ gibi “uyduruk” bir yeniden tarih yazýmýna malzeme etmek, derin devletin o gün oluþturmak istediði intibayý gerçekmiþ gibi topluma sunmaya ve yutturmaya kalkmak o kadar ucuz ve kolay olmasa gerek… Ýtirazým kimin neyi tartýþtýðýna deðil, sadece buna.
Yalçýn ERGÜNDOÐAN
08.05.2012
