Türkiye için ihtar vakti!

05 Mart 2014 13:44 / 1609 kez okundu!

 

 

Türkiye hasta... Türkiye büyüyemiyor... Mızmız, yaramaz bir çocuk gibi... Huysuzluk yapan, saldıran, dinlemeyen, dinletmeyen bir görüntüsü var... Zenginliğin verdiği kuvvetle şımaran o şişman Yeşilçam çocuğu gibi "Vurucam kırbacı, vurucam kırbacı" diyerek halkına vurmaya devam ediyor.

Bir seçime daha gergin, kızgın ve kırgın giriyoruz. Ülkeyi yönetemeyen başbakan ve hükümet ülkeye yazık ediyorlar.

"Hasta adam" Türkiye'nin yeni mimarları onlar.

***

Başbakan alem adam... Yabancılara yaptırdığı köprülerle, tüp geçitlerle, santrallerle ülkenin büyüdüğünü zannediyor. Ölü çocuklar coğrafyasında köprüden kimler geçecek? Bombalanan katırlar diyarında havalimanını kim kullanacak? Çapulcu diye, ayyaş diye böldüğü, parçaladığı insanların, hapishaneleri doldurmuş onbinlerin, oradan oraya sürdüğü bürokratların ülkesinde duble yollardan kim keyifle faydalanacak?

Ey başbakan!

Ülkenin geneline yaydığın olumsuz hava tüm doğrularını bir çırpıda yok etti. Askeri vesayeti yıkarken aldığın desteğin körü körüne kalıcı olmayacağını hesap etmeliydin.

Barışın mimarı olacakken kutuplaştırmanın mimarı oldun. Üstüne bir de avrolar, kutular, tapeler  aldı başını gitti. On iki yıllık iktidarının özeti aslında senin itiraflarındır: Çetelerin, terör örgütlerinin etkisinde bir emniyet ve yargı, hukuksuz dinlemelerin, kasetlerin başını alıp gittiği bir ülke, ne istedilerse verdiğin yapılar.

Bu mudur? Sana göre budur. Dehşet bir itiraf bu. İnansak bir türlü, inanmasak bir türlü...

***

Bazı liberal kesimler Erdoğan sonrası Türkiye'nin barışın altından kalkamayacağına, ülkenin eski günlerine döneceğine inanıyor... Bu bir safsatadır... Barış ya da ekonomik kalkınma, Erdoğan'ın ya da kişilerin tekelinde değil. Bugün toplum başbakanın yaydığı ötekileştirici havanın aksine daha da çok kenetlenmeye müsait bir halde. Bu ülkede Kemal Burkay parti kuruyorsa, Hizbullah seçimlere katılıyorsa, Aziz Kocaoğlu ile Osman Baydemir birlikte halay çekiyorsa, Şiwan ile İbo aynı sahneyi paylaşıyorsa, eskisi ile yenisi ile politikacılar Kürt siyasi hareketlerine ılımlı mesajlar gönderiyorsa, Kadifekale bahar aylarında artık daha renkliyse herkes uzlaşmanın, konuşmanın, barışmanın, geçmişle hesaplaşmanın pekala yanında yer alacak kudrettedir. Daha yolun çok başında olsak da bu böyle.

Toplum öğreniyor, siyaset de öğreniyor...

Bu yolu açan Erdoğan olabilir. Bir başkası da olabilirdi. Su yolunu bulacaktı. Ama bir tek adamlığın, bir otoriterliğin, bir "hukuku istediğim gibi çeviririm"ciliğin barışı tesis etmesi hele ki bundan sonra ne kadar mümkün olabilir? Açtığı yolu kendi hedefleri doğrultusunda çizen bir siyasiye daha ne kadar güvenilebilir? Yolsuzlukların başını alıp gittiği intibası her geçen gün artarken yabancı yatırımcı, girişimci daha ne kadar bu ülkenin dinamiklerinde baş rolü oynayabilir? Ekonomisi ve psikolojisi bozulan bir  ülkede toplumun iç huzuru daha ne kadar korunabilir?

Erdoğan geçmişin hayaletlerine yenilmiştir. Siyaseti bir bayrak yarışı olarak görmediği için bugün yaptığı kavga koltuk kavgasından başka hiçbir şeye hizmet etmemektedir. Belki kandırılmıştır, belki yarı yolda bırakılmıştır, belki uluslararası konjonktür, güçler artık kendisini istememektedir.

Belki.

İyi de Alevilerle, modern kentlilerle, liberallerle, sosyalistlerle, cemaatlerle, uluslararası kurumlarla ittifaklarını tek tek bozan kendisi değil miydi? Yalnız kalmayı tercih eden, kendi politikaları ile bizzat kendisi ve partisi değil miydi?

***

Hasta adam Türkiye'yi seçim mitinglerinde iyice komaya sokmaya çalışan Erdoğan'a bu ayın sonunda sandıkta verilecek her ihtar Türkiye'de demokrasi umudunu, çözüm umudunu, barış umudunu, kalkınma umudunu yeniden rayına koyacaktır.

Türkiye için ihtar vakti!

 

Volkan ABUR

05.03.2014

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.