'Başbakanın yanılgısı ve yenilgisi'

29 Mayıs 2013 22:55 / 1267 kez okundu!

 


11 yıllık iktidarı boyunca hep insana, millete, milli iradeye önem verdiğini haykırıyordu başbakan.

Ama artık işin aslı pek de öyle değil.

***

Baştan söyleyelim: Başbakan demokrasinin en önemli faktörü halkı yok sayıyor. Demokrasiyi araç olarak gördüğünü söylediği günlere geri döndü sanki.

Ne yapılan köprünün adı soruluyor halka, ne Gezi Parkı'na ne yapılacağı doğru dürüst anlatılıyor.

Ne Emek Sineması için kamu tepkileri dikkate alınıyor, ne de içki yasakları ile ilgili düzenlemelere yönelik tereddütler.

Şarap üreticilerinin haykırışı ses bulmuyor. 7000 yıldır şarap üretimi ile gözde olan Anadolu bir niteliğini daha kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Nesli tüketilmek isteniyor şarabın.

"Ayyaş" diyor başbakan... O ayyaş dediklerinin de bir kimliği var halbuki, bir vatandaşlığı var.

Barış sürecinde akil adamlarla yürütülen halka anlatma projesi başka hiçbir alanda, hiçbir noktada kendini göstermiyor. Ana muhalefeti kaale almıyor, meclis komisyonları işlevsiz, medyada muhalif sesler kısık...

Hoş bir tablo tablo değil. Güven yitiriliyor. Renkler solma tehlikesi ile karşı karşıya.

***

Başbakan insansız proje adamı. Başbakanın projeleri, insansız projeler... İnsana, fikrine değer vermeden, danışılmadan yürütülen projeler... Projelerde ne bilim var, ne STK'lar var, ne gençlik var, ne kent sakinleri var. Ve bunu haykıran herkes de biber gazından nasipleniyor, böyle bir ülke burası.

"Ben sizin yerinize köprünün adını belirlerim, ben sizin adınıza parkınıza ne yapılacağına karar veririm, ben sizin sağlığınıza, içkinize, yemenize her şeyinize karışırım" yaklaşımı toplumun geniş kesimlerini yordu, yormaya da devam ediyor. Devlet, siyasetçileri eliyle babalığa soyundukça evlatlarına huzur vermiyor, aksine kabus yaşatıyor.

"Ne yaparsanız yapın", "Gidin evinizde için"... Bu tümceler can acıtıyor, can sıkıyor... Tıpkı "Afedersiniz Rum bile diyorlar", "Kadın mı kız mı bilemem" cümleleri can sıktığı gibi... Dün kerhen tolere ediliyordu bunlar, bugünse artık edilmiyor.

Yeni başöğretmenimiz Erdoğan... Lakin halka hiç de öğretici davranmıyor.

***

Bu satırların yazarı ne köprü yapımına karşıdır, ne de kullanılmayan atıl binaların, parkların değerlendirilmesine... Duygusal protestoların ve kuru kapitalizm karşıtlığının çoğu zaman karşılığını bulamayacağını bilmektedir. Aynı zamanda devletçiliğin halkına, girişimciliğe ve yaratıcılığa ne denli zarar verdiğini de hep haykıragelmiştir.

Kentlere sakinleri sahip çıkmazsa sahip çıkan bulunur. Onlar da gelirler yeni gösterişli ve bir o kadar da kötü yapılarını oralara kondururlar. Dolayısıyla tüm bu tepkileri bazen geç kalmış, cılız ve sonuçsuz tepkiler olarak da görür yazar.

Ama derdimiz tepkiler değil. Derdimiz "oldu bittiye getirenlerdir" bugün.

***

Başbakan 2012 kongresi sonrası dile getirdiğimiz korktuğumuzu başımıza getiriyor. Geçmişin hayaletleri ile dans ederken geleceği bir çırpıda çöpe atıyor. Geleceğe dair koyduğu hedefler geçmişin karanlıklarını gölgede bırakamıyor artık. Uludere, Afyon ve en son Reyhanlı'da yaşananların bir özeleştirisi yapılmıyor, hesaplar sorulmuyor.

Başbakan güç sarhoşluğuna mağlup oluyor. Acz içindeki küçülen muhalefete bakarak tanınmaz ve yenilmez bir güce dönüştüğünü sanıyor.

Üzerinde 11 yıldır ittifak yapan liberalleri, sosyalistleri, merkezcileri, solcuları, sağcıları ise kaybediyor. Gücü içi boş, göreceli bir istikrara balonuna sıkışıp kalıyor, patlamaya hazır bir balon.

Ne diyelim: ya başbakanla ya da başbakansız... O ortamı gererken Aziz Kocaoğlu ve Osman Baydemir halaya devam ediyor... Kadifekale'de yüzler başka gülüyor. Huzur, empati, vicdan ve adalet umutla dans ediyor bu diyarlar için. Başbakana ise otoriter liderler sınıfına adını yazdırma inadı için önce gıyabında kadeh kaldırılıyor, hemen peşine bir tebessüm gönderiliyor ve en sonunda da deniyor ki:

"Usta! İnsanı yaşatmazsan devlet yaşamaz ki!"



Volkan ABUR

29.05.2013

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.